××
Sevgilim:
ben senin evine geçiyorum hayatım
bize gelme
direkt kendi evine gel
yolu bulabilirsen tabiBoriş:
tövbe bismillah
hayırdırSevgilim:
gelirsin yemek yeriz
bi şeyler içeriz falan
diyeceğim de bunu bi düşünmem lazım
neyse öyle yani
iyi eğlencelerBoriş:
peeki
muck××
Boran'ın evine geçmiş, biraz evi toparlamıştım. Ev baya bir dağınıktı, nasıl yaşıyordu bu çocuk bu evde?
Temizlikten sonra Boran'ın odasına geçip üstümü değiştirdim ve onun tişörtlerinden birini giydim. Altıma da onda olan şortumu giyip, mutfağa girdim ve yemek yapmaya başladım. Boran'ın ne zaman geleceğini bilmiyordum ama umuyordum ki geç kalmazdı. Onunla vakit geçirmek istiyordum. Evi boşuna mı toplamıştık yani?
Saatler süren maceralarımdan sonra tavuk sotenin piştiği tencereye son bir kez göz gezdirip kapağı kapattım. Hayır, saatlerce tavuk sote yapmamıştım tabii ki. Yaprak sarması bile vardı... Tamam, güzel yemek yapıyordum ama şu ayarları bir türlü yapamıyordum. Bana kalsa, çorbanın yanında ayran bile içerdim, o dereceydim. Yemeklerimin uyumsuzluğunu bir kenara bırakarak masayı hazırladım. Mutfaktan çıkıp televizyondan son ses açtığım şarkının sesini kısarak kendimi koltuğa attım. Saat gece yarısına geliyordu neredeyse... Neredeydi bu?
Sevgilim:
Hadi ama
Nerede kaldınBoriş:
gqkitorö"Sıçtık," diye mırıldanıp üzerimdeki mutfak önlüğünü çıkardım. Bu salak niye hep sarhoş olacak kadar çok içiyordu ben anlamıyordum. Yanında elli kişi vardı dediğine göre, hepsi bu haldeyse, arabayı kim kullanacaktı, taksiyle mi geliyorlardı yoksa?
Dayanamayıp Boran'ı aradım.
Boran'ın değil de Kaan'ın, "Efendim yenge?" diyen sesini duyduğumda kaşlarımı çattım. "Boran nerede?"
"Geliyor geliyor. Getiriyoruz yani biz onu. Sıkıntı yok, korkma."
"Hepiniz sarhoş musunuz lan? Arabayla gelmeyin, taksi çağırın."
"Yok bee, ne taksisi ne sarhoşu? Gerçi bir tek benim kafam hafiften dönüyor, bu salaklar kadar çok içmedim. Neyse yengelerin bir tanesi, ben emaneti bırakıyorum birazdan, dağıtıma başladık. Kargonuz gün içinde elinize ulaşacaktır, iyi geceler dileriz."
Dediğine gülüp telefonu kapattım. Gerçekten bir tane bile normal insan yoktu...
Dakikalar sonra zil deli gibi çalmaya başladı. Gelenin kim olduğunu anında anlamıştım zaten ama neden zile halâ basmaya devam ediyordu acaba?
Kalkıp kapıyı açtığımda, üstüme bir ağırlık çöktü. Hayır, soyut bir şeyden bahsetmiyorum; bu baya somut bir şeydi: Boran. Yere düşmesine engel olmak için sıkıca tuttum, kapıya omzunu dayamış olan Kaan'a tip tip bakmaya başlayınca, "Ne duruyorsun yardım etsene, ölüyorum." diyerek Boran'ı benden almasını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFAYI YEMİŞSİN •texting•
Teen FictionSevdiceem: sama bi şwy söyliyim ni Kafayı Yemiş: Söyle Sevdiceem: sni sebiyom Kafayı Yemiş: Ne? Kafayı Yemiş: Kafan güzel o yüzden öyle diyorsun Kafayı Yemiş: Boran? (Görüldü: 02.18) (Kısaltmalar ve yanlış yazılan kelimeler bilinçli olarak yazılmış...