Geceler artık kabus muydu?
Gözüm kapandığı gibi gördüğüm şeyler beni rahatsız ederken eğer uyursam görebileceklerim beni irkiltiyordu. Bu garip his zaman geçtikçe daha da kendini belli ederken yapabildiğim tek şey kıpkırmızı gözlerle boşluğu izlemekti.
Ruhumu kaybetmiş gibi hissediyordum.
Sabah olmuştu. Karolek'in kucağından usulca kalkmıştım ve, "Bir duş alacağım." gibi kısa bir cümle söyleyip kendimi banyoya atmıştım. Üzerimdekileri nasıl çıkardığımı bilmiyorum ama buz gibi suyun altına soktuğum gibi bedenimi dakikalarca altından çıkmamıştım. Bir süre sonra bedenim suya dayanamayınca hafif ılıklaştırmıştım.
Bana merhamet eden yoktu, bari ben kendime merhamet edeyim.
Akan suya bakarken bütün olanlar beynimi ele geçirmiş bir şekilde duruyordum. Yorgun hissediyordum.
Nasıl bu hale gelmişti bütün olaylar?
Bu yola çıkma amacım onları korumakken nasıl olur da böyle sefil bir duruma dönmüştü bütün her şey?
Yavaşça nefes verdim ve yorgun gözlerimi kapatıp açtım. Bir şeyleri takip edemiyordum. İpin ucu elimden kurtulmuştu, nereye gidiyordu ben de bilmiyordum, onlar da.
Bu sefer deliler gitmemişti.
Arada bir fısıldaştıkları oluyordu. Genelde bana doğru değil kendi aralarındaydı. Sanki olayları istişare ediyorlardı. Durum onlara göre vahimdi. Onlara karışmadım bu sefer.
Bir saat kadar sonra duştan çıktım. Yavaşça saçlarımı kurulayıp üstümü değiştirirken hissizleşmeye başladığımı hissettim. Bir süre önceki kalp ağrısı yavaşça belirginliğini yitiriyordu.
Duygusuz bir robot olmak istemiyordum.
Üstümü de giydikten sonra çıktım odadan. Aşağıya indim. Ev boş gibiydi. İnsanlar vardı ama sanki boştu.
Onlar olmayınca her yer boş geliyordu.
Kapıdan dışarı çıktım ve koca bahçeye doğru yürüdüm. Yürümek iyi gelebilirdi.
Bu arsa tamamen onlara ait olduğu için koca bir golf sahasıyla birlikte küçük bir gölet bile vardı. Ağaçların ardına saklanmış gölete doğru yürüdüm.
Yanına yaklaşınca derin bir nefes aldım. Suyun yüzeyindeki yansıyan suratıma bakarken düşüncelerimin zihnimi istila etmesini önlemeye çalışıyordum. Toprak olmasına aldırmadan yere oturdum ve yerden bulduğum bir dalla toprağı eşelemeye başladım.
(Biraz daha küçüğü gibi sanki...)
Sıcaklar artmaya başlamıştı. Yaz artık tamamen gelmişti. Geçmiş yıllarda bu zamanlarda vakitlerimizi daha farklı geçirirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE BATAKLIĞI
Akcja"Kanlı geçmişi ardında bırakmak sadece kaçıp gitmekle başarılabilecek bir şey değildi." Gerçek adını bile saklayarak yaşayan 'Berat' iki kardeşiyle birlikte normal bir hayat sürdürüyordu. Ta ki kanlı geçmişi onu bir kez daha bataklığa çekene dek. Fa...