Öncelikle herkese sellaaam kdkzms size bir kitap önerisi yapacağım bence bir okuyun derim
Adı; Beyaz Tenlim baranozlux qardaşımın yazdığı bir texting şeysi. Bi bakıverin mxkdnxkdnzk---
Akın: Nil, kanka
Akın: Neredesin kızım sen?
Akın: Neredesiniz?*
Akın: Lan sen bana olayı anlatacaktın ya
Akın: Kaşla göz arasında Meriç ile kaçmışsınız okuldan
Akın: Neredesiniz çabuk konum at
Akın: Lan internetin de açık
Akın: İyi öyle olsun bakalım🙄
---
Akın'ın mesajlarını bildirim panelinden okuduğumda bir an önce aramak için harekete geçtim. Fakat Meriç buna engel oldu.
"Bırak biraz merakta kalsın, konuşacaklarımız var." Deyip telefonu tutan elimi tuttu.
Lan sen bana kalp krizi mi geçirtmek istiyorsun!
"Sen yokken o vardı ama," deyip telefonumu elinden kurtarmaya çalıştım.
Sonuç; başarısız...
"Versene şunu ya!" Deyip bu sefer elimin tekini başına koydum ve destek alarak üzerine atıldım. Tabii bunu yaparken saçını hafifçe(!) çekmiş olabilirim. Azıcık, çok azıcık yani...
"Saçımı kopardın kızım ya," deyip telefonu elime verdi. "Yemin ediyorum bir daha elinden bir şey alırsam insan değilim, bu gidişle saç bırakmayacaksın bende..." diye de söylenmeyi unutmadı.
Gülerek Akın'a bulunduğumuz konumu attım ve geri telefonumu kapattım.
Daha önceden hiç gelmediğim bir parka gelmiştik. Meriç, buraya sık sık geldiği için biliyordu bu parkı. Şimdi ise banka oturmuş, birbirimize boş boş bakıyorduk. Ya da öyle bakmaya çalışıyorduk çünkü ona bakarken ciddi olamıyordum.
"Ne gülüyorsun kızım?" Diye sordu ciddi duruşuyla. O böyle sorunca yine gülmeye başladım.
"Gülünecek ne var anlamadım?" Dedi yine aynı ciddiyetle. Ben ise onun bu sözlerine mal mal gülüyordum.
Sonunda o da gülmeye başlayınca bu sefer ben ciddileştim. "Ne gülüyorsun olum?" Dedim onun taklidini yaparak.
Benim taklidimi yapmasını beklerken kolumdan tuttu ve başımı göğsüne yasladı.
"Nil," dedi. "Ben neden seni bu kadar çok seviyorum?"
Gözlerim dolarken başımın altındaki hızla atan kalbi dinledim. O kadar hızlı atıyordu ki, hani olur ya sanki saatlerce koşmuş da, kalbi çıkacakmış gibi...
"B-bilmem," dedim sadece. Söyleyecek çok şey vardı aslında. Fakat kelimeler boğazıma düğümlenmişti sanki. Konuşamıyordum... Belki konuşamamam daha iyiydi. Ağlayacaktım belki de.
"Sen beni neden bu kadar çok seviyorsun?" Diye sorunca bu sefer gözyaşlarımı tutamadım.
Sahi ben neden onu bu kadar çok seviyordum ki?
Yakışıklı olduğu için mi? Sadece dış görünüşü için mi?
Öyle olsaydı 2 sene nasıl sabredebilirdim ki? Davranışları, saf kalbi, yardımseverliği... Okuldaki birçok erkeğe benzemiyordu o.
"O da bana kalsın." Deyip burnumu çektim. Burnumu çekmeseydim Meriç'in montuna sümüğüm akacaktı. Daha çocuğu elde edememişken böyle bir olay olsun istemezdim. Yani kimse istemez.
(Yazar burada baya baya saçmalamıştır. Tşk)"Bende öğrenmek istiyorum." Deyip elini saçlarıma koydu. "Banane," deyip ayrıldım ondan. Bana kalsın istiyordum, belki anlatmaya utanıyordum?
"Peki," dedi. Ve sessizlik...
Yaklaşık kaç dakika öyle durduk bilmiyorum ama en son Meriç ellerimizi birbirine kenetlediğinde Akın'ın çığlığını duymuştum.
"Lan! Benden habersiz sevgili mi oldunuz siz? Beril bak gör bunlar bizden gizli gizli neler yapıyorlar. Töbe töbe!"
Normalde olsa bu duyduğum cümleye karşı gülebilirdim fakat... Bayılmışım...
-Üzgünüm Gülemedim-
La o değil de ben baya baya saçmalamışım ya fkzndkzndkxndixndkz
Şu son zamanları da bana bölüm atması çok zor geliyor ya :'( niden ki?
Neyse siz oylamayı unutmayın kzkdnzjdnzidnzkkz
See you😝❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓
Короткий рассказ-Tamamlandı- Bilinmeyen Numara: Ne çok isterdim bir atkı olmayı, üşüdüğünde boynuna sarılmayı... Benimki de hayal işte... Bilinmeyen Numara: Ama vazgeçemiyorum Bilinmeyen Numara: Hayal kurmaktan da, sevmekten de vazgeçemiyorum