35. Bölüm: Onlardan Biri

7K 565 699
                                    

Cehalet mutluluktur derler.

Bu aralar bir kez daha anlıyorum ki haklılarmış. 

Feza'nın durumu aklımda dönüp dolaşırken ne yapmam gerektiğim hakkında bir fikrim yoktu. Çin'e gidince karşılaşacağımız görüntü daha bilmeden beni germeye başlamıştı. Derin bir nefes vererek yutkundum. Önüme bakmalı ve şuan ki belirgin sorunu halletmeliydim.

"Hazır mıyız?" diye sordu Aleksi herkese bir bakış atarken. Ben de etrafı süzerken omuz silktim. Kenan Samyeli gergin görünüyordu. Emir'i o andan beri görmemiştim. Biz gittikten sonra Samyeli ailesinde bir hesaplaşma olacak gibi duruyordu. Feza zaten ağaçların arasına karışıp gözden kaybolmuştu. Gittiğini düşünüyordum. Joseph ve Emanuel hazır bir şekilde yanımızda dikiliyordu.

Sergei ve Jack'e bakmak içine etrafa baktım. Gözlerim her yeri tararken sonunda onlara rastladım. Bize doğru geliyorlardı.

Sık nefesler alan Sergei, "Hazır mısınız, yola çıkmamız gerek." dedi. Yan gözle ona baktım. Koşmuş muydu buraya kadar?

"Biz tamamız. Yani mühimmat olarak. Şu planın üzerinden geçecek miyiz?" dedi sıkıntıyla. Kendisini bu kadar bilgisiz olduğu için rahatsız hissediyor gibiydi.

Aleksi ile bakıştık ve hepimizin gözleri Sergei ve Jack'e döndü. Sergei ve Jack de kısa süre göz göze geldiler ve Jack gergince yutkundu. Gözlerim kısılırken, "Burada plandan bahsetmeyelim." dedi Jack. Tek kaşım havalandı. Emanuel kollarını göğsünde bağlamıştı. "Her an her yerden S.C.E.L köpeği çıkabilir. Nedense..." Sergei etrafa yabani bir bakış attı. Düşüncelerinde haklıydı. "Burada beni rahatsız hissettiren kişiler var."

"Fazla kalabalık." dedi Emanuel belinde silahı okşarken. Ayakkabım yerdeki toza bulandı. "Rahatsız edici."

"Ondan işte." dedi Jack geçiştirmek ister gibi. "Kendi geldiğimiz helikopterle gidelim. Ama yinede üstün körü üzerini kontrol ettim. Eğer bir dinleme cihazı falan varsa..." İstemsizce helikoptere ve yakınlardaki adamlara baktım. Bunu yaparlar mıydı?

Her şeyi yapabilirlerdi.

"Koltuklara falan içeri girince bakarız zaten. Sıkıntı yok. Onlardan bir helikopter ödünç almaktansa bu daha doğru gibi." dedi Joseph parmağını çıtlatırken. Dudak büktüm. Haklıydı.

"İçeride plandan bahsedeceğim için bu kadar pimpirikliyim." dedi kendisine baygınca bakan Aleksi'ye doğru Sergei. Sırıttım. Adamdaki öldürme arzusu bir kilometre öteden fark ediliyordu.

Emanuel son noktayı koyarak, "O zaman tamamsak şunlarla vedalaşın falan da gidelim sanki tatile gidiyoruz da bu kadar uzadı a*ına koyim..." derken esnemişti bir de. Ona aşağılayıcı bir bakış atmadan duramadım.

Ne vedalaşması ya? Direk helikoptere yürümeye başladı herkes. Kenan Samyeli ve adamları görünce peşimizden geldiler hemen. Gözlerimi devirdim. Douglas da gelmişti hemen bize baktı. Hazır duruyordu.

"Gidiyor musunuz?" dedi helikoptere binen bizlere bakarak Kenan Samyeli. Emanuel gözlerini devirdi başka tarafa doğru. Neyse ki görmediler. Douglas sahte bir gülümsemeyle, "İşimiz bitti. Yardımlarınız için teşekkürler Bay Samyeli." dedi ingiliz aksanıyla. Kenan başıyla onu onayladı ve bir iki adım geri çekildiler. Özellikle ona bakmamaya çalıştım. Samyeli'ler her ne hakkında konuşacaklarsa adım geçeceği üzerine iddia bile oynardım.

Herkes helikoptere bindi ve kulaklıkları yeniden taktık. Sergei ve Jack birkaç tane düğmeye basıp pervaneleri çalıştırırken daha da geri çekilmiş olan insanlara göz attım. Sadece birkaç saat buradaydım ve daha şimdiden çok olay yaşamıştım. Güneş daha yeni yeni doğuyordu, biz Çin'e gidene kadar yine geceyi bulurdu. Bir an sıkıntıyla inlemek istedim ama kendimi tuttum.

GÖLGE BATAKLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin