Upuzun bir bölümle geri döndüm ve multi koymakla uğraşamadım, bu kısmı güncellerim :D
Gidişat hakkında, karakterler veya yazım dili hakkında, ne hakkında olursa olsun yorumlarınızı bekliyorum. İnsan feedback istiyor yani :P biraz negatif şeyler söyleseniz iyi olur aslında =)
İyi okumalar!
*
Clara ile dört taraftan tribünlerle çevrili geniş çim sahaya vardığımızda kendimi çıplak hissediyordum.
Bundan daha kötüsü, sona kalanlardık. Kırktan fazla öğrenci sahanın farklı yerlerine dağılmış halde dersin başlamasını bekliyordu. Koçun sahanın köşesinde James'le, yani yeğeniyle, ders ekipmanlarını kontrol ettiğini gördüm.
Clara beni sahanın ortalarına yürümeye zorlarken ellerimle göğüslerimi kapatmamak için büyük bir savaş veriyordum. Biri bana hırkasını ödünç verse de çok mutlu olurdum. Ekim ortalarıydı ve hava hala sıcak sayılırdı. Hiç değilse üşümüyordum.
Öğrencilerin arasına karıştıkça birkaç gözün üzerimde yüzeysel bir bakıştan çok daha fazla durduğunu hissettim. Beğeni dolu bakışların sahibi erkeklerdi. Kızlar derste dar tişörtler veya atletler giyerlerdi ama anlaşılan benimki ciddi bir devrimdi.
Sahanın yarısı farkıma varmıştı ama James hala bana bakmamıştı. Clara'nın yanında yürümeye devam ederken bir çocuk bana göz kırptı. Orta parmağımı gösterip başımı çevirdim.
Gözlerim yedi sekiz metre kadar ileride, sağda duran Matt'i buldu.
Midemin alt üst olduğunu hissettim.
Size Matt'in tişört-karşıtlığından bahsetmiştim, değil mi? Yine yarı çıplaktı çünkü. Ve yanında sürekli kıkırdayıp duran iki kız vardı. Kaşlarımı çattım.
Beni görmemişti. Kızlar gülerek bir şeyler anlatmaya devam ediyorlardı. Matt'in gözleri çimenlerde, açık gökyüzünde ve boş tribünlerde dolanıyordu.
Koçun durduğu taraftan kuvvetli bir ıslık sesi gelince irkilerek o tarafa baktım. James uzaktan üstümü süzerek bana sırıttı ve göz kırptı. Zayıfça gülümsemeye çalıştım. Sonra gözlerim tekrar Matt'e döndü.
Tek fark, şimdi onun da beni görmüş olmasıydı.
Başını kaldırdığında önce ilgisiz bakışlarını benden kaçıracak sandım. Ama gözleri bende durdu ve bir saniyeden kısa sürede dikkati yüzümden aşağı indi. Şok suya damlayan mürekkep hızıyla yüzüne yayıldı. Ağzının şaşkınlıktan açılmasını saniye saniye izledim.
Bakakalmıştı.
Amacım bu değildi ama hayatımda bu kadar zevk aldığım çok az an vardı.
Elimi kaldırıp parmaklarımın ucuyla onu selamladım. Yüzüme kondurabildiğim en masum gülümsemeyle, sanki yarı çıplak bir kız değil de bir melekmişim gibi tatlı tatlı gülümsedim.
Matt'in yüzündeki şok yavaşça uçup gitti. Bunun yerini çatılan kaşları ve anlam verememe ifadesi aldı.
Son soyunan iyi soyunur, Matthew Allen.
İçten içe sinsice güldüm. Onun bu yüz ifadesini göreceğimi bilseydim bu spor sütyeni çok daha önceden giyerdim.
Etrafıma bir bakış attıysam da Clara'yı göremedim, az önce gitmiş olmalıydı. Matt hızlı adımlarla kızların yanından ayrılıp bana doğru yaklaştı. Attığı her bir öfke dolu adımı izlerken yüzümdeki gülümsemeyi bozmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta
Teen Fiction⭐️ Wattys 2019 "Genç Yetişkin" kategorisi kazananı! ⭐️ • "Çünkü bazı hataları unutamıyorum." Mırıltısı tenimi yalayıp geçerken tüylerim ürperdi. "Hiç olmamış gibi yapamıyorum." • Matt yakışıklıydı, zengindi, okulun beyzbol takım kaptanıydı ve popüle...