73/2: [Alışılamamış Yokluk]

4.7K 283 71
                                    

Bölüm Şarkısı:
Cem Adrian- Tanrı Aslında Sever Hepimizi

××

Hastaneden eve döndükten sonra, Boran çalan telefonları reddetmiş, en sonunda telefonunu kapatmıştı. Eve girdiğimiz andan itibaren, hem evin kapısını kilitlemiş hem de birlikte yatak odasına gittikten sonra, o kapıyı da kilitlemişti. Kimseyi görmek istemiyordu. Kimseyi duymak istemiyordu. İnsanların onu arayıp saçma sapan cümleler söylemesini ve tesellileri istemiyordu, anlayabiliyordum.

Ben yatağa oturduğumda, o da oturmuş ve hemen kollarımın arasına girmişti. Ve akıtmak istemediği göz yaşlarını serbest bırakmıştı.

Elimi onun saçlarının arasında gezdirirken, bir şeyler mırıldandığını duydum ama sormadım. Şu an ona ne sorsam da cevap alamayacaktım zaten.

Kollarımın arasında hıçkırarak ağlamaya devam ettiği saniyelerde, artık benim de göz yaşlarım yanaklarıma dökülmeye başlamıştı.

Boran, kardeşini kaybetmişti.

Ben, kardeşimi kaybetmiştim. Arkadaşımı.

Bir aile, kızını kaybetmişti.

Bir erkek ise sevdiği kadını.

Bu, kabul edilemez bir şeydi. Kim, ne zaman kabullenirdi orası ayrıydı fakat bu kesinlikle alışılamayacak bir durummuş gibi geliyordu.

"Kabullenmek istemiyorum... Gittiğini kabullenmek istemiyorum. Bir daha onu göremeyecek olmayı kabullenmek istemiyorum... Ne yapacağım ben? Nasıl dayanacağım?"

Dudaklarımı saçlarına bastırıp kokusunu içime çektim. "Şşş, sakın öyle deme. Dayanmak zorundasın. Onun için. Anladın mı beni? Böyle bir soruyu bir daha duymayayım."

"Kalbim acıyor. Canım acıyor, Eylül. Daha çok küçük, ölmemeliydi... Böyle bırakmamalıydı. Anlıyor musun?"

"Anlıyorum, canımın içi. Anlıyorum. Orada daha mutlu olacak... Yani... olur işte."

"Kalsaydı burada da mutlu olurdu ama."

"Tabii ki olurdu. Ama acı çekiyordu, Boran. Aylardır orada tıkılıp kalmıştı. Artık daha özgür."

"Bana niye acı çektiriyor?"

Dudaklarımı sıktım. "O senin üzülmeni ister mi hiç? Deme öyle..."

Sustu. Belki içinden çok cümle geçirdi ama dile dökmedi.

"Dayanamayacakmış gibi hissettiriyor. Nefes alamıyorum. Nasıl geçecek bu?"

"Boran. Sen çok güçlü bir adamsın. Beren de bunu biliyor ve böyle olmanı seviyor. Bu kadar üzülmene o dayanabilir mi sanıyorsun? Sen gücünü ondan toplayacaksın. Ne olursa olsun."

"O benim ışığımdı."

"O hep senin ışığın olarak kalacak."

××

Kesinlikle gitmek istemiyordum.

Bugün Beren'in cenazesi vardı ve ben oraya adım bile atmak istemiyordum.

Dün, hastanedeki hemşirenin bize verdiği kutuyu, evdeki boş odaya koymuştuk. İçini açmak, bu aralar isteyeceğimiz son şey bile olamazdı. Boran'ın zaten kutuyu hatırladığını bile sanmıyordum.

Gece boyunca, kollarımın arasında ağlamıştı. Yeri geldiğinde benimle konuşmuş, yeri geldiğinde birlikte susmuştuk. Sabah olunca ise kalkmış, hiçbir şey olmamış gibi banyoya girip çıkmış, giyinip yanıma geldikten sonra bana sıkıca sarılarak teşekkür etmişti.

KAFAYI YEMİŞSİN •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin