75, F İ N A L: [Sonun Sonsuzluğu]

6.7K 278 129
                                    

Bölüm Şarkıları:
1) Andy Grammer-Don't Give Up On Me
2)Şebnem Ferah- Hoşçakal

(Geçiş kısmında ikinci şarkıyı açın. İyi okumalar.)

××

Birine, bir şeye veda etmek çok zordu.

Fakat hoş geldin demek kolaydı.

Bir insanı, geri döneceğini bilseniz bile bir yere göndermek zor gelirdi. Onu beklerdiniz, özlerdiniz.

Fakat bilmediğiniz birisi, aniden hayatınıza girerse, ona kolayca hoş geldin diyebilirdiniz.

Ben, Beren'e veda edememiştim.

Ama ona hoş geldin demiştim.

Giyinme odasından çıkıp, makyaj masama oturduktan sonra, aynada kendime bakarak gülümsedim. Bugün, evliliğimizin üçüncü yılıydı ve Boran birazdan eve gelecekti.

Güzelce giyinip, makyajımı da kısa bir sürede hallettikten sonra ayağa kalktım ve boy aynasında göz gezdirdim. Güzel olmuştum, çok güzel olacaktık.

Aşağı indikten sonra bahçeye geçtim ve hazırladığım masaya son bir kez baktım. Masada eksik var mı diye kontrol ederken, bir araba sesi duyuldu. Boran'ın geldiğini görünce hemen içeri girdim ve kapının önüne geçtim. Dürbünden ona baktım, tam kapının önüne gelince kapıyı açtım ve yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim.

"Hoş geldin, kocacığım"

Gülümseyip, kollarını bana sardıktan sonra, "Hoş buldum, karıcığım. Bu ne güzellik böyle?" diyerek güldü ve geri çekilip dudağımı öptü.

"Bizim için... Evlilik yıldönümümüz için..."

Kapıyı kapatıp merdivenleri çıkmaya başladığında, üzerindeki ceketi de çıkarmıştı.

"Ya çıkarma, ne güzel giyindim ben."

Yukarı çıkmayı bırakıp bana döndü. "Tamam, senin için süslenip geleceğim." deyip gülünce ben de güldüm.

"Çok bekletme, yemekler soğumasın."

Beni onaylayıp yukarı çıktığında, ben de bahçeye çıktım. Yemekleri tabaklara koyup oturduğumda, ellerimi birleştirerek karnıma koydum. Acıkmıştım ve yemekler çok güzel görünüyordu.

Birkaç dakika sonra, saçlarımda hissettiğim öpücükle başımı yukarı kaldırdım ve Boran'a baktım. Bana gülümseyip karşıma geçtikten sonra yemeklerde kısaca göz gezdirdi ve çatalı eline aldı. "Çok güzel görünüyorlar, ellerine sağlık."

"Afiyet olsun."

Yemekte, günümüzün nasıl geçtiği ile ilgili konuşurken, Boran'ın ne kadar enerji dolu olduğunu gördüm. Durmadan bana bir şeyler anlatıyor, işinden bahsediyor ve gülümsüyordu. Bu haline gülümsediğimde o da bana bakarak kaşlarını kaldırdı. "Ne oldu ya?"

"Hm? Bir şey olmadı."

"Boşluğa bakıp bakıp gülümsüyorsun da... Dinlemiyor musun sen beni ya?"

KAFAYI YEMİŞSİN •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin