63: ["Affet beni."]

5.4K 341 51
                                    

××

Hande, sabah erkenden kalkıp, Eylül'ün dediklerini uygulamaya koyulmuştu. Ne kadar heyecanlı ve gergin olsa da, sakin olması gerekiyordu. Berk'in nasıl bir insan olduğunu biliyordu, onu affedeceğini de biliyordu ama bu bebek mevzusunda nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu. O yüzden çok gergindi.

Güzelce giyinmiş, ağladığı için kızaran ve şişen gözlerini kapatmak için güzel bir makyaj yapmıştı. Ses çıkarmadan evden çıkmış ve bir taksiye binerek, Berk'in evinin önündeki marketin orada ücreti ödeyerek inmişti.

Marketten yiyecek bir şeyler aldıktan sonra, evin önüne geldi ve çantasından evin anahtarını çıkarıp içeri girdi. Mutfağa girip güzel bir kahvaltı hazırladı. Masaya yaptığı şeyleri koyarken kapıdaki hareketlilikle oraya baktı. Berk, dağınık saçları ve çıplak üstü ile kapıya omzunu yaslamış bir şekilde Hande'yi izliyordu.

Hande, dün yaşadıkları tartışmanın üzerine bindirdiği pişmanlık nedeniyle elindekileri bıraktı ve ona yaklaştı. Berk, bir anda, "Bunlar ne?" diye sorunca şaşkınlıkla durdu.

"Kahvaltı hazırladım bize..."

"Bize?"

Başını salladı Hande. Berk'in ona kızgın olduğunu biliyordu ama böyle tersleyeceğini düşünmemişti. "Birlikte oturup kahvaltı yaparız, bir de dün olanlar hakkın-"

"Dün olanların farkındasın yani? İyi bir şey bu."

"Berk... Konuşmaya geldim, yapma böyle lütfen."

"Ben yapıyorum yani? Dün boktan sebeple ağzıma sıçan sendin, bir şeyler yapan benim, öyle mi?"

Hande, ona doğru ilerlediğinde Berk, "Konuşacak bir şey yok," diyerek durdurdu onu. Omzunu yasladığı kapıdan ayırdı ve mutfağı terk ederek salona geçti. Hande de peşinden gitti.

"Özür dilerim. Bir anda oldu, niye bu kadar sinirlendiğimi anlamadım, gerçekten. Beni affet."

"Hande. Burada durmanın bir anlamı yok. Kendini zorlama. Güvenmediğin birinin evine giremezsin."

"Berk, yapma."

"Hande. Ne olduysa sebebi sensin. Ne yaptıysan sebebi sensin. Anladın mı? Bana güvenmediğini bağıra bağıra söyledin, şimdi buraya gelmenin anlamı ne?"

"Özür dilemek için. Ve sana bir şey söylemeye geldim."

Berk, bakışlarını ona çevirdi. "Bitirelim demeye geldiysen, anladım. Sonuçta güvenmiyorsun. Bu ilişkiyi yürütmek saçma olmaz mı?"

Hande, Berk'in onu dinlememesinin verdiği kızgınlık ve hamileliğin getirdiği duygusallıkla, "Beni dinle!" diye bağırarak, Berk'in dikkatini çekti.

"Beni dinle artık! Tamam bir bok yedim, tamam saçmaydı. Gereksizdi. Ama özür dilemeye geldim buraya ben! Özür dilerim! Tamam mı? Köpek gibi pişmanım, üzgünüm. Ve sana güveniyorum. Bir anda ağzımdan çıktı, sinirden. Sana güvenmeseydim seninle olmazdım, sana güvenmeseydim senin evine gelmezdim, seninle birlikte olmazdım!"

"Bunları yaptıktan sonra güvenini kaybetmiş olabilirim."

"Berk. Seni seviyorum. Seni çok seviyorum. Bana bunu yapma, bize bunu yapma, ben-"

"Ben ne yapıyorum ya? Sana ne yaptım ben? Söylesene!"

"Şu an yapıyorsun! Bizi bitirmeye mi çalışıyorsun? Gitmemi mi istiyorsun? Gitmem! Çünkü seni seviyorum!"

"Ben bizi bitirmeye çalışmıyorum, bunu sen yapıyorsun Hande!"

Berk, içinde oldukları durumun etkisiyle ayağa kalkmış, Hande'ye bakarak bağırıyordu. İkisi de bas bas bağırıyordu ama aslında ikisi de bunu istemiyordu.

KAFAYI YEMİŞSİN •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin