•Emir'den•
Öyle bir duygu ile öpüyordum ki onu. Bu, sıradan öpücüklerden değildi sanki. İlk defa bukadar naif'tim. İlk defa onu öperken anı yaşıyordum. Yavaş yavaş. Olsun bitsin diye uğraşmıyordum. Olsun ama bitmesin'di benim derdim. -Derken, kendini bir hışımla geri çekti.
"Napıyorsun ya! Ne sanıyorsun sen kendini!!"
"Feriha-"
"Ne Feriha, ne?! Bu kadar kolay mı zannediyorsun Sarrafoğlu? Ben yaptım oldu, ben dedim olacak. Ben istemezsem barışmıyoruz, ama ben istersem barışacağız mı yani?! Bu mu?! Özür dilerim ama öyle bir dünya yok!! Sen beni istediğin zaman öpemezsin."
"Kabul et, sende özlemiştin.."
"Özledim özlemedim bu seni ilgilendirmez. Sen bana ben istemediğim sürece elini bile süremezsin!"
"Ha daha dün 'ben barışmak istiyorum' diyen sen değildin yani? Ne oldu da fikrin değişti?"
"Aklım başıma geldi! Hani senin şu meşhur kalbin kırılmıştı ya? Aynısı bende de oldu. Sen beni reddede reddede bende bu hale geldim. Hırçınlaştım, benliğimden çıktım. Eski Feriha değilim artık-"
"Farkındayım, eski Feriha değilsin."
"Eski Feriha'yı el birliğiyle öldürdünüz. Sende, annemde. Ne ben eski Feriha'yım, ne de sen eski Emir'sin. Ne olursa olsun bana bakan gözlerin eskiden parladığı gibi parlamıyor. Gözlerinin içi gülmüyor beni görünce. Bu benim kalbimi ne kadar kırıyor biliyormusun?"
"Evet, haklısın. Ne sen eski Feriha'sın, ne de ben eski Emir'im. Ben eski Emir değilim çünkü yoruldum anlıyormusun. Birbirimize yaklaşmaya çalıştıkça birimizden birimiz öyle bir duvar örüyorki aramıza, herşey daha da zorlaşıyor. Neden bunu yapıyoruz birbirimize? Biz düşmanmıyız?"
"Değiliz..."
Dedi başını öne eğerek. Çenesinden tutup yüzüme bakmasını sağladım.
"Ee ozaman bu gözler neden kaçıyor benden? Benim sığınabildiğim, herşeyden kaçtığımda bana iyi gelen tek şey senin yemyeşil gözlerindi. Artık oda yok. Sığınabileceğim hiç bir yer kalmadı. Yok. Olmuyor. Şu boktan hayatta hiçbir şey düzgün, istediğim gibi gitmiyor. Hep bir aksilik! Taşındım, ama sor bi o evde günlerim geçiyor mu diye. Ne kadar istesem de hayatıma eskisi gibi devam edemiyorum. Hep bir boşluk, bir eksiklik, bir sensizlik var.. O sensizliği silip atamıyorum. Heryerde seni arıyorum, herkesin gözlerinde seninki kadar sıcak bakan gözleri arıyorum ama yok, bulamıyorum."
"Ben senden kaçmıyorum ki. Sensin kendini benden uzaklaştıran, benden kaçan. Normal ilişkilerde kız kaçar erkek kovalar ama, bizde erkek kaçıyor kız kovalıyor. İnan bana bu durumdan yoruldum. Aradan zaman geçsin dedin, nekadar zaman olacağını söylemedin. Hep bir bahanen vardı. Ama ben bahanelerden de kaçmandan da bıktım."
"Artık kaçmıyorum, artık burdayım. Yeterki vazgeçmediğini bileyim, ben seni ömrümün sonuna kadar kovalarım. Ama beni sevdiğinden emin olmam lazım. Vazgeçmediğin bir dünya'da yaşamak en kolayıdır bir insan için. Vazgeçilmeyen bir AŞK'ı kovalamak çok daha kolaydır. Şimdi söyle bana, seni kovalamaya değecek mi, hala bir umudum olsun mu, tüm bu yaşananlardan sonra?"
Sustu.
"Susma, bir şey söyle.."
"Hiç bir süphen olmasın, ben seni deliler gibi seviyorum.. Hala eskisi gibi. Eski Feriha'dan geriye kalan sadece sana olan sevgisi."
Dedi sakince. Siniri geçmişti herhalde. Onu tekrar ettim.
"Eski Emir'den geriye kalan da sadece sana olan aşk'ı ve sevgi'si. Ben çok kovaladın, şimdi sıra sende diyorsun yani?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O ses SENSİN! (DÜZENLENİYOR)
Novela JuvenilHiç tanınmamışken, birden tüm Türkiyenin sizi sevmesi nasıl bir duygudur sizce? Ve, hayatınızda ki eğlence yerini hüzün'e bıraksa, ne yapardınız? • "Takımıma hoşgeldin güzellik!" Demişti bana o erkeksi ses tonu ile. "Hoşbulduk!" Dedim bende utangaçc...