İçeri girdiğimde kendimi yuvamda gibi hissettim. Daha onları görmemiştim ama bedenim anlıyordu. Benim evim onların yanıydı.
Seri adımlarla salona daldım. Volkan Amca ve diğerleri de içeri girmişlerdi. Salon bomboştu. Acaba odasında mıydılar?
Volkan Amcaya sormak için döndüm. İçim nedense tedirgin olmuştu. "Volkan Amca onlar..." Elini kaldırarak beni durdurdu. Ne demek istediğimi anlamıştı. Onun rahat ifadesine bakarken sakinleştiğimi hissettim.
"Okuldalar Alaz. Saat kaç biliyor musun?" Zamandan bir haber yaşıyordum resmen. Daha okul zamanındaydık ve ben boş evde onları arıyordum. Derin bir nefes alarak koltuğa kuruldum. Diğerleri benden daha kibar bir şekilde içeri girdiler. Kamber'den silah çantamı aldım. Yere, tam ayak ucuma koydum.
Volkan Amca bizim suratlarımızı tek tek inceledi. Yüzümden bir ter damlası aşağıya kaydı. Gözlerimi kaçırma ihtiyacı hissettim. Çınar'a baktı. Sonra Berkan'a.
"Beni takip et." derken sesi soğuktu. Çınar başıyla onayladı. Onu tanıyordu sonuçta. Volkan amca her zaman böyleydi. Şeyda ona gergin bir bakış atsa da Çınar ona gülümseyerek 'Her şey yolunda' mesajı verdi. Şeyda rahatlayamadı. Bir anne olarak o olaydan sonra çocuğundan uzaklaşmak istemiyordu. Bu normal bir şeydi.
Bir süre onların geri dönmesini bekledik. Uykusundan hafifçe uyansa da yatağa yatınca tekrar uyurdu büyük ihtimalle Berkan. Gözlerimi vazoya diktim. Çok uykusuzdum ama Tuana ile Timur'u görmeden yatamazdım.
Volkan ve Çınar geri döndüler. Koltuğa kurulunca sorgunun başladığını anladım. "Ne oldu?" derken sesi katıydı. Gözlerinin içine bakarken onun gibi birine sahip olduğum için mutlu oldum. Volkan amca belki biraz küfürbazdı, insanları sevmezdi ama dürüst ve güvenilir biriydi. Ona gözüm kapalı güvenebileceğimi biliyordum.
Zaten güvenmesem en değerli varlıklarımı ona emanet etmezdim.
"Olay tahminimden fazla büyük." diye mırıldanabildim. Acı da olsa devam ettirdim sözlerimi. "Bu işten artık sıyrılabileceğimden emin değilim." Kamber bana endişeyle baktı. Kabullenmek bana göre değildi.
Volkan amca yerinde dikleşti. "Ne demek emin değilim?" derken sesi birkaç saniye sonra boğazını parçalayacağı avına bakan bir sırtlanın keskinliğine sahipti. Buz gibi hava beni titretecek olsa da direndim.
"Gerçek bu." dedim sesimin yorgun çıkmasını umursamadan. "Yıllardır kaçtığım şey beni yok edecek olan olmasa bile tüketecek olan gibi gözüküyor." Çınar ve Şeyda'nın bana dikkatlice baktığını hissettim. Onlara diyecek bir sözüm yoktu. Bakacak yüzüm olmadığı gibi.
Birkaç saniye sessizlik oldu. Sessizlik boğucu havayı desteklerken sanki elleriyle ördüğü tuğlaları sırtıma koyarak diz çökmemi istiyor gibiydi. Belimin bükülmesine izin vermedim. Şuan onlara gösterdiğim yüzüm yabancı olsa da bir o kadar tanıdıktı.
"Ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama çocukların çıkış saati yakınlaştı. Hemen toparla kendini." Sert sesi beni irkiltmese de aklıma onların gelmesine neden olduğu için gözlerimi farkındalıkla açmama neden oldu. Şimdi bu yönümü onların görmesine izin veremezdim. Koltukta dikleşirken ona baktım.
"Üzgünüm." Bana anlaşılmaz bir şekilde baktı. "Bana söyleme bunları." Bir şey demedim. Şeyda ve Çınar tarafına bakınca endişeli bir şekilde başka tarafa baktıklarını gördüm. Onların durumunu Volkan Amca'ya açıklamalı, izin istemeliydim. Paldır küldür eve girdiğimiz yetmediği gibi açıklama bile yapmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE BATAKLIĞI
Action"Kanlı geçmişi ardında bırakmak sadece kaçıp gitmekle başarılabilecek bir şey değildi." Gerçek adını bile saklayarak yaşayan 'Berat' iki kardeşiyle birlikte normal bir hayat sürdürüyordu. Ta ki kanlı geçmişi onu bir kez daha bataklığa çekene dek. Fa...