Yorumlarınızı bekliyorum ↓
Hayat, içinde binlerce sürpriz bulunan gizli bir kutuydu.
Elini içine attığında ne çıkacağını bilmiyordun. Seveceğin, nefret edeceğin ya da ikisini de aynı anda hissedeceğin bir şeyle karşılaşma ihtimalin yüksekti.
Yıllardır doğru sandığın bir şeyin yanlış, yanlış olduğunu bildiğin bir şeyin aslında çok doğru olduğunu fark etmek insanın içinde kurduğu imparatorluğu sarsmak için gayet güzel hamlelerdi. Hayatım yalan çıkmasa bile böyle bir konuda yıllarca hiçbir şey bilmeden dolaşmam benim için garipti.
Aklıma yeni yeni doluşan anılar kafamı ellerim arasına alıp, "Biraz yavaş!" diye bağırmak istememe neden oluyordu. Altı yıl boyunca aslında hiç benden tam olarak kopmadığını bilmek kalbimde garip bir sızıya neden oluyordu.
"Daha ne kadar şaşırabilirim emin değilim..." diye mırıldandım sakin bir sesle. Onun sesi, dokunuşları beni istemsizce sakinleştiriyordu. Elleri sanki bedenimin nerede daha iyi tepki verdiğini biliyormuşcasına belimin bir kısmını okşarken gerçek anlamda mayışmamak için bir süre kendi içimde kısa da olsa savaş vermek zorunda kaldım. Daha ne kadar şaşırtacaktı bu adam?
Gözlerini ağır ağır kırpıştırırken benden bir an olsun ayırmadı iki mücevherini. Onun bakışlarını üzerimde hissetmek artık işkence değildi. Hatta bu beni iyi hissettiriyordu. Değişik bir histi. Güven gibi...
"Ben sürprizlerle dolu biri görünebilirim." dedi kalan işine devam ederken. Ellerimden birini koluna koydum ve sanki gömleği çok ilgimi çekiyormuş gibi oraya bakmaya başladım. Aslında bir nevi ona bakamıyordum o yüzden yönelecek başka bir yer arayışına girmiştim. Arayış elbette kol kaslarında durmuştu. Cidden, ağzımın suyu akmadığı için kendimi tebrik ediyordum.
Aslında şuan cidden şaşırtıcı davranışlarım vardı. Hayatım boyunca birçok farklı türde kaslı yakışıklı adam görmüş ben konu Karolek olunca sanki insan üstü biriymiş gibi tepki veriyordum. Aslında insan olduğu hakkında şüphelerim vardı. O gözler bir insana ait olamazdı.
Belkide gerçekten cehennemden kaçmış bir şehvet iblisi falandı ve beni kontrolüne almıştı.
Buna hayır demezdim. Zaten öyle bir şey olsa istesem de diyemezdim. İblis falan anladınız özel güçler...
Yine saçmalamaya başladığıma göre konuya geri dönebiliriz.
Yarım kalan sözüne devam etti. "Aslında çok da garip özelliklere sahip biri değilim. Özellikle senin için. Herkeste görebileceğin alışkanlıklarım var." İstemsizce kıkırdadım. Artık onun önünde gülümsememi saklamayacaktım. Bir an o gözlerin ağırlığını gülüşümde hissettim. Kalbim hızlandı.
Ben cidden ne ara... Kafayı sıyırmaya gerek yok.
"Garip özelliklere sahip değil misin?" dedim gülüşlerimin arasında. Sesimde inanamayan tonu hemen algılarken tek kaşını kaldırdı. Doğru dürüst aklımla devam edebilmek için sohbete bedenimi ondan kopardım. Elinin okşadığı yer bir an boş kalınca üşüdü. Belli etmemeye çalıştım. "Sen garip özelliklere sahip değilsen ben de normal biriyim o zaman."
Benim ondan ayrılan bedenime düz düz bakmakla yetindi. Bir adım geri çekilirken kollarımı göğsümde buluşturdum. Benim de kaslarım gerilmişti. "Bir insanı her yıl sarhoş edip ondan bir nevi yararlanmak normal insanları yapacağı iş zaten, anlıyorum seni de..." Son cümlemi söylerken bilmişlikle dudağımı büzmüştüm. Hadi bunu aşmaya çalış bakalım, Karolek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE BATAKLIĞI
Azione"Kanlı geçmişi ardında bırakmak sadece kaçıp gitmekle başarılabilecek bir şey değildi." Gerçek adını bile saklayarak yaşayan 'Berat' iki kardeşiyle birlikte normal bir hayat sürdürüyordu. Ta ki kanlı geçmişi onu bir kez daha bataklığa çekene dek. Fa...