Patlamanın sesi her yerde yankılandı.
Karolek üzerime atlarken yana savrulduğumu hissettim. Gözüm aynı anda büyürken gözüm Bora'nın olduğu yere kaydı. Büyük sarsıntıyla birlikte gelen çöküntülerin sesleri kalbimin hızla çarpmasına neden oldu.
"Hey!" dedi Karolek bana üzerimdeyken bakarken. Gözlerimi anında ona çevirdim. Endişeli gibiydi. Bir süre şoktan dolayı duraksadım. Daha sonra konuşabildim.
"Ben iyiyim." dedim onu incelerken. Bu taraftaki camlar patlamış, eşyalar yere düşmüştü. Karolek'in üzeri kirlenmiş olsa da yarası yok gibi duruyordu.
Ayaklanmaya çalışırken aynı zamanda Bora'nın olması gereken yere baktım. Patlama olduğu gibi içeri adamlar doluşurken birçok kişinin onu korumaya aldığını fark ettim. Zar zor ayağa kalktım ve gözüm o tarafta takılı kaldı.
Bora'dan bir sürü kan geliyordu.
S'in onu tuttuğunu gördüm. Gözleri iri iri ona bakarken, "Hey!" dedi onu tutarak. Kafasına bir bezle baskı yapıyordu. Bora'nın gözleri ona döndü ve gözleri acıyla buruştu. Bir an yerimde donarak önümdeki manzarayı izledim. Karmakarışıktım.
"Başın..." diye bir şeyler dedi S ama duyamadım. Bora da anlıyor gibi değildi. Birkaç adam onu kaldırdı. Bora'dan daha da kan aktı. Camlar ona girmiş olmalıydı.
Onu yerimde durmuş izlerken bir an gözleri bana tutundu. Yutkunup onu izlerken ellerim hafifçe titredi. Ne yapmam gerektiğinden emin değildim.
Bora bir an bana baktı ve sonra onu tutan elden kurtularak yavaş adımlarla yanıma geldi. Tam önüme gelinceye kadar durmadı. Karolek'in eli hala kolumdaydı. Bora tam önümde durunca bir kez daha yutkunarak ona bakmaya devam ettim.
"İyi misin?" diye sordu bir an beni süzerken. Kısa bir andı bu. Ayağımdaki acıyı göz ardı ederek, "Kendine bakmalısın." diye mırıldandım gözlerimi bir anlığına kaçırırken. Ama daha sonra hemen ona çevirdim. "Berbat görünüyorsun."
"Öyle." dedi adamlardan biri onu ısrarla çağırırken. Yaralarına bakmaları hakkında bir şeyler mırıldanıyordu. "Helikopterin buraya çarpacağını tahmin etmemiştim." diye devam etti adamını takmazken.
"Bu deliliği kimse önceden göremezdi." dedim soluk soluğa. Az önceki şokun etkisi hala geçmemişti. Gözlerim kapıya kayarken kızgın gözlerle Aleksi'yi gördüm. Menekşe gözlü adam hızlı hareketlerle Bora'ya gelirken S gözlerinden alevler çıkarak ona baktı. "Böyle bir şeyi nasıl olur da haber vermezsin!?" derken bir kaşık suda boğacak gibiydi adamı.
Menekşe gözlü adam, "Helikopterin buraya çarpacağını düşünmedim. Özür dilerim." dedi. İstemsizce başı eğilmişti. Sarsıntı yüzünden yere düşüp patlayan şişelere bakarken gergindim.
"Düşünemedim diye bir cümle seni haklı yap-" S sinirle menekşe gözlü adamın üzerine yürürken bir şeyler diyecekti ki hepimizin kulakları dikeldi bir anda.
Silah sesleri.
"Aşağıda çatışma olduğunu biliyordum!" diye mırıldandım istemsizce yumruğumu sıkarak. Kesinlikle o sesleri duymuştum. Ama o an helikopter geldiği için tam odaklanamamıştım.
Aleksi hızla yanımıza gelirken, "İyi misiniz?" diye sordu nefes nefese. Karolek ona bakarken, "Neler oluyor?" diye sordu hızla. Aleksi sert gözlerini kısa bir an etrafta dolaştırdıktan sonra bize baktı.
"İlk başta pek bir şey duymadık ama daha sonra aşağı katlardan silah sesleri duydum. Tam olarak ne olduğunu bulamadan teras tarafından bir patlama sesi duyduk ve sizi kontrol etmek için buraya koştum." diye mırıldanan Aleksi bir an kapıya baktı. Çığlık ve yardım dileyen sesleri ilk defa duyuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE BATAKLIĞI
Action"Kanlı geçmişi ardında bırakmak sadece kaçıp gitmekle başarılabilecek bir şey değildi." Gerçek adını bile saklayarak yaşayan 'Berat' iki kardeşiyle birlikte normal bir hayat sürdürüyordu. Ta ki kanlı geçmişi onu bir kez daha bataklığa çekene dek. Fa...