59.Bölüm Mutlak Kader
"İnsan kaç kere gelirki şu dünyaya? Kaç kere dururki kendi ayakları üzerinde? Sadece 1 kere.. Dünyaya gelmek şans meselesi, her an gele bilirsin şu kirli dünyaya.. Ama gitmek içinse 1 seçenek vardır.. Şans meselesi değildir artık bu, bunun adı mutlak kaderdir.. Senin mutlak kaderin ne? Benim mutlak kaderim bir kere geldiğim şu dünyada yıllar önce ardımda bırakıp gittiğim kardeşim vardı.. Vedat.. Vedatım.. İstemezdim.. Onu arkamda bırakıp gitmeyi hiç istemezdim.. Ama artık kardeşime karşı olan tüm borçlarımdan kurtulacağım.. İlk önceki borcum ona özgürlüğünü vermekti.. Verdim.. O artık özgürdü.. Belki hakketmiyordu ama şu dünyada kimin neyi hakettiği gerçekten belli mi? Biz neyi hakediyoruzki zaten? Geldim.. Artık buradayım.. Kardeşimin yanında.. Onu Karadeniz'den alıp gideceğim ve birlikte yepyeni bir hayat'a başlayacağız.. "
Bu sözler Vedat'ın onu terk edip gittikten sonra öldü bile saymadığı abisinin sözleriydi.. Emir.. Emir Sayar'ın.. Babasının onları annesinin gitmesinin ardından her gece içip içip dövmesine dayanamadığı için Vedat'ı ardında bırakmak mecburiyetinde kalan Emir.. Fikret Vedat'a özgürlüğe kavuştuğunu anlatmak için çağırmışdı.. Neden böyle birşey yaptı diye düşünrsek..Emir'e karşı olan can borcu için.. Yıllar önce Fikretle Emir'in yolları kesişir.. Ve Fikret Emir'i yanına işe alır.. Sonra parası arttıkça kendi işini kuran Emir artık bir iş adamıdır ve kardeşine sahip çıkmak için Karadeniz'e kadar gelmiştir, ha bu arada Karadeniz'e iş içinde gelmiştir aynı zamanda.. Kalelilerle olan bir iş için..
Fikret-Evlat gel içerde konuşalum..
Tahir-Sen bana bu şerefsizun burada ne işu var onu açukla önce!
Nefes-Tahir nolursun sakin ol...
Tahir-Ben sakinum Nefes.. Ben gayet sakinum..
Vedat güler..
Vedat-Artık özgürüm Nefes.. Yani kavuşmamız için hiçbir engel kalmadı..
Tahir-Ula hala kavuşmamız diyi!
Tahir bu sefer Vedat'ı fena döver.. Korumalar zorla ayırır..
Nefes-Tahir bir dakika!
Tahir-Noldu?
Nefes-O artık özgürüm mü dedi?
Vedat yine alaycı gülüşünü atarken cümlesine başlar-
Evet ben özgürüm dedim... Artık dışardayım..
Nefes-Nasıl?
Vedat-Ne demişler üzümünü ye.. Bağını sorma!
Vedat içeri geçerken Tahir Fikretten hesap soracakken Nefes Vedat'ı çağırır..
Nefes-Vedat buraya baksana..
Tahir dahil herkes bu çağırışa şaşırır..
Vedat dönerek-
Ne o Nefes, yoksa beni özledin mi?
Tahir yine üzerine gitmek isterken Nefes onu durdurur.. Nefes telefonuna çıkarıp Salihle olan fotoğraflarını gösterir..
Vedat-Ama nasıl?
Nefes-Ee ne demişler üzümünü ye bağını sorma.. Tahir kaptan hayde gidiyoruz..
Tahir-Emrin olur Nefes kaptan yollar senun...
Tahir bir an durup Fikret'e doğru bakarak-
Öğleden sonra parkta seninle konuşacaklarım var..
Fikret-Gelurum evlat..
Vedat-Yine gelin bekleriz..
Tahir-Hiç merak etme ula it.. Gelecek sefer gelurken ecelinide getiririz..
Vedat-Mizah anlayışın bağya gelişmiş..
Vedat güler..
Tahir-Vedat çok kakaniz ediysin da..
Tahir gittikten sonra Vedat Fikretten bu lafın anlamını sorur-
Fikret-Vallah doğru dedu uşak şok kakanis ediysun.. Anlamu yersiz gülmek..
Fikret içeri girer...
Vedat-Hiç merak etmesin yeri ve zamanı geldiğindede güleriz.. Arabada giderken Nefesle konuşmaya devam ederler..
Tahir-O duman vurdi ama başuna geleceklerden habersiz..
Nefes-İyiki birşey yapmadın Tahir.. İnan artık bıktırdı yaptıklarıyla..
Tahir-Nefes, Vedat ne ederse etsun, biz accayip güçlü takımız unuttun mi?
Nefes gülerek-
Unutmadım, aklımda...
Tahir Nefes'i psikoloğa bırakır ve bu işin ne olduğunu öğrenmek için Fikret'e söylediği yere gidip beklemeye başlar..
Nefes ise Orhan beyle konuşur..
Orhan-Öncelikle geçmiş olsun, başına gelenleri duydum..
Nefes-Teşekkür ederim..
Orhan-Bugün nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun?
Nefes-Aslında biraz yorgun.. Ama cismim değil yorulan ruhum..Artık bu yaşadıklarımdan ruhum o kadar yorulduki.. Bazen kendime bile nefesim yetmeyecek gibi hissediyorum.. Bu hislerden kurtulamazsın?
Orhan-Bazı hisler kalıcıdır derler. Ama bu hisler kalıcı değil.. Üflesen geçer derler ya bu öyle bir his.. Herşeyin zamanı olduöu gibi, hüznün ve sevincinde zamanı vardır..
Nefes-Ne kadar bu zaman? Mesela 8 yıl mı? 8 yıl insan yorgun hissedebilir mi? Yada yaşadığı hergüne lanet okuya bilir mi?
Orhan-Hisseder.. Hayat öyle bir kırarki belini hissedersin.. Hisler ve duygular tamamen kendi konturolumuz dışında iki şey bu.. Kararını veremediğimiz sayılı şeylerden 2-side budur aslında.. Biz bunları kontrol edemeyiz ama bize bunları yaşatanları kontrol edebiliriz.. Hatta hayatımızdan bile çıkara biliriz..
Nefes-Peki bunlarla hayatımızdan çıkarmadan savaşamayız mı?
Orhan-Savaşırız.. Savaşacaksında.. İçinden sadece iki kelime bir cümle geçsin "Ben güçlüyüm"..
Nefes'in gözleri dolmuştur..
Nefes-Ben güçlüyüm demekle olmuyorsa, ya hissetmek gerekirse?
Orhan-İnsan en çok sevdikleriyle güçlüdür Nefes, onların yanında ol... Karnında bir evladın var ve sen onu çok seviyorsun.. Sen her yerde güçlü ola bilirsin..
Nefes-Aslında bu güçün bir kaynağıda anneliğe dayanıyor...
Orhan-Evet.. 7 yaşında bir oğlun var ve 8 yıl o zindanda dayandın.. O neyin gücüydü Nefes?
Nefes-Beni 8 yıl güçlü yapan tutunacak bir umutum olmasıydı..
Orhan-Hayallerin?
Nefes-O zindanda ne ses kaldı nede Nefes, hayallerimi nereye sığdıra bilirdimki?
Orhan-Hayata tutun.. Hemde sımsıkı.. Her zaman dediğim gibi ben senin psikoloğun değilim arkadaşınım.. Bu dertleri arkadaşına anlatıyor gibi farz et..
Nefes-Söyledikleriniz gerçekten iyi geliyor.. Orhan bey biliyorum hasta mahremiyetine giriyor belki ama.. Yanınıza gelen hastalardan şiddet gören başka kadınlarda var mı?
Orhan-Nefesler hep var Nefes.. Sadece ad ve cisim değiştirmişler hepsi... Ruhları aynı.. Kalplerindeki kırıklar aynı..En önemliside umutları aynı..
Nefes-Ben dershaneye gidiyorum psikolog olmak istiyorum..
Orhan-Gerçekten çok sevindim.. Eminim çok iyi bir psikolog olacaksın..
Belki anlatmam doğru değil ama hastalarımdan biri intihar etti..
Nefes endişeli tavırla-
Neden?
Orhan-Kocasından şiddet görüyordu.. Yanıma geliyordu, her seferinde höngür höngür ağlayarak yaşadıklarını ve ona kimsenin inanmasığını söylüyordu..Yakın zamanda bebeğini kocası yüzünden düşürmüşdü ama yine herkes onun bebeğe zarar verdiğini düşünüp suçlayınca bebeğinin mezarının önünde kendini öldürmüş..
Nefes ağlamaya başlar ve çok üzülür..
Orhan-Bunu anlatmamın sebebi aslında sana hayata tutunduğun ve vazgeçmediğin için teşekkürdü.. Belki sanada inanmadılar ama bu yoldan dönmedin.. Ama bazı insanlar gerçekten zayıftır, ruhları yorulur ve bu yorgunluğa daha fazla dayanamazlar..
Nefes-Trabzonda herkes inanmıyordu bana.. Sonra onun ne kadar psikopat olduğunu görüncede, kocası döverde söverde dediler.. Eşimin annesi oğlunun peşini bırakayım diye tüm köyün önünde saçımdan tutup sürükledi.. Fiziken acıtsada şiddetin en çok acıtan tarafı psikolojik olanıdır.. Onu yenmeyi herkes başaramıyor maalesef...
Orhan-Gel yanımda çalışmaya başla.. Hem bu işi öğrenirsin, hemde hayallerine kavuşmanda bende sana yardımcı olurum..
Nefesin gözlerine bir anda ışık gelir..
Nefes-Nasıl? Ben anlamadım?
Orhan-Anlamayacak birşey yok Nefes sana iş teklif ediyorum.. Öğleden sonra seans saatleri gelirsin biliyorum sabahları dershanen var..
Nefes-Ben gerçekten çok teşekkür ederim..
Orhan-Asıl ben teşekkür ederim...
Bu teklif Nefes'i gerçekten mutlu eder.. Seans biter ve Nefes konağa döner.. Ve aslında bu akşam kendi evlerine döneceklerdir.. Asiye reisde her zamanki gibi moodundadır... Nefes'e medreseyi temizlemeye gideceğini söyler ve birlikte gidip temizlerler.. Tabi Asiye reis Nefes'e iş yaptırmaz.. Sadece pencereleri yavaştan silmesine izin verir..
Nefes-Abla şimdi bu iş mi ya?
Asiye-Ne iş mi?
Nefes-Tüm işi sen yaptın banada bir bez parçası verdin zaten temiz olan pencereleri hafiften sil diyorsun..
Asiye-Eltucuğum sen yüklisin yükli.Allah korusun bebeğine birşey olursa ben ne ederum.. Medrese sevap diye geturdum yoksa yani senin elini sıcak sudan soğuk suya sokmaman gerekiyor..
Nefes-Abla biliyor musun? Ben psikoloğumun asistanı olaraj yarından işe başlayacağım.
Asiye-Gerçekten mi? Çok sevundum Nefes..
Asiye Nefes'e sarılır..
Asiye-Bunu sen başardun.. En başundan beri kendu ayaklarunun üzerunde duracağunu dedun ve deduğuni ettun..
Nefes-Abla Tahirin, senin, Esmanın, Mustafa abinin ne kadar farkında olmasada Saniye hanımın, Yangazların, Osman babamın sayesindede oldu aslında bu..
Asiye-Biz ne ettukki?
Nefes-Yanımda oldunuz.. Bazılarınız isteyerek, bazılarınız farkında olmadan, ama bir şekilde yanımda olmayı başardınız.. İnsanın yanında bir ailesi olunca üzerine dağda gelse sarsılmazmış derdi abim.. Doğruymuş.. Sarsılmıyormuş..
Asiye-Ula Nefes sen tüm önyargularu kırdun aslunda.. Hepimizin içindeki önyargularu kurdun.. İyi ki eltumsun he..
Nefes-Sende ablam...
Temizlik bittikten sonra medresede oturup dua ederler.. Osman hoca ve Berrakta gelip yanlarında oturup onlarla birlikte dua eder.. Salih Mercan'ı evine bırakır ve iş bakmaya gider..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Anlat Karadeniz
FanfictionGeçmişte para karşılığı satıldığı adamın zulmünden kaçıp çocuğuyla birlikte Karadeniz'e sığınan Nefes'le, onu koruduğu için ailesinin büyük tepkisiyle karşılaşan Tahir'in imkansız aşkını ele alıyor kitapımız... -Sen Anlat Karadeniz... Ben Anlatınc...