69.Bölüm "Farketmeden"
Nefesle Tahir yemeklerini yerler..
Nefes-Imm ellerimize sağlık valla..
Tahir-Gerçekten mis gibi olmuş..
Nefes-Bana dedin ya hayatıma dokundun, asıl sen dokunduğun her yeri güzelleştiriyorsun..Tahir elini Nefes'in ellerine uzatarak ellerinden sımsıkı tutar.. Kaleli konakta akşam olmuştur.. Asiye reis Yiğit'i yatırır...
-Yengem, eğer birşey istersen kapımızı çalman yeter tamam mi?
Yiğit-Tamam Asiye yengeciğim..
-Uu yengen seni verene kurban olsun..
Asiye reis Yiğit'i öpüp yatağına uzatır.. Üzerinide örttükten sonra ışığı kapatıp odasına gider.. Ve onlar için gece başlar.. NefTah ise acı'dan bahsederler-Nefes-Abini kaybetmenin acısının nasıl olduğunu bilirim.. Sadece abini değil, sana kanat olmuş bir meleği kaybedersin sanki.. Canından can kopar, kanından kan akar.. İçini yakar.. Anlamaya çalışırlar ama bu acının tarifi yoktur.. Öyle acını anlıyorum falan diyenlerde yalan söylüyordur.. Çünki acı bu, bir duygu, yaşamadan öyle kolay kolay anlayamaz kimse.. Ama ben yaşadım biliyorum ve anlıyorum seni..
Tahir ağlarken Nefes ellerini daha sımsıkı tutar..
-Herşeyinle beni anlıysin.. Biz gerçekten bir birimizin kaderine yazılmışızda haberimiz olmamış..
Nefes-Farketmeden.. Aslında, farketmeden bir birimizin olmuşuz..Ve o an "Farketmeden" şarkısı başlar.. Bu şarkı sanki NefTah için yazılmış ve söylenmiş gibi.. Şarkıdada dediği gibi "Farketmeden senin olmuşum" NefTahda farketmeden bir birinin olmuştu aslında.. Hiç farketmeden.. Haberleri bile olmadan.. Sevdaları en büyük şanslarıydı.. Ve onların romantik anları bitene kadar bu manidar şarkı devam eder.. Şarkı biter.. Umut'un ağlama sesine yukarı çıkarlar.. Tahir sofrayı içeri taşır.. Ortalığı toplayıb kızı ve karısının yanına gider.. Kızını Nefesten alarak ona sımsıkı sarılır.. Kokusunu içine çeker..
-Nefesim.. Sen bana söylemişdin ki bir kızımız olacak.. Söyleseydin ya cennet senin olacak diye..
Nefes bu güzel sözler karşısında babasının kucağında susan Umut'u ve kızının "Cennet Kokusunu" içine çeken Tahir'i izler.. Ve gece biter... Biten gecenin ardından... Günler geçer, hatta haftalar....Haftalar sonra-
Kaleli konağında yeni birgün daha olmuştur... Her zamanki gibi gelinler kahvaltıyı hazırlar.. Az sonra aşağı inen Saniyede sofrayı...Her zaman ki gibi Yangazların muzipliyi üzerlerindedir..
Murat-İkizum, bu kuymak kokusi mi?
Fatih-He vallah kuymak kokusi... Sona kalan çürük hamsidir..Ve sofraya koşma maratonu başlar..
Asiye-Valla bu uşaklar hiç büyümeyecek ha.. Yavaş yengem, yavaş, hepinize yetecek kadar kuymak var..
Mustafa Asiyeye yaklaşarak-
Banada var mi?
Asiyede cilve yaparak-
En çokta sana var...
Asiyenin cilveleri Mustafayı etkiler..
-Yavas...
Onları pür dikkat izleyen Yangazlar ise AsMus repliğini söyler-Murat-Oy Asiyem Oy...
Fatih-Ney Mıstafam ney...
Asiye gülerken Mustafa yine sinirlenir..Mustafa-Ula, alacam ayağumin altına o olacak ha..
Murat-Ne ettuk ki Mıstafa kaptan?
Fatih-He valla..
Mustafa onlara kinayeyle bakar-
Orasınıda siz bilirsunuz...Herkes sofraya geçer... Kahvaltılarını ettikten sonra ise işlerinin peşine giderler.. Balımı okula, erkekleri ise işe yollarlar...
Asiye-Nazar...
-Söyle abla..
Asiye-Hayde bir kahve yapakta içek ha?
-Olur.. Saniye hanımada yapayum mi?
Saniyemin heyheyleri yine üzerindedir..
-Yok ben istemem... Pazara gideceğum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Anlat Karadeniz
FanfictionGeçmişte para karşılığı satıldığı adamın zulmünden kaçıp çocuğuyla birlikte Karadeniz'e sığınan Nefes'le, onu koruduğu için ailesinin büyük tepkisiyle karşılaşan Tahir'in imkansız aşkını ele alıyor kitapımız... -Sen Anlat Karadeniz... Ben Anlatınc...