Bölüm Otuz Yedi: Seni altı aylıkken kilise avlusuna bıraktık.

6.7K 446 75
                                    

Bu bölümü yazarken acayip eğlendim, inş siz de okurken eğlenirsiniz :D

Mizahta 13. olmuşuz! Oyları yorumları basın da bire yükselelim :D

İyi okumalar! <3

*

Huzur beni bir türlü bulmuyordu.

Birkaç saniye önce uykunun sıcacık pamuklarına sarılmıştım. Şimdi ise sıcaklık duruyordu ama beynimi matkapla delen cırtlak bir ses vardı. Uyku yavaşça kollarımdan kayıp gidiyordu. Yanımda bir hareketlilik oldu.

"Size İngiliz'i orada unuttuk diyorum!" diye bağırdı Sophia'nın tiz sesi. "Onu almadan gidemeyiz! Logan, durdur arabayı ve geri dönelim!"

Gözlerim hala kapalıydı. Önlerden Logan'ın sesi geldi.

"Teşekkürler Sophia, sanırım kulak zarımı deldin."

"Umurumda değil!" diye cırladı Sophia. "Ben İngiliz'imi istiyorum!"

Gözlerimi açmadan, "O benim de İngiliz'im," diye mırıldandım.

Başımı yasladığım yerden Matt'in aksi sesi geldi. "İngiliz'inizi sikeyim."

Gözlerimi açmadan Sophia'yla aynı anda, "Terbiyeni takın!" diye bağırdık.

Anlaşılan başım Matt'in göğsündeydi ve sesi bu yüzden bu kadar yakından geliyordu. Kolunu da omzuma atmıştı, sıcaklığın sebebi buydu.

Matt yine İngiliz'imize sövme niteliğinde bir şeyler homurdandı. Elimi kaldırıp göğsüne vuracakken yakaladı ve göğsüne bastırarak beni etkisiz hale getirdi.

Homurdanarak gözlerimi araladım.

"Neler oluyor?"

Sophia oturduğu yerden kalkıp sürücü ve yolcu koltukları arasına uzanmıştı. Arka koltukların ortasında ben oturuyordum, solumda Matt ve sağımda Sophia vardı. Kızın öne uzanması için bayağı bir bükülmesi gerekmişti yani. Zavallı Logan ve Isaac şu an büyük bir zulüm altındaydı.

Sophia bana dönüp sırıttı. Gözleri hala buğuluydu ve odaksız bakıyorlardı. Ya da belki ben odaklanamadığım için bana öyle geliyordu.

"İngiliz'imizi almama izin vermediler." Dudaklarını büzdü. "Ayrıca parti daha yeni başlıyordu. Bu saatte neden eve döndüğümüzü sorabilir miyim?"

"Soramazsın," diye dalga geçti Isaac.

Sophia bu kez de ona dönüp cırladı. "Kapa çeneni Isaac! Logan, geri dön!"

Isaac güldü. "Logan, devam et!"

"Geri dön Logan!"

"Devam et Logan!"

Logan, "Kapayın çenenizi," diyerek onları böldü ve yola bakmaya devam etti. "Ben sizin özel şoförünüz filan değilim."

Isaac ona bakıp kirpiklerini kırpıştırdı. "Ah, sen benim her şeyimsin bebeğim."

Logan direksiyonu bir an için bıraktı ve Isaac'in kafasına bir darbe geçirdi.

Isaac inleyip cırtlak bir sesle, "Komşular yetişin, erkek arkadaşım beni dövüyor!" diye bağırdı.

Sophia da, "İngiliz'imi istiyorum!" diye inleyerek ona katıldı.

"Ben de kırmızı bir Ferrari istiyorum," diyerek omuz silkti Logan.

Isaac hala ağrıyan başını tutarak Logan'a doğru eğildi. "Ben senin Ferrari'n de olurum aşkım, yeter ki iste."

Gözlerim büyüdü. "Aman Tanrım!" diye bağırdım. "Yasak aşk!"

KaranlıktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin