2. Bölüm: Geçmişten Gelen

14.7K 1.2K 671
                                    

Rastgele bir restorana girip oturduk. İkiliyi karşıma alacak şekilde oturdum. Özellikle camdan uzak ama camı görebilecek bir masa seçmiştim. Normal davranmaya çalışırken dışarıyı gözetliyordum.

"Hmm, ben karışık pizza istiyorum. Yanında da kola olsun." Tuana'nın sesi ile dışarıyı gözetlemeyi kesip ona döndüm. "Hayır. Size kola gibi asitli içecekleri yasakladığımı biliyorsunuz. Benden habersiz içmiyorsunuzdur umarım?" Sinirli bir şekilde sormuştum. Böyle bağımlılık yapan şeylerden nefret ederdim. Bana göre sigaradan farkı yoktu bu illetin. Aynı şey cips içinde geçerliydi.

"Hayır tabi ki de. İyi gününde olduğunu düşündüğüm için şansımı denedim sadece." Bunu söylerken şirin bir şekilde gülümsemeseydi ona kızabilirdim ama maalesef zayıf noktamı biliyor gibi davranıyordu. Bir şey demeden garsonun gelmesi için işaret verdim. Timur hala seçmeye çalışıyordu. Sonunda o da karar vermiş olacak ki başını menüden kaldırdı. Herkesin ona baktığını görünce kaşları havalandı. "Hadisene be oğlum! Bekletme artık garsonu." Onun için açıklama yaptım. Anlamış olacak ki söyledi. "Karışık orta boy pizza ve ayran. Tuzlu olmasın." Bunu gayet kaba bir şekilde söylemişti. Alttan ayağını tekmeledim. Bana Ne var? der gibi bakış atınca kafamı olumsuz anlamda salladım. Biraz kibar olsa ölürdü zaten.

Tuana da söyleyince ben de aynısı söyledim. Cebimdeki telefonu masanın üzerine görebileceğim bir şekilde bıraktım ve arkaya yaslandım. Biraz onları okul ile ilgili yoklasam iyi olurdu. İşten doğru düzgün sohbet bile edemiyorduk. "Anlatın bakalım okul hayatı nasıl gidiyor? Var mı değişik olaylar? Gerçi orta okullusunuz siz en fazla ne olabilir ki?" Sona doğru kendi kendime mırıldanmıştım. Timur atladı hemen. "Yaşadığım tek olay bugünkü adam dövmemdi valla. Direk meşhur lise ortamına geçmeyi tercih ederim. Böyle aptallarla aynı ortamda durmak sıkmaya başladı." Sözleri ile sırıtmadan edemedim. Bu çocuklar gerçekten zekilerdi. Şimdiden akranlarından üstündüler zaten. Bir de İngilizce ve Rusça'da neredeyse konuşma diline yakın bir şekilde bildikleri için diğerleri ile aralarında olan fark açılıyordu. Gerçi... Öğrenme yöntemleri iyi değildi.

Hatırlama aptal.

Hatırlarsan delirirsin.

Derin bir nefes aldım ve sırıttım. "Eee, Tuana. Yok mu sende bir şeyler?" Tuana dışarı bakarken aynı zamanda hevesli bir sesle konuştu. "Bir tane arkadaş edindim. Sen de gördün zaten. Adı Fatma. Çok iyi bir kız! Onunla edebiyat hakkında konuşabiliyorum! Çok bilgili olmasa da diğerlerinden daha çok şeyler biliyor. Kendimi eskiden diğer kız gruplarının yaptığı sohbetlerde garip hissederdim. Ya dedikodu yapıyorlardı ya da bilmediğim şeyler hakkında konuşuyorlardı. Konuşmak istediğim konuyu söyleyince de garip garip bakarlardı. Ama Fatma garip karşılamadı hatta bana ayak uydurmaya çalıştı!"

Coşkulu bir şekilde anlattığı şeyleri dikkatlice dinledim. Sonunda kendine uygun bir arkadaş edindiği için mutluydum fakat yakında elinden alacaktım. Kaydını aldıracağımı söylemiştim bile. Büyük ihtimalle o kızla bir daha karşılaşamayacaktı. Durmadan yer değiştirdiğimiz için doğru düzgün arkadaş bile edinemiyorlardı. Bu nedenden dolayı gerçekten utanıyordum. Ama onlar beni anlıyorlardı. Nedenini biliyorlardı. Nedenini çok iyi biliyorlardı.

Sonuçta ucu onlara da dokunuyordu.

"Sizi oradan oraya sürüklediğim için üzgünüm." Bunu düz bir sesle söylemiştim. Onlara olabildiğince iyi bir hayat vermeye çalışıyordum. Peki bunu ne kadar becerebiliyordum? Tuana ve Timur'un bana baktığını hissettim ama dışarıya bakmaya devam ettim. Dikkatli bir şekilde insanlara bakıyordum. Tuana mırıldandı, "Neden üzgünsün ki?" Ona dönmedim.

GÖLGE BATAKLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin