38.Bölüm Vedat hapse giriyor!

1K 20 0
                                    

                    38.Bölüm             
        "Vedat Hapse Giriyor"      

Birazdan Nefes ve Tahir kalkar... Aile pazar kahvaltısını yapar.. Tahirler işe Nefesler ise evde kalır...
Asiye-Uu gittiler soninda..
Nefes-Abla gece bir ses duydum sanki..
Asiye-Ayucuk acukmuşti mısır ekmeğiyle peynur yedi.. Sonra da teşekkür bile etmeden uyudi.. Ayucuk işte nolacak..
Nefes ve Asiye güler..
Saniye-Kocasina ayucuk der Allah sonimizi hayur etsun..
Asiye-Adu üstünde kocasuna, kocam olduğu için ne isdersem derum. Kocam bilur ben bilirum..
Saniye-Zaten ben bilseydim şimdi çocukli dul kariyi gelun diye bu kapidan sokmazdınuz ki..
Asiye laf söylemek ister ama Nefes onu durdurur..
Nefes-Evet bir çocuğum var ama dul değilim. Ben Vedatla evlenmedim!
Saniye-Evlenmedun ha... Allah katında olan İmam nikahinin hiçbir önemi yoksa senun için tabi evlenmedun...
Asiye-Saniye hanum babam deduye Nefes kabul etmedise o nikahın bir geçerliliği yok! Anlamiymisin?
Saniye-Var ya yok çocik oldu mi kıracaktın dizini oturacaktin evinde! Başkasunun ocağuna girip milletin oğlinin başunu yakmayacaktun!
Nefes gözleri dolmuş bir şekilde cümlesine başlar:
Niye? Niye hep kadınlar boyun eğmek zorunda? Etrafınıza dönün bakın, en iyilere! En iyi doktor kim?KADIN! En iyi öğretmen kim? KADIN! En iyi yazar kim? KADIN! Kadınlar etrafımızdaki en iyiler olmuşken neden biz boyun eğmeliyiz? Evet belki Allah kaderimize bunu yazdı. Ama biz bundan kurtulmaya çalışmazsak sadece emirlere itayet edersek kader yazmış olmuyor ki, biz boyun eğmiş oluyoruz! Kadın değer bilendir, ama kadının değerini her baba yiğit bilmez, bilmiyor maalesef!
Nefesin lafları Saniyeye tokat gibi çarpar.Ardına bakmatan odasına gider.
Asiye gözleri dolan Nefese sarılarak:
Eltucuğum çok güzel dedun be, iyi ki kadunuk ha!
Nefes-İyi ki!
Vedat hal nezarethanededir..
Vedat-Şşt bura baksana..
Gözetçi polis-Ben mi?
Vedat-Dur bir bakayım, senden başka kimse olmadığına göre evet seni çağırdım...
Polis-Buyur, söyle.
Vedat-Avukatı mı aramam gerek.
Polis-Mahkemede ararsın.
Vedat-Ne mahkemesi? Sadece gözaltında kalıcam, bir yalnışınız var herhalde.
Polis-Az önce amirim söyledi, Fikret Deliçay Turgut Sayarı öldürdüğünüzü öne sürerek sizi şikayet ettdi.
Vedat-Sen bittin Fikret abi! Allah Kahretsin!
Vedat adeta delirir, duvarlara yumruk atar.
Polis-Kendine gel yoksa seni hücreye kapatırlar!
Vedat zorda olsa sakinleşir..
Tahir ve Mustafa kumlukta oturur..
Mustafa-Tahir..
Tahir-Efendim abi..
Mustafa-Buranun yani ekmek teknemuzin hikayesuni biliy misin?
Tahir-Malları sizin çaldığınızı söylemişlerdu hani o hikaye mi?
Mustafa-Hayır. Demek ki bilmiymişsin. Anlatayumda bil.Yıllar önce tabi sen daha yoksun. Bende neredeyse 10 yaşlarunda filanum.. Babamuzda çaluştuğu fabrikadan yeni ayrılmış. Kışın ortasu iş lazum eve ekmek götürmek lazum. Neyse anamla babam konuşiyi bende hepsini duydum. Herşeyden haberim var.. O duyduklarumdan sonra her akşam çıkiyrim kendu yaptuğum resimleri satmaya çalışıyrım.. Tabi kimse almıyı. Alanda sevabına alıyi. Birgün artuk babam sinirli beni çağurdu. Ula sen ne ediysin her akşam her akşam? Dedi. Bende korkuyrim tabi.. Cebimden 1 haftada kazanduğum parayi çıkardum. Babama da durumu anlatdum, tam 1 saat boyunca ağladular babam işte bana sarılıyi filan.. Babamla emicem Deli Tahir o zamanlar küsmüş.Deli Tahir'in  rahmetli olduğunu duyuyriz kumlukta babama kalıyi... Tabi  Babam çok üzülmüştü ama cenazede tabutu taşırken ağliydi.. İşte böyle buranun da hikayesi.. Babam hep derdi ula uşak sen o soğukta para kazanmak için çıktun Allahta bunu karşuluksuz burakmadi..
Tahir-Çok güzel bir hikayeymiş. Hiç bilmiydim abim. Kumluğu emicemle birlikte yönettiklerini sanaydim ben.
Mustafa-Daha küçücüktün dedum ya haturlamazsun..
Tahir-Emicem niye öldü abi?
Mustafa-O zamanlar sevdalanduğu bir kadun vardı. O kaduna sevdalu başka bir adam emicemlerle kadun yani Sakine teyze kaçarken gelip ikisini de vurmuş. Zaten emicem kaçarken kumluğu babama bırakacakmuş. Hatta böyle bir mektupta var.
Tahir-O adama noldu ki acaba?
Mustafa-Noldi bilmiyrim, ama galiba dosya o zamanlar hava da kaldu.. Adam kaçtu mu ne ettuyse bulamadiler.Karadenizde pek kimse bilmez olayı. O zamanlardan bilenlerde zaten yaşamayi. Sen de kimsenin yanunda söyleme ha. Aile sırrı.
Tahir-Ayup ettun abi. Tabiki söylemem.
Mustafa-Biliyrim koçim yine de uyarayim da sonra sorun çıkmasun. Aslanum benum!
Tahir-Abim!
Vedatın mahkemesi öğleden sonradır.Fikret Emreyi arayıp olanları anlatır Emredende herkese bir mektup bırakıp evden ayrılmasını söyler... Emre mektupu yazar ve sabah zaten herkes uyurken evden gider..
Asiye-Nefes Emre daha kalkmadi mi?
Nefes-Yok ablam. Ben bir bakayım.
Nefes Emrenin odasına bakar.
Nefes-Abla yok!
Asiye-Nasi yok?
Nefes-Basbaya işte, gitmiş!
Asiye-Orada bir mektup mi var?
Nefes mektupu açıp okur..
"Sevgili Kaleliler... Kısa bir süre de sizinle kaldım, size misafir oldum.. Bu kısa süre de siz bana aile oldunuz... O adamdan kurtulmak istiyordunuz ama beni hiçbir zaman koz olarak görmediniz.. Minnetdarım..Herşeyin bir sonu olduğu gibi bu işin de bir sonu var, varmış... Artık gitmemin vakti geldi.. Karadenize gelirken o adamdan kurtulmadan gitmek yok demiştim kendime.. Öyle de oldu Vedat Sayar artık yok bu sözü annem için vermiştim, tuttum...Nefes abla 8 yıl seni yaralayan herif artık parmaklıkların arasında size hiçbirşey yapamaz.. Gözünüz arkada kalmasın.. Sevgilerle Emre... "
Nefes gözyaşlarını tutamaz ağlar...
Asiye-Nasıl yani? Bitti mi şimdi? O herufden kurtuldik mi?
Nefes-Sanırım Evet!
Sarılırlar ve " Anlat Karadeniz" çalar.... Müzik eşliğinde iki eltinin sarılışını izleriz... Daha sonra ise iki kardeş Mustafa ve Tahir Kalelinin bir-birine sımsıkı sarılışı gelir... Ardından Yangazlarda katılır kardeş çemberine... Birlikte konuşup eğlenirler... Mustafa yine Yangazlara kızıp bir tokat vurur kafalarına... Tahir... Tahir ise gülüyordur... Gerçekten gülüyordur.... Sanki herşeyin huzura kavuşacağını bilerek gülüyordur....
Dağdevirenlerde mutludur... Cemil ailesini başına toplayıp onlarla sohbet edip gülüyordur... Türkan meyva soyarak herkese tek-tek veriyordur... Osman hoca bugün için de Allaha şükür ediyordur... Berrakta çayı koyduktan sonra kapıtan onu izleyerek gülümser... Vedat hapishanede bu durumdan kurtulmanın yolunu bulmayı düşünürken Fikret ve Emre neşeli bir şekil de sarılıyordur... Ve az sonra şarkı biter....
Emre-Demek herşey bitiyor.. O herifden kurtuluyoruz!
Fikret-Aslunda onun hapse girmesundense ölmesunu tercih ederdum ama yıllar önce.. Yıllar önce onu ben kurtardum.. Babasunu öldürmüş o çocuğun suçunu ortadan kaldurdum.. Hayatı kararıcakken hayatına ışık oldum.... Demek ki Allahın bir bildiyi varmış ki benum hayatımı karartan o herifin hayatını ben kurtardım.. O yüzden onu öldürmedim... O gün kurtarmasaydım intihar edip kendunu öldürecektu.. Ama yaşadu.. Demek ki yaşaması gerekiymiş... Şimdide yaşayacak ama ruhu ölü olacak... 4 duvar arasunda kim bilir belki de delirir..
Emre-Nolursa olsun canı cehenneme!
Fikret-Evlat ne yapsa da o senun baban canı cehenneme filan olmamalı. Evet ananı öldürdü ama ne de olsa o senun baban...
Emre-Sen nasıl iyi bir adamsın ya!
Fikret-Ne kadar da iyi olsa herkesun kötü bir tarafı vardur unutma....
Asiye-Hayde ara Tahiri ver güzel haberi..
Nefes-Önce mahkeme sonuçlansın sonra... Yani şimdi söylersek sonra doğru çıkmaz filan..
Saniye kapıtan herşeyi duyar:
Allahım! Yüce Rabbim saa şükürler olsun! Kurtulduk o herifden sonunda! Ya Rabbim saa çok şükür! Gözün aydun kızum!
Saniye Nefese sarılır...
Nefes-Çok sağolun..
Asiye-Uu Allahım bugünü de gösterdun ya saa çok şükür Yarabbim!
Saniye-Ben yukardayum.. Sen deduğun gibi Tahirlere dema, o herif girsun hapse söylersun..
Nefes-Öyle yaparım...
Saniye-Gözümüz aydun!
Saniye yukarı çıka-çıka şükür eder...
Nefes aceleyle kapıya doğru gider..
Asiye-Nefes nereye?
Nefes-Osman babama abla.
Asiye-Dur bende üzerume birşey alayum birlikte gidelum.
Nefes-Tamam ablam.
Nefes ve Asiye Osman hocanın evine gelir elini öpür ve oturup sohbet ederler..
Osman-Nefes kızum hatırlay musun, ilk yanıma gelduğunde sana "Allah kullarına 3 şekilde cevap verir"
Nefes-Evet der istediğini verir hayır der iyisini verir bekle der daha iyisini verir...
Osman-Sen bekledun en iyisini verdi sana.. Sabır geç meyve veren ama meyvesi en güzel ağaç gibidur.. Sabır edeceksun... Sen sabır etdukçe Rabbim'de senun sabrunun karşuluğunu verecektur elbet...
Asiye-İnşAllah artuk oradan da çıkmaz.. Ç. ünki artuk boğaldum!
Osman-Siz nereden öğrenduniz içeri alduklarini?
Nefes-Emre varya o veda mektupu yazmış... Mektupta artık Vedat yok kurtulduk gibi cümleler de kurmuş.
Osman-En iyisi Esmaya sormak.... Alinin haberi vardur herhalde.
Asiye-Doğru söylüysin baba...
Kapı çalar...
Nefes-Ben bakarım..
Gelen Esmadır.
Esma-Merhaba Nefes nasılsın?
Nefes-İyiyim Esma sen?
Esma-Ben de iyiyim hatta süperim.
İkisi de aynı anda:
Sana çok güzel bir haberim var!
Nefes-Sen söyle sonra ben söylerim.
Esma-Aslında önceliği sana verirdim ama bu haber çok önemli. Vedat cinayetten gözaltında! Ve kanıtlarla birlikte tutuklanacak!
Nefes-Biliyorum bende bunu söyleyecektim.
Esma-Sen nereden biliyorsun?
Nefes-Emre vardıya o gitmiş giderken de mektup bırakmış.Herşeyi yazmış mektupta... Duruşması ne zaman?
Esma-Bugün.. Seni de çağıracaklar doğal olarak mahkemeye...
Nefes-Çağırmasalar bile giderdim... Onu eli-kolu bağlı, çaresiz, kimsesiz halde görmek o kadar iyi olacak ki...
İçeri geçerler...
Esma-Selamun Aleykum..
Osman-Aleykum Selam kizum.
Asiye-Aleykum Selam Esma. Nasulsun?
Esma-İyi siz nasılsınız?
Esma Osman hocanın elini öper...
Osman-Şükür Allaha yavrum sen nassın?
Esma-Vallah o herifin tutuklanacağını öğrendikden sonra süperim hatta çok seviniyorum...
Asiye-Kesin yani hapsi boylayacak?
Esma-İnşAllah emicemin kızi.
Nefes kalkarak gider.
Asiye-Nereye eltum?
Nefes-Tahire.
Asiye-Hayde git ver müjdeyu!
Nefes hemen bir taksiye atlayıp gider müjdeyi vermek için. Ve az sonra orada olur..
Fikret Vedatı ziyarete gelir yine...
Vedat-Dediyini yaptın demek! Peki Fikret abi ben hapse girersem onların kurtulacağını falan mı sanıyorsun? Ya da çok mu ceza alacağımı sanıyorsun? Sebeplerimin olduğunu sende bende çok iyi biliyoruz.
Fikret gülerek:
Hangi sebepler ben bilmiyrim Vedat!
Vedat-Fikret abi ben seni baba yiğit biri sanıyordum ama görüyorum ki sen tam bir şer
Fikret-O kelimeyi tamamlamaya kalkma bence.
Vedat-Niye geldin?
Fikret-Duruşma için Vedat. Aslunda bu duruşma sadece senun babanu öldürmenun duruşması değil. Yaktığım, incittiğin canların da duruşması. Bugün Vedat Sayar yıllar içinde yaptığın herşeyin hesabını ödeme zamanı!
Vedat güler ve cümlesine başlar:
Unutma Fikret abi son gülen iyi güler...
Fikret-Yazdum aklıma Vedat.
Nefes kumluğa gelir... İçeri girer...
Nefes-Merhaba.
Tahir-Nefesum, hayurdur İnşAllah.
Nefes-Hayır Tahir hayır.
Mustafa-
Özel birşeyse ben çıkayum.
Nefes-Yok abi ne özeli.
Tahir-Nefesum anlatsana çatladuk da.
Nefes-Vedat hapse girmiş!
Tahir-Ne? Gerçekten mu?
Mustafa-Doğru mu diysin bacum?
Nefes-Evet abi hatta bugün duruşması varmış.
Tahir-Allahum sana çok Şükür!
Tahir ve Nefes sarılırlar.
Mustafa-Ya Rabbim sen biliydin konunu en hayurlusunu da verdun sana çok Şükür! Gözün aydın bacum!
Nefes-Sağol abi!
Tahir-Neden girmiş ki içeri?
Nefes-Bilmiyorum ama Ali biliyordur herhalde ona sorarız.
Tahir-Yolda soraruz.
Nefes-Yiğiti okuldan almayı mı gidiyoruz?
Tahir-Evet ama oradan da başka bir yere gideceğiz.
Nefes-Nereye?
Tahir-Söylemem sürpriz..
Nefes Tahire bakış atar sarılarak giderler...
Mustafa-Siz hep mutlu olun emi...
Yiğiti alıp arabayla giderler...
Nefes-Ya Tahir söylemeyecek misin?
Tahir-Yiğudum senun bu anan inadçı olduğu kadar sabırsuzda ha.
Yiğit gülümser.
Tahir-Desene işimuz var.
Nefes-Ya demek şimdiden bıktın benden.
Tahir-Ölürüm ama senden bıkmam...
Tam bu sırada çiftimiz bakışır ve "ben seni seviğimi" şarkısı çalar.. Şarkıyla birlikte Karadenizin eşsiz doğasını da izleriz..
Şarkı bittiğin de Tahirin sürprizine varırlar..
Nefes-Burası...
Tahir-Burası herşeyin başladığı yer..
Nefes-İlk defa kokuların unutulmadığını anladığım yer
Flashback:
Nefes-Doğruymuş kokular unutulmuyormuş!
Şimdi-
Tahir-Her saniyesi hala aklımda. O gün senin kışın soğuğunda kendini denize atmanı garip ve delicesine bulmuştum. Ama insan gerçekleri bilmeden yargılamamalı bunu da sonradan öğrendum. Sen öğrettun. Bu sadece senin hikayen değildi benim de değişim hikayemdi aslında.. Güzel yönlü bir değişim..
Nefes-O kaba sapa adam gitti yerine anlayışlı aşık güzel bakan bir adam geldi.. Ama Tahir ne olursa olsun sen hep merhametli ve iyi niyetliydin...
Tahir-İnanmak lazım Nefesim. Sen bana inandın sen bana güvendin.. Boşa çıkamduysa güvenun ne mutlu bana...
Yiğit-Denizi ilk defa bu kadar yakından görmüştüm... İlk defa dokunmuştum..
Tahir-Yaz gelsin gireruz denize Yiğidim.
Yiğit-Girer miyiz ki?
Tahir-Gireriz tabi!
Yiğit-Yaşasın heyyo!
Nefes-Bana umut, oğluma baba oldun! İyi ki sen!
Tahir-Nefessizdim bana nefes oldun.. İyi ki sen!
Tahir ve Nefes sımsıkı sarılırlar.. Nefes Tahiri koklar kokusunu burnuna çeker.. Tahirde Nefesin saçlarını koklar..
Yiğitide aralarına alıp küçük ama kalpleri büyük olan bir aile olarak sarılırlar..
Tahir-Ama tek sürprizim bu değil tabiki.. Aslında sürpriz başka...
Nefes-Sen mucize misin?
Tahir-Soru doğru soran kişi yalnış, o soruyu soran ben olmalıyım. Sen mucize misin?
Nefes-Senin olduğun kadar...
Tahir-Yiğidum yazda bol-bol geleceğuz buraya hatta hergün..
Yiğit-Ama evimiz buraya uzak ki.
Tahir-Kim demiş uzak? Karşıya bak görüy misin o evi?
Yiğit-Evet!
Tahir-Ha bak orası bizim evimuz!
Nefes-Sen ciddi misin?
Tahir-Şaka yapar gibi bir halim mi var?
Nefes duygulanır ve gözlerinden yaşlar akar...
Tahir-Ağlama Nefesim.. Sen ağladıkça ben daha da kötü olayrum..
Nefes-Bu sefer üzüldüğüm için değil sevindiğim için ağlıyorum... İlk defa gözlerimden mutluluk gözyaşları akıyor..
Nefes ve Tahir tekrar sarılırlar ve "Sarıl bana" şarkısı çalar... Eve giderken o mutlu halleriyle birlikte şarkı çalar eve girdikten sonra ise şarkı biter..
Tahir-Emlakçımız Orhan abi.
Orhan-Selam yengem.
Nefes-Selam. Ben Nefes.
Orhan-Bende Orhan memnun oldum yengem.Küçük bey senin adın ne bakayum?
Yiğit-Yiğit...
Orhan-Adın gibi yiğit bir delikanlıya benziysin! Memnun oldum..
Yiğit-Bende..
Nefes gülümser içeri geçerken Orhan ev hakklnta konuşur:
Burası salon.. Tahir abimin istediği gibi bol güneş alıyor.. Yerler de parke.. Alttan ısıtmalı.. Duvarları beyaz Tahir abim özellikle beyaz olsun istedi..
Telefonu çalar..
Orhan-Alo efendum uşağim! Dema ya gelduniz mi? Bende tam Tahir abimlere yenu evinu gezdireydum ama artuk yapacak birşey yok tamam geleyrum tamam hayde Allaha emanet ol.
Tahir-Sen git abi biz gezeriz..
Orhan-Kusura kalmazsun değil mu?
Tahir-Ne kusuru git işinden gücünden olma..
Orhan-Hay Allah razi olsun.. Siz evi gezun beğenirsenuz dersunuz..Ha bu da anahtaru...
Nefes-Ben beğendim eğer Tahir de istiyorsa tuta biliriz.
Tahir-Vallah ben dündün hazurum..
Orhan-E o zaman hayırlı olsun.. İmza senet işleruni sonra hall ederuz hayde sağlıkla kalun..
Nefes-Ev güneş görsün duvarlar beyaz olsun... Tahir istemiş.. Hmm neden acaba?
Tahir-Sen ilk gelduöunde o karanlık dünyanın karartıları hala vardı üstünde.. Ama şimdu yavaş-yavaş iyileşirken sana sadece karanlık dünyanın değil aydınlık bir dünyanın da olduğunu göstermek istedim.. Gerçi sana seni nasıl göstere bilirdim ki?
Nefes-Nasıl yani?
Tahir-Nefes, sen sadece kendine aydınlık bir dünya kurmadun, bana da aydınlık bir dünya oldun...
Nefes-Teşekkürler Deli Tahir..
Tahir-Ne için?
Nefes-Dünyamı aydınlattığın için..
Yiğit-Benim oda'm olacak mı?
Tahir-Olacak ama hangisi daha karar veremedim dedum anan da gelur birlikte seçip beğenirsunuz..
Tahir iki oda gösterir Yiğit birini seçer..
Tahir-Beğendin mu aslanum?
Yiğit-Çok güzel ki ya! Peki diğeri kimin?
Tahir gözlerini Nefese çevirerek:
Orası nasip kısmet Yiğidum... der.
Nefes'te hafiften utanarak kafasını aşağıya eğerek bir yandan da gülümser..
Duruşmaya saatlar kala Vedat Sayar düşünüyordur ama ne? Ne yapmalı? Avukatını çağırmak istemez çünki ona ihanet edip Fikretle çalışacağını bilir.. Ama buna mecburdur..
Vedat-Keşke şuan yanımda olsaydın Eyşan! Herkesin yalnız bıraktığı şu anda yanımda olsaydın!
Vedat Sayar, o karanlık adam ilk defa çaresiz kalmıştır, ilk defa bir yol bulamaz, kestirme diye gittiği o yolun sonunda büyük bir duvar vardır..
Vedat-Buradan kurtulmanın bir yolu olmalı! Bir yolu olmalı!
Esma Nefesi arar:
Nefes hazırlan duruşma birazdan..
Nefes-Tamam geliyoruz..
Esma-Bekliyoruz..
Osman-Allahım sen hayırlisunu nasip et!
Asiye ve Esma-Amin!
Nefes-Gidelim mi?
Yiğit-Nereye?
Nefes-Sen gelmiyorsun hayatım..
Yiğit-Nereye?
Tahir-Mahkemeye Yiğidum..
Yiğit-Neden mahkemeye gidiyorsunuz ki?
Tahir-Vedatın duruşması için, galiba hapishaneye atacaklarmış..
İkiside Yiğitin vereceği tepkiyi merakla bekler..
Yiğit-Artık annemi kanatamayacak mı yani?
Nefes gülümser ve:
Artık kanatamayacak oğlum... der.
Ve mahkemeye doğru yola çıkarlar.. Yiğiti Osman hocayla Asiyeye bırakırlar, Esmayıda alıp,oradan da yollarına devam ederler...
Mahkeme salonuna gelirler..
Duruşmaya dakikalar kalmıştır..
Esma-Nefes seni de kaldıracaklar sen onun hakkınta bildiğin sana yaptığı herşeyi anlat..
Nefes-Anlatacağım abla..
Ve az sonra Vedatı getirirler... Nefes onu görünce yaptığı herşeyi hatırlar.. Bir anlık gözünün önünden film şeriti gibi geçer..
Vedat-Boşuna heveslenmeyin içeri girmeyeceğim.
Tahir-Sende boşuna havlama, yolun sonundasın!
Vedat-Acele etme Tahir, sonuçta rollerin sürekli değiştiği bir dünyada yaşıyoruz kimin yolun sonunda olan, kiminse başlangıçında olduğu değişir.. Birde bakarsın ben başa dönerim ama sen sondasındır.
Tahir-Vedat Sayar sen an'a bak. Şuan yolun sonunda olan sensin ben değil!
Nefes-Tahir sakin. O şuan burada birşey yaratıp duruşmayı ertelemek için çabalıyor.
Esma-Nefes haklı. Sakinliğini koru!
Vedat-Nefes 8 yıl evli kaldığımız müddette beni bu kadar iyi tanıman o kadar mutlu etti ki!
Nefes-Ben seninle evlenmedim!
Tahir-Nefes daha şimdi bana dedun ki
Nefes-Ben sakinim sadece bir yalnışı düzelttim.
Vedat-Evli olmadığımız benimle birlikte olmadığın gerçeğini değiştirmiyor!
Tahir-Ula çıkarun şunu dışarı öldüreyum orada!
Nefes-Tahir bilerek yapıyor sakin!
Vedat-Deliyede sakin ol demek...
Tahir-Vedat ne kadar deli olsam da karımın yanında efendiliğimi korurum.. Tabi adam olmayanlara bunu anlayamaz..
Hakim içeri girer duruşma başlar..
Duruşmanın başlaması için Fikret bekleniyordur..
Tahir-Ula neden başlamadi bu duruşma hala?
Esma-Davacıyı bekliyorlar herhalde.
Nefes-Abla sen hakime bir sorsana.
Esma-Soruyorum. Sayın hakimim.
Hakim-Buyur kızım.
Esma-Duruşma ne zaman başlayacak?
Hakim-Davacıyı bekliyoruz ama..
Esma-Anlıyorum.
Birazdan içeri bir kız girip hakimin kulağına birşey söyler.
Hakim-Davacının yerine avukatı katılacakmış. O yüzden duruşmaya başlayalım.
Avukat gelir ve duruşma başlar..
Avukat-Müvekkilim yıllar önce Vedat Sayarın babaaını öldürdüğüne şahit olmuş ve bu yüzden bu cinayeti ortaya çıkarmak için size baş vurmuştur.
Vedatın avukatı-Müvekkilim cinayeti işlemiş ama sebepleri vardı.
Avukat-Sebepler neymiş?
V. Avukatı-Kuzeni Eyşan Sayara tecavüz etmiş babası.Onu korumak için de Vedat Sayar babasını istemeyerek öldürmüş.
Nefes bunları öğrendikden sonra şaşırır.
Hakim-Eyşan Sayar nerede?
V. avukatı-Maalesef sizlere ömür.. Ayrıca müvekkilim bu suçu işlerken davacı da ona yardım ederek suçun üstünü örtmüş. Yani cinayete yardım ve yataklık yapmış.
Fikretin avukatı-İtiraz ediyorum. Müvekkilim kesinlikle cinayete yardım ve yataklık etmemiştir. Vedat Sayara acıdığı için bu gördüklerinin bahsini açmamıştır. Ama kendisinin kızını öldürdükten sonra Vedat Sayarı şikayet etmiştir.
Hakim-Kızını mı öldürmüş?
F. avukatı-Evet sayın hakim. Vedat Sayar müvekkilimin kızı Nermin Deliçayla zorla alı koymuş, tecavüz etmiş ve sonra da canına kast etmişdir.
V. Avukatı-İtiraz ediyorum.Bunlara ait tek bir delil ve ya şahit var mı?
Hakim-Deliliniz ve ya şahitiniz var mı?
F. Avukatı-Müvekkilimin torunu yani Vedat Sayar ve Nermin Deliçayın oğlu Emre Sayar şahitimiz efendim.
Hakim-Sanık Emre Sayarı getirin.
Ve bir ses duyulur:
Sanık gelmemiş efendim.
Hakim-Sanık gelmemiş demek. Peki kızım sen, bu olaylara şahit misin?
Nefes-Ben bu olaylara şahit olmadım. Ama çocukla bizzat konuştum. Ve o da bunların hepsini anlattı. Vedat bunları yapa bilecek biri. Ve yaptıda. 8 yıl bana da aynı şeyleri yaptı. Şiddet gösterdi. Tecavüz etti...
Nefes'in gözleri dolar.. Esma kolundan tutarak yavaşça oturtur..
Esma-İyi misin?
Nefes-İyiyim..
Hakim-Karar!
Herkes ayağa kalkar.
Hakim-Vedat Sayar suçuna ait hiçbir delil ve ya şahit olmadığı için, duruşmanın 1 ay sonraya ertelenmesi, Vedat Sayarın tutuksuz yargılanması ve bu sürede yurtdışına çıkmasının da engellenmesine karar verilmiştir.
Vedat yine güler.
Nefes-Ama bu nasıl?
Esma-Aklım almıyor!
Tahir-Hay ben böyle işi s***yim!
Dışarı çıkarlar...
Vedat-Tahir ben sana ne dedim? Rollerin sürekli değiştiği bir dünya bu!
Tahir-Hay senin rollerini!
Nefes-Tahir sakin!
Tahir Vedatın üzerine yürür. Yakasından tutar.
Tahir-Söyle!Ne ettun? Ne ettun de çocuk şahitlik için gelmedi?! Söyle yoksa seni burada öldürürüm!
Vedat-Belkide ortada sizin sandığınız gibi bir olay yoktur ha?! Belkide o çocuk ruh hastasıdır?
Esma-Tahir bırak! Allahından bulsun!
Tahir yakasını bırakır ve:
Burada bir ruh hastası var o da sensin! Nefesin seni istemediğin bile-bile, senden tiksindiğini iğrendiğini bile-bile onun peşine düşen bir zavallısın sen!
Tahirin bu sözleri Vedat'a ilk defa dokunur.. Hiçbirşey söylemeden arabaya biner ve gider.
Esma-Emre denen çocuğu bulmalıyız...
Tahir-Nefes Emre giderken birşey bırakmamış mı? Neler oldu hepsini anlat.
Nefes-Mektup yazmışdı işte. Gidiyorum filan. Vedat Sayar hapse girecek gibi cümleler vardı. Ama nereye gittiği filan yazmıyordu..
Tahir-Ya bu şerefsuz tehtit ettiyse?
Esma-Yapamaz.
Tahir-Nereden biliysin?
Esma-Çünki sordum. Yanına davacıdan başka kimse gelmemiş. Hatta davacı da buradaymış ama aniden gitmiş.
Tahir-Herşey o davacıyla ilgili o zaman. Onu bulursak herşey çözülür..
Fikret kafasını aşağı eğerek ağlıyarak oturmuştur.. Ve hatırlar:
Fikret Vedatın yanındayken telefonu çalar...
Fikret-Alo.
Koruması-Fikret abi Emre bey kendini asdı! Çabuk gelin!
Fikret-Ne ne diysin sen?!Hemen geliyrim!
Vedat-Nolmuş?
Fikret-Emre, Emre kenduni asmış!
Vedat-Ne?..
Şimdi-
Fikret-Eğer sana birşey olursa o herifi geberdirum!
Tahir-Bu herif biliyordu!
Nefes-Düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun?
Esma-Bana da anlatsanız?
Tahir-Esma bu herif çok emin konuştu tutuklanmayacağını biliyordu. Ne olduysa o davacıyla konuşurken oldu.
Nefes-Ya rüşvet teklif etti ya da başka birşey oldu.
Tahir-Ben onu konuşturmasini bilirum!
Nefes-Konuşmaz! Boşuna gitme konuşmaz! Tek yol davacı kim onu öğrenip bulmak. Esma abla sende dosyası var mı?
Esma-Davaya ben bakmıyorum ki dosyası yok. Ama davacının avukatını tanıyorum.
Tahir-Ara dosyayı versin o zaman.
Esma-Yok canım ya öyle kolaydı. Müvekkilinin dosyasını başka bir avukat bile olsa veremez buna hakkı yoktur. Ama..
Tahir-Ama ne?
Esma-Eğer dava bana devredilirse ki bunun olması için bir mucize olması gerekir..
Tahir-Mucize olmasını bekleyecek zamanımız yok. O yüzden de kendi mucizemizi kendimiz yaratıcaz!
Nefes-Tahir bur sakin ya. Valla hafif yollu korkayrum senden.
Tahir-Sonunda..
Nefes-Ne sonunda?
Tahir-Seninle küçük bir "korkayrum" hesaplaşmamız vardu ödeştuk.
Nefes gülümser..
Nefes-Töveb Yarabbim.. Bu durumda bile mi?
Tahir-Her durumda bile...
Esma-Hayde gidelum o zaman!
Birazdan doktor içeriye Fikretin yanına gelir.
Fikret-Doktor, torunum nasıl?
Doktor-Zamanında müdahele edilmiş.Biraz daha gec müdahele edilseydi beynine oksijen gitmediğinden hayati faliyetleri bozula bilirdi. Felç kalma ihtimali bile ola bilirdi.
Fikret-Aman aman! Allah korumuş.. Çok sağol doktor, bu iyiliğini unutmayacağum!
Doktor-Görevim Fikret bey. Alması gereken ilaçları reçeteye yazdım. Şu sıralar kendine dikkat etsin dinlensin. Ben yine gelip muayine ederim.
Fikret-Peki doktor bey. İlaçları hemen aldırıyorum. Samet.
Samet-Buyur abi.
Fikret-Doktorun yazdığı ilaçları gidip hemen al.
Samet-Baş üstüne abi.
Fikret ve Doktor el sıkışır.
Fikret-Dur bekle. Doktor beyide evine bırak.
Doktor-Zahmet olucak.
Fikret-Ne zahmeti doktor. Borcumuz. Buyurun lütfen.
Doktor-Peki teşekkür ederim.
Asiye-Uşağum doydun mi?
Yiğit-Çok güzeldi kuymak ellerine sağlık.
Asiye-Bal süt şeker olsun paşama.Baba sana da servis etseydum.
Osman-Yok kizum ben tokum.
Asiye-Olur mu öyle şey ama baba birşey yemeden..
Osman-Bazen tokluk yemekle olmaz kizum.. İşte benumde tokluğum bpyle bur tokluk.. Asıl sen ye iki canlisun..
Asiye-Bende tokum galiba..
Kapı çalar. Gelen Nefeslerdir.
Asiye-Geldiler sonunda! İnşAllah hayirli haberlerle gelurler.
Osman-İnşAllah. Aç bakayum kizum kapiyi.. Allahum sen büyüksün..
Asiye kapıyı açar:
Yengem hamsiyi bu sefer gözünden vurdunuz mi?
Tahir-Vuramaduk yengem kaçti yine..
Asiye-Dema! Vay arsiz hamsi!...
Esma-Hemde ne arsız..
Asiye-Neden vuramadiniz peki?
Nefes-Şahit yok diye duruşma 1 ay sonraya ertelendi. Ve tutuksuz yargılandı.
Asiye-Ama ben o hamsiyi boğacağum!
Osman-Yine mi kurtuldu?
Tahir-Maalesef hocam.
Esma-Ama tabiki yanına bırakmayacağız.1 ay sonra İnşAllah tutuklanacak.
Nefes-İnşAllah!
Saniye geçmişiyle yüzleşiyordur..
Saniye-Ula Deli Tahir sana demedim mi Sakineyle kaçma... Dinlemedun? Noldi? İkinizde mezara... Ben ister miydim ha? Ben ister miydim? İstemezdim.. Ama oldu.. İstemediğim şey kabusum oldu... Şimdimoralardan beni izleysunuzsa affetun be...
Saniyenin gözyaşları Deli Tahir ve Sakinenin fotoğrafına damlar..
Fikret doktoru geçirir.. Doktor gider... Ardından Vedatın arabası gelir..
Fikret-Gel bakalum Vedat.. Ölümüne gel!
Vedat-Seni görmek ne güzel Fikret abi!
Fikret-Aynı şeyi senin için söyleyemeyeceğum!
Vedat-Oğlum nasıl?
Fikret-Şimdi mi geldi akluna?
Vedat-Soruya soruyla cevap vermek... Sen sevmezdin böyle şeyleri Fikret ABİ.
Fikret-Üzüm üzüme baka baka işte Vedat.
Fikret tapancayı Vedat'a uzatır.
Vedat-Yine bir tapanca fastlı. Bu sefer nereçden vuracaksın ABİ?!
Fikret-Kalbinden!
Yangazlar yemek yerken konuşurlar..
Murat-İkizum nolacak bu işlerin soni?
Fatih-Bilmem nolacak?
Murat-Ula nasulda belli edeysun.
Fatih-Neyi?
Murat-İkizum olduğuni. İkimizde aynı şeyleri düşüneyruk!
Fatih-Vallah düşüneyruk. Bir tek sevdalarumuz farkli.
Murat-Çüş yani Fatih o kadarı da farkli olsun değil mu?
Fatih-Bilmem olsun mi?
Murat-Olsun olsun.
Nefes-Esma abla sen öğrenir öğrenmez bize haber ver.
Asiye-Gidiymiyiz yani?
Osman-Gitmeyin kalın bu akşam. Birlikte yemek yiyelum.
Tahir-Hocam sana zahmet olmasun?
Osman-Hergeleye bak ne zahmeti. Dolapta herşey var biliyrim ev sahipi yapar yemeyi ama ev sahipiniz de yaşlı başlu adam.. Nefes kizum sen yapar misin?
Nefes-Estağfurullah Osman babam yaparım tabi..
Asiye-Bende Mıstafamı arayayum anamu da alsun gelsunler.
Osman-Ara kizum ara gelsunler.
Asiye Mustafayı arar Mustafa yangazlarla birlikte Saniyeyi de alıp gelirler.. Nefes yemek pişirirken Tahir de onun yanındadır..
Tahir-Yengem.
Asiye-Söyle yengesunin paşası.
Tahir-Sen bu akşam yemek yeme.
Asiye-Niyeymiş o?
Tahir-E malum yemekleri Nefes yapayi biz zehirleniriz sende zehirlenme uşağa zarar verir.
Nefes-Ya Tahir dalga geçme!
Tahir-Vallah çok ciddiyim.
Nefes-Diysın?
Tahir-Ha dedum bile.
Nefes-İyi o zaman bu akşam yemekleri ben yapıcam. Sen yemek istemiyorsan aç kala bilirsin.
Tahir-Öyle bir sevdaluyum ki sana elinden zehir olsa şifa niyetine yeyip gıkımı çıkarmam...
Nefes ve Tahir bakışırlar..
Asiye-Uuuu yengem ben anlamayrum sende aynu anadan babadasın ha benum ayucukta aynı anadan babadan sen bu kadar romantikken o niye hödük?
Tahir-Sadece hödük olan o mu?
Nefes-Sen bana mı laf attın?
Tahir-Attım tuta bilene aşk olsun.
Nefes-Tuttum. Ama Tahir Kaleli bu lafı sana yedirtirim...
Tahir-Yedirt..
Nefes-Gözleri bal yarim, yanakları al yarim,hasretin beni sardı,gel beni al yarim.
Asiye-Uu Nefes sende de ne cevherler varmuş..
Tahir-Yalnız ben her önüme geleni almam.
Nefes-Sana söylediğimi kim söyledi.
Tahir-Nefes benden başka kime söyleyeceksun ki? Delilendirme adamı!
Nefes-Sen zaten delisin ki😂
Tahir-Bak hala gülüyi...
Kapı çalar...
Asiye-Yengem sakin! Nefes sende kızdurma uşağumu..
Asiye gülerek kapıyı açmaya gider..
Asiye-Mıstafam sen mi geldun?
Saniye-Beni görmiysin herhalde?
Yangazlar-Ana bizde varuk.
Asiye-Canum lafun gelişi söyledum söylemez olaydum! Geçin geçin..
Asiye Mustafaya bakış atar..
Mustafa-Keşanını savurmandan, saç savurmasuna şimdi ise bakuş atmaya mu geçtuk? Bir sonra ki livil de ne olacak?
Asiye-Onu senun ayucukluk derecen belli edecek Mıstafam..
Mustafa-Oy Asiyem oy!
Asiye-Ney Mıstafam ney!
Osman hoca öksürür gibi yapar..
Osman-Öhö öhö!
Bu tabiki AsMus'a uyarıdır.
Vedat-Tamam vur abi! Ama şunu unutma o çocuğun kendini asma sebeblerinden biri de babasızlık!
Fikret-Nereden biliysin Vedat?!
Vedat-Yanıma geldi...
1 saat önce-
Emre-Seni parmaklıkların arasında göreceğimi rüyamda görsem inanmazdım..
Vedat-Niye? Ben bir suç işleyemem mi?
Emre-Meselede bu ya. Vedat Sayar suçları işler, işler ama hiç biri gün yüzüne çıkmaz... Aynı aynı annemi öldürdüğün gibi.. Kendi babanı öldürdüğün gibi!
Vedat-Annen benim yüzümden ölmedi!
Emre-Ne saçmalıyorsun sen?
Vedat-Annenin katili deden!
Şimdi-
Fikret-Nermini sen öldürdün Vedat!
Vedat-Fikret abi hadi ama gerçeklerden konuşalım.. Evet Nermini silahla vurdum.. Sana da haber verdim ama sen kılını bile kıpırdatmadın! Öz kızını kendi ellerinle ölüme terk ettin!
Emre o sırada herşeyi duyar ve :
Bu doğru mu dede?
Fikret ise çaresizce onun gözlerine bakar...

38.Bölüm sonu

Sen Anlat KaradenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin