Bölüm Elli Üç: Beni nehre götür, köle.

7.3K 476 40
                                    

Ya Matt çok tatlı yazarken düşüyorum :DD

Oy vermeden geçmeyin lütfen ponçikler <3 Ayrıca gidişat hakkında ne düşünüyorsunuz? Sona bayağı yaklaştık artık. Düşünceleri alalım :D

*

Matt kulübe odamdaki iki kişilik yatağıma uzanmış, ellerini ensesinde birleştirmiş halde beni bekliyordu.

Üstü bedeni çıplaktı. Altında ise pahalı olduğu anlaşılan bir markanın siyah bir deniz şortu vardı. Yatağın arkasındaki küçük pencereden süzülen güneş ışınları altın gibi parlayan pürüzsüz tenine ve dağılmış saçlarına vuruyordu.

Şu anki halinin fotoğrafını çekip paylaşsam reklam ajansları peşimizi bırakmazdı.

Kapıdan girdiğimde, güneş ışığından kısılmış zümrüt gibi gözleri giydiğim açık mavi bikiniyi inceledi. Gözleri yukarıdan aşağı, sonra tekrar yukarı çıktı. Ağzı açıldı ve kapandı. Ne söyleyeceğini merakla beklediğim sırada nihayet konuştu.

"Bu ifadeyi görüyor musun Malefiz?" Ensesinde duran ellerinden birini çekip parmağıyla kendi yüzünü işaret etti. "Bu hayır demek. Kesinlikle hayır."

Sönmüş merakımla ona sıkkın bir bakış attım. "Neden? Üstümde çirkin mi duruyor?"

Bana inanamıyor gibi baktı. "Üstünde durmuyor. Aynaya baksana. O şey neredeyse yok, Tanrı aşkına!"

Kaşlarımı kaldırdım.

"Tüm kızlar yazın plajlarda böyle giyiniyor Matt, farkında mısın? Hani şu senin de sürekli gittiğin plajlardan söz ediyorum."

Omuz silkti. "O kızlar giyerken gözüme bu kadar açık görünmemişti."

İç çekişimi bastıramadım. Yine de onun dediği olmayacaktı.

İşaret parmağımı tehdit edercesine Matt'e doğru salladım.

"Ataerkil bir toplumda yaşıyor olabiliriz ama haberin olsun diye söylüyorum, ilişkimizin de öyle olmasına asla izin vermeyeceğim. Ve öbür erkekler bakacak diye bu bikiniden vazgeçmiyorum."

Beklentimin aksine keyifli bir kahkaha attı. Elini tekrar ensesine yerleştirip bana yoğun bir biçimde baktı.

"Öbür erkeklerden bahseden kim?" dedi keyifli sırıtışıyla. "Onların icabına zaten bakarım. Ama bebeğim, seni benden kim koruyacak?"

Gülümsememek için dudağımı ısırdım.

Aynı zamanda yüz kaslarımın heyecandan çarpılmaması için de büyük bir çaba harcıyordum.

Yatağımın ucunda duran penye şortu kapıp üstüme geçirdim. Saat ona geliyordu ve herkes yüzmek için nehre doğru yola koyuluyordu.

Geceyi onun odasında, Matt'le beraber geçirmiştik. Saatlerce konuşup son haftalarda yaşananlardan bahsetmiştik. Ben ona cuma akşam yemeklerine gelmediği ve James konusunda bana inanmadığı için kızmıştım. Ama işin doğrusu, tam o sırada parmaklarımızı iç içe geçirip bileğimi öpmekle meşgul olduğu için uzun süre kızgın kalamamıştım.

Matt Allen nereye oynayacağını çok iyi biliyordu.

Sabah erkenden kalkıp Matt, Isaac, Brian ve Logan'a ait kulübedeki abur cuburlardan atıştırmıştık. Kahvaltıya gitmek istemiyorduk. Sonrasında Matt deniz şortunu giymişti ve benim üstümü değiştirmem için benim kulübeme gelmiştik. Clara bizi gördüğü anda pis pis sırıtmış, nehre gideceğini bağıra çağıra söyleyerek evden çıkmıştı.

KaranlıktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin