-Gökyüzü 36-

22.2K 1.2K 313
                                    

Meriç: Nil, üşüsem boynuma sarılır mısın? Atkım olur musun?

Son attığı mesaj ile ağlayarak kendimi yatağa bıraktım ve Whatsapp'tan çıkıp hemen internetimi kapattım. Hayır bilmemeliydi. Kimliğim bu kadar erken çıkmamalıydı ortaya.

İki sene öncesi... Zamanı geri almak gibi bir imkanım olsa kesinlikle alırdım o iki sene öncesine... Neden mi? Sevgimi rahatça yaşadığım, hep içime attığım dönemlerdi çünkü o zamanlar...

Geldim, gittim, sevdim, nefret ettim, bekledim, gidemedim, kalamadım, dayanamadım, yaşayamadım!

Anlatması zor ama anlaması, anlatmasından daha da zor...

İçimdeki aşk gün geçtikçe büyüyor, büyümekle de kalmıyor onu gördüğüm her an nefes almamı zorlaştırıyordu sanki o zamanlar.

Bir de 10. Sınıfı şehir dışında okumuştum sevdiğim adamdan uzakta... Babamın işi yüzünden. Ama şükür ki çok geçmeden yine dönmüştüm onun yanına...

Sonra bir çılgınlık edip oma mesaj attım. İçimi ona dökmek istedim, belki az da olsa hafiflerim diye düşündüm. Fakat bu, ona daha fazla bağlanmama neden oldu. Onun her mesajında onu daha da sevdim, daha da çekildim ona...

Ne çok isterdim bir atkı olmayı, üşüdüğünde boynuna sarılmayı... Benimki de hayal işte...

Attığım ilk mesaja cevap olarak yazmıştı belli ki..

Nil, üşüsem boynuma sarılır mısın? Atkım olur musun?

Peki şimdi hayal miydi? Meriç'e güveniyordum fakat gerçek bana mı, yoksa bilinmeyen olan bana mı aşık olmuştu?

---

MERİÇ;

2 sene önce - Lanet lisenin ilk günü

Nefes nefese okulun bahçesine girip Umut'u aramaya başladı gözlerim. Geç kalmıştım evet, hem de ilk günden.
Kahvaltı da yapamamıştım açlıktan ölmek üzereydim.

Sonunda Umut salağını görür görmez yanına koştum ve kolundan tutup kendime döndürdüm.

Bir koluna bir de kolunu tutan elime baktı. "Noldu olum, bari bi' selam verseydin?"

"Geç kaldım sandım," deyip elimi kalbime koydum. Fazla hızlı koşmuştum, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.

O an kapıya yakın bir kıza gözüm takıldı. Kendi halinde geleni geçeni seyrediyordu. Belli ki arkadaşı yoktu.

O an gözgöze geldik. Birkaç saniye ikimiz de gözlerimizi kaçırmamıştık fakat sonrasında aynı anda başka taraflara bakmaya başladık.

Ardından yanına ortaokuldan tanıdığım olan Akın gelince ikisini dikkatle izlemeye başladım.

Normalde Akın, kızlardan oldukça uzak duran bir tipti. Bu kızı yanında görünce şaşırmıştım. Ardından kız kollarını Akın'ın boynuna sarınca istemeden de olsa kaşlarım çatıldı.

"Hey olum, kime diyorum!"

Önümde sallanan parmakların sahibine döndüm. "Ne? Ne oldu?"

"Ohoo daldın gittin yine. Müdür sınıfları açıkladı. İkimiz de 9-E'ye düştük."

Başımı salladım. Ardından tekrar Akınların olduğu tarafa döndüm fakat, ikisi de yoktu.

--

Bu olaydan 2 hafta sonra ~

"Lan topu tutsana beceriksiz!"

Cüneyt hoca Umut'a bağırmaya devam ederken ben de sahadan gizlice ayrılıp banklardan birine oturdum. Kenarda duran hiç açılmamış su şişesini alıp tam içmeyi planlıyorken arkadan birinin "Hey! O benim."  Diye seslenmesiyle arkamı döndüm. Yine o kızdı. Akın'ın sevgilisi...

"Pardon, senin suyun olduğunu bilmiyordum." Dedim mahçup bir ifadeyle.

Kaşlarını çatıp yanıma oturdu. "Her bulduğun suyu içer misin sen?"

"Yoo," deyip omuz silktim. Tekrar kıza döndüğümde hala kaşları çatık, bana bakmaya devam ediyordu.

"Ne bakıyorsun öyle?"

"Sanane!"

"Çattık ya!" Deyip ayağa kalktım. Ardımdan söylenmelerini kulak ardı edip okul binasına doğru yürümeye başladım.

---

4 Ay sonra

"Pişt!"

"Ne var?"

"Geldik kanka!"

Başımı hızla sıradan kaldırıp etrafa saf saf bakındım. Sınıf bu halime gülerken, hoca bana kızgın bir yüz ifadesiyle bakıyordu.

Umut'un başına bir tane geçirip "Lan ne uyandırıyorsun salak!" Diye hamurdandım.

"Kapıdaki nöbetçi öğrenci müdürün seni yanına çağırdığını söylüyor."

Hemen ayaklandım ve sınıftan koşar adım çıkıp nöbetçiyi beklemeden müdürün odasının olduğu kata indim.

Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde yalnız olmadığımı farkettim. İçeride o kız vardı. Ve yine karşıma çıkmayı başarmıştı.

"Kaydını yarın siliyorum o halde." Dedi müdür.  Ne yani?! Okuldan mı gidiyordu.

"Peki hocam teşekkürler," deyip arkasını döndü, yani yüz yüze geldik. Bir adım geri çekilip gözlerime uzun uzun baktı. Ardından bir şey demeden kapıyı açtı ve gözden kayboldu.

İçimi bir huzursuzluk kapladı. Okuldan gidiyordu ve ben bu adını dahi bilmediğim kızın okuldan gitmesinden rahatsız olmuştum, ne garip.





Şimdi MERİÇ;
---
Ve ben, o günden sonra o kızı aramaya başladım. Akın'a sordum, söylemedi. Amacım kötü de değildi halbuki.

Sonra 11. Sınıfın başında yine geldi. O sıra da da Bilinmeyen Numara mesaj atmaya devam ediyordu.

Kızın adını öğrendiğimde ve artık Akın ile yakın arkadaş olduğumuzda Nil'den numarasını istemeye çekinip Akın'dan istemiştim numarasını...

Sevinçle yatağa oturmuştum. Numarayı tuşlayıp rehberime kaydetmiştim. Ardından whatsapp'a girmiştim ve işte...

Bilinmeyen numaranın Nil olduğunu o gün öğrenmiştim.






~~~

Bölüm iyi değil gibi geldi ama sizi bölümsüz bırakmamak için atmaya karar verdim😋

Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin💖

Sizi seviyoruum💕



GÖKYÜZÜ ❦ Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin