-Gökyüzü 52-

16.3K 937 220
                                    

Sıranın üzerine çıktım. Ardından sınıftan çıkmak üzere olan Sevde'yi yakalayabilmek için süperman inişi yaptım ve ona doğru koşarak arkadan saçından yakaladım.

Çığlık atarak sendeleyen Sevde artık ellerimdeydi ve bu durum... Çok güzeldi lan! Allah'ım bu bir rüyaysa lütfen uyandırma şunun işini bir bitireyim!

Saçından tutarak yüzünü sıraya yapıştırdım. Ardından yüzüne yaklaştım. Fakat yüzünü başka tarafa çevirdi.

"Bana bak!" Diyerek saçıyla yeniden bana dönmesini sağladım. "Gerizekalı bırak saçımı!" Diye bağırdı. Elime doladığım kokuşmuş saçlarını öyle bir çektim ki, kavgayı izleyenlerden bazıları Sevde'ye acıyarak bakıyordu.

Zaten şu kızı sınıfta çoğu kişi sevmiyor, bence bu davranışla kökten bir çözüm elde edebilirdik. Sizce?

"Seni var ya..." dedi güçlükle. "Okuldan attırırım kızım! Bırak! Ah! Saçlarımı!!"

Elini rastgele sallayarak benden kurtulmaya çalışırken o uzattığı 10 cm'lik tırnağı yüzümü çizdi. Acı içinde yanağımın tekini tutarken bu defa o benim üzerime atıldı.

"Bana bak kızım! Ne istiyorsunuz benim saçlarımdan bilmiyorum ama amacınıza ulaşamayacaksınız!" Diye bağıran Sevde'ye yav he he bakışı attım. Tabii aynaya bakmıyordu şu an. Ben olsam ben de bakmazdım. Yolunmuş ve kokuşmuş pis sarı saçlarına...

Tam o pis ellerini güzelim yumuşacık saçlarıma götürdüğü sırada içeri koşarak giren nöbetçi öğretmen beni bu durumdan kurtarmıştı.

"Kim başlattı kavgayı?!" Diye bağırdı Sevde ile bana. İkimiz de birbirini gösterdik.

"Lan sen başlattın kavgayı! Beni sıraya iten kimdi?" Diye bağırdım Sevde'ye doğru. Fakat öğretmenimiz hemen müdahale etti bu duruma.

"Birincisi argo kelime bir daha kullandığını duyarsam dinlemem disipline gönderirim seni! İkincisi ikiniz de müdürün odasına çabuk!"

Öğretmenin isteği üzerine tıpış tıpış çıktık sınıftan. Ben haklı olduğum halde acaba ceza yiyecek miyim? Diye düşünüp oflayıp puflarken Sevde gayet rahat bir şekilde öğretmenin arkasından yürüyordu. Bendeki durumu fark etmiş olacak ki "Hayırdır Nil? Suçun ortaya çıkacak diye mi korkuyorsun?" Diye sordu gülerek.

Şu kız yanımdayken sakin kalmamı beklemeyin benden. Yine ne yapıp edip beni sinirlendirmeyi başarıyordu işte. Fakat bir gün bu yaptıklarını ona öyle bir ödetecektim ki... Kimse elimden kurtaramayacaktı onu...

Nöbetçi ögretmen bile!

Nihayet müdürün odasına vardığımızda kapıyı tıklayarak içeri girdik. İçeride birkaç öğrenci vardı.

11-D'den adını bilmediğim bir çocuk ve, Meriç? Meriç'in ne işi vardı burada?

Elimi sen hayırdır? Der gibi salladım. Gülerek ağzını bir şey yok diye oynattı. Yanındaki çocuğa döndüğümde burnundan kan geldiğini farkettim. Eğer Meriç düşündüğüm şeyi yaptıysa... Neden yaptı ki bunu?

Hem Meriç okulda asla kavga etmeyen tiplerdendi. Kesinlikle adı kavgaya karışmazdı. Okulda usluydu yani. Ne oldu da çocuğun burnunu kanattı merak ediyordum.

Müdür Meriç'e döndü. "Oğlum ne oldu sana bu sene böyle? Derslerin düştü birde bu yetmezmiş gibi adam dövmeye de başladın. Senden beklemezdim bunu doğrusu. Bu ilk olduğu için sana ceza vermeyi düşünmüyorum ama bir daha olmasın."  Ardından adını hala bilmediğim çocuğa döndü. "Oğlum sen ne yaptın? Senin de bu kavga işleriyle alakan yok. Anlat Meriç ile neden kavga ettiniz?"

GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin