Meriç: Pişt!Bildirim panelinden mesajı okur okumaz başımı kaldırmadan whatsapp'a girdim.
Ders coğrafyaydı ve ben dersi dinlemeyip Meriç'in son koyduğu fotoğrafı beğenen kızları stalklıyordum.
Nil: Ne var be?
Meriç: Az kibar ol be kızım
Nil: Sanane benim kibarlığımdan, Allah Allah ya
Nil: Neyse ne var ne oldu?
Meriç: Hani Antalya gezisi vardı ya
Nil: Eee?
Meriç: Gidecek miyiz?
Nil: Bilmem ki gidelim mi?
Meriç: Kızım ona göre söyle işte hoca sayı alacakmış yer kalmaz sonra
Nil: Anneme sormadım ama izin verir herhalde ya
Meriç: Tamam o zaman yazdırıyorum adımızı
Nil: Akın ve Beril'i de yazdır, biz gidersek onlar da gelir
Meriç: Tamam
Meriç: Dersiniz ne?
Nil: Coğrafya
Meriç: Nöbetçi öğrenciyi yollayayım mı sınıfa?
Nil: Ne için?
(Görüldü✔✔)Meriç|çevrimdışı
Nil: Lan
Nil: Yoksa düşündüğüm şey mi?
Nil: Allaaah
Nil: Neyse sakinim
Hızla whatsapptan çıkıp internetimi kapattım ve telefonumu cebime atıp hocayı dinliyormuş gibi davranmaya çalıştım.
"Kızım, sen neden söylediklerimi defterine yazmıyorsun?"
Aa kim yazmıyormuş?
Hocaya döndüm, bana bakıyordu. Elimle ben mi? der gibi kendimi gösterdim.
"Evet sen, neden yazmıyorsun söylediklerimi. Not alıyoruz." Dedi coğrafyacı.
Dersi dinlemiş gibi yapayım derken iyice batmıştım, iyi mi?
"Iıı, şey hocam, defterimi evde unutmuşum da ben. Ondan şey yapmıyorum yani yazmıyorum."
İnanmışa benziyordu. Ben olsam inanmazdım.
Bu devirde öğrenciye öyle hemen inanmayacaksınız hocam, benden söylemesi.
Beril karnıma dirseğini geçirince iki büklüm oldum. "N'apıyorsun kızım, öldürecek misin beni?" Dedim gözlerimi kısıp. Gözlerini devirdi. "Kötülere bir şey olmaz."
"Alınıyorum bak ama." Deyip dudağımı büzdüm. "Banane." Deyip önüne döndü.
Oflayarak elime kalemimi aldım ve sıraya rastgele şekiller çizmeye başladım. Canım sıkılınca böyle yapıyordum, ne yapayım yani?
Ben sırayı karalarken sınıf kapısının çalınmasıyla hızla kapıya döndüm.
"Dersinizi böldüğüm için özür dilerim, müdür yardımcısı Nil'i çağırıyor."
Gelen, Meriç? Ay doğru ya Meriç bugün nöbetçiydi.
Ben Meriç'e mal mal bakarken bana döndü ve hoca görmeden göz kırptı. Beril de bu hareketini görmüş olacak ki yine dirseğini karnıma geçirdi.
"Ya kızım ne istiyorsun benim karnımdan ya!" Deyip Beril'e döndüm ve kaşlarımı çattım.
"Bilmem," deyip omuz silkti.
Al işte.
"Kızım ne bekletiyorsun nöbetçi öğrenciyi gitsene." Deyip beni kibar bir şekilde(!) kovdu sevgili coğrafyacımız.
Bir şey demeden koşarak sınıftan çıktım ve arkamdan kapıyı kapattım.
"Lan sen bugün nöbetçiydin değil mi?" Deyip elimi alnıma vurdum. Bu hareketime güldü ve yanağımdan makas aldı. "Yakında sana da gelecek görev merak etme."
"Sıkıcı ama."
"Yani şimdi yalan söylememek gerekirse sıkıcı." Dedi. "Ama bazen böyle sevgilini dersten alınca eğlenceli oluyor."
Dediği şeye güldüm. Eh yani tabi eğlenceli kızız sonuçta.
"Kantine inelim mi?" Diye sordu. "Hem nöbetçilere sıcak çikolata bedavaymış, sana da ısmarlayayım. Ne dersin?"
Sıcak çikolata mı?!
"Evet evet evet evet!!"
"Neye evet? Sanan da evlenme teklifi ettim sanacak. Kızım bağırmasana." Deyip güldü. Dediği şeye gözlerimi devirdim.
"Sanane?"
"Banane öyle mi?" Dedi tek kaşını kaldırarak.
"He ya sanane." Dedim gülerek.
Güldü. "Bir gün sana evlenme teklifi ettiğimde de sanane diyecek misin acaba? Yoksa boynuma mı atlayacaksın?"
Kalbime bir şeyler mi oluyor ne?
----
Eheh bu bölüm de bitti ama çok hoj bitti bee :')
Bu arada yeni bir texting'e başladım bakmak isterseniz (tabiiki istersiniz) bakın yani ndnzndn
Neyse sefiyom sizleri♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓
Nouvelles-Tamamlandı- Bilinmeyen Numara: Ne çok isterdim bir atkı olmayı, üşüdüğünde boynuna sarılmayı... Benimki de hayal işte... Bilinmeyen Numara: Ama vazgeçemiyorum Bilinmeyen Numara: Hayal kurmaktan da, sevmekten de vazgeçemiyorum