39: [Parti]

8.7K 439 117
                                    

××

"PARTİLİYOR MUYUZ BAYBURT?"

İçeriden gelen sese karşı yüzümü buruşturup çantamı alarak odamdan çıktım.

"Partiliyoruz ama bu kız kaçar hanımlar."

"Nereye lan?"

"Hani beraber gidecektik?"

"Enişte bey geldi enişte bey, onunla gidecek kesin."

Topuklu ayakkabılarımı giyip kapıyı açtığımda, öpücük gönderip evden çıktım. Aşağı inip evin önünde beni bekleyen Boran'ın arabasına doğru ilerleyip bindim.

Onu öpüp kemerimi taktım ve radyonun sesini açtım. "Partiliyor muyuz?"

"Ne?" Ne?

"Boş ver, hadi gidelim."

Elini uzatarak elimi tuttuğunda ona bakarak gülümsedim. Ben bu çocukla ne zaman evlenecektim acaba? Çantamdan telefonumu çıkarıp kamerayı açtığımda göz ucuyla bana baktı. Arka arkaya birkaç fotoğraf çektim, Boran da arada bana bakıyordu. "Boran," dedim, radyonun sesini biraz kısıp başka bir kanalı açtığımda. Mırıldanarak bana cevap verdiğinde telefonu kapatarak ona baktım, elini halâ bırakmamıştım.

"Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum."

Beklemeden cevap verdiğinde kalbimde bir şeyler uçuşmuş, gülümseyişim yüzümde büyümüştü. Karnım tekmeleniyor, içim bulanıyordu sanki. Öyle hoş ve tatlı bir histi ki bu, hayatım boyunca yaşamayı umuyordum her zaman. Ama Boran'la.

"Partiyi boş mu versek?"

"Ama arkadaşının doğum günü..."

"Bir iki saat durup kalkalım?"

"Bilmem... Olur aslında da, çıkıp ne yapacağız ki?"

"Seninle kalmak istiyorum bugün. Başka insanlarla beraberken değil, yalnızken doya doya yüzüne bakmak istiyorum bugün."

Elinin üstünü okşadım. "Sen bir romantiksin bugün. Hayırdır?"

"Her zamanki halim de göstermiyorum işte."

Güldüm. Kalabalık bir ortamdansa, sakin ve romantik bir ortam her daim tercihim olurdu.

"Tabii, kesin öyledir."

××

Partinin yapılacağı yere gelmediğimizde içeri girip tanıdık birkaç insana selam vermiştik. Koltuklara geçip oturduğumda, Hande ile Berk kapıdan içeri el ele girdi.

O gece yaşanan heyecandan ve konuşmadan sonra sevgili olmuşlardı. İkisi de birbirini seviyordu, daha fazla iki arkadaş gibi davranmanın anlamı yoktu zaten. O kadar tatlılardı ki! Bizden önce evlenirlerse hiç şaşırmazdım.

Saatler ilerlemiş, doğum günü pastası kesilmişti. Vakitleri geçirmek için arka arkaya alkol almıştım ve başım fena dönüyor, buna rağmen içme isteğimi bastıramıyordum. Masadan kalkıp Boran'ın yanına gittim ve elindeki bardağı alarak kafama diktim, masadaki tüm gözleri üzerimde hissetmiştim. Bardağı bıraktığımda, Boran kolunu belime sararak beni kendine çekti. Başımı omzuna yasladığımda saçlarıma bir öpücük bıraktı. "

"Çok mu içtin sen?" diye sorduğunda gözlerimi kapatarak sallanmaya devam ettim. Başımı salladığımda, eş zamanlı olarak parmaklarımla göstererek, "Azcık,"demiştim.

KAFAYI YEMİŞSİN •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin