Bilinmeyen Numara: Duydun muu?!Meriç: Neyi?
Bilinmeyen Numara: Okul gezisi olacakmış
Bilinmeyen Numara: Katılacak mısın?
Meriç: Bilmiyorum katılırım herhalde
Bilinmeyen Numara: Lan gezi beleş, katıl katıl
Meriç: Nerede beleş, oraya yerleş jfkdndidnd
Bilinmeyen Numara: Aynen
Bilinmeyen Numara: Edirne gezisi olacakmış
Meriç: Biliyorum jckfjzndmsm
Meriç: Dersiniz ne şu an?
Bilinmeyen Numara: Tarih
Meriç: Hangi hoca?
Bilinmeyen Numara: Ali İhsan hoca😒
Meriç: Demek 11-C sınıfındansın
Bilinmeyen Numara: Lan!
Bilinmeyen Numara: Ama bu haksızlık
Meriç: Merak etme sen karşıma çıkmadığın sürece seni bulmaya çalışmayacağım
Meriç: Ama artık karşıma çık be bilinmeyen
Meriç: Seni seviyorum, seni düşünmeden uyuyamıyorum...
Meriç: Sevgine aşık oldum belki, belki saflığına içtenliğine..
Meriç: Ama yalvarırım çık karşıma
Meriç: Çık da çok geç olmadan bunu başarabilelim..
---
"Hala inanamıyorum kızım, Meriç beni anonim olarak seviyor."
"Sevdiğin seni seviyor işte daha ne istiyorsun?" Dedi Beril. "Akın artık beni takmıyor bile. Selam veriyorum, selamımı bile zor alıyor."
Cevap vermedim. Ne dersem diyeyim, üzülecekti. Kalbini kırmak istemiyordum.
Bakışlarım kantin kapısından içeri giren Meriç ile Akın'a dönünce istemeden de olsa bakışlarımı kaçırdım. Fakat sonra arkalarından gelen Sevde ve Ece'yi görünce sinirlerim alt üst oldu.
Bunlar ne ayak?!
İç sesim her ne kadar kırkayak demek istese de bu düşünceyi hemen kafamdan silip attım ve hedefime odaklandım.
Meriç ile Akın bizim masaya gelince arkalarından Ece ve Sevde de geldi. Sizi davet eden mi oldu pis yellozlar!
"Selam!" Dedi Meriç, bana bakarak. Akın da selam vermişti fakat hali ve tavırları, farklıydı. Düşünceli gibiydi.
"Selam!" Dedik biz de Beril'le aynı anda.
Ece ve Sevde ise bize, trene bakan öküz gibi bakıyorlardı. Hiç mi tren görmediniz be öküzler!Öhöm, neyse konumuz bu değil.
Akın Beril'in yanına oturmuştu, yanına Sevde, benim yanıma da Meriç oturmuştu. Ve bilin bakalım onun yanına kim? Evet! Doğru bildiniz. Ece pisliği oturmuştu.
"Ee okul nasıl gidiyor." Diye bir soru attı ortaya Meriç.
"Gitmiyor beya." Dedim son harfi uzatarak. Bu tepkime güldü ve göz kırptı.
Eridim olum ne yapıyorsun?
Ece öksürüp araya girdi. "Valla benim iyi gidiyor. Senin nasıl Meriç?"
Meriç onu takmadı bile. Aferin koççum benim bee! Kimin sevdiceği! Tabiiki benim. Benim benim. Mine mine mine!!!
Kendi içimde saçmalamaya devam ederken Meriç'in yüzümün önünde ellerini sallamasıyla kendime geldim.
"Kızım sesleniyorum duyuyor musun beni?"
"Ha evet, ne dedin?"
Gözlerini devirip gülümsedi. Bende gülümsedim.
"Diyorum ki, geziye geliyor musun?"
"Tabiiki, nerede beleş, oraya yerleş demiş atalarımı-" son anda ne dediğimi farkedip ağzımı kapattım. Fakat artık çok geçti.
Meriç gözlerini kocaman açmış, bana bakıyordu.
"Sen..." dedi bir süre bekleyip ardından devam etti. "Az önce ne dedin?"
İşte şimdi ciddi anlamda sıçmıştım.
Bugün son gün! Whatsapp grubuna katılmak isteyen var mıı?!
Kendimi satış yapıyormuş gibi hissettim la ndkdmdkdndNeyse oylamayı unutmayın🤗
See you💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓
Short Story-Tamamlandı- Bilinmeyen Numara: Ne çok isterdim bir atkı olmayı, üşüdüğünde boynuna sarılmayı... Benimki de hayal işte... Bilinmeyen Numara: Ama vazgeçemiyorum Bilinmeyen Numara: Hayal kurmaktan da, sevmekten de vazgeçemiyorum