Bölüm 13

96 8 0
                                    

Yavuz ile beraber sessiz adımlarla ilerleyip salona geldiğimizde daha birkaç saat öncesinde buradan gidiyor oluşum, içimde bastırmaya çalıştığım duyguların son noktası olurken, öfkemi ve üzüntümü son gücümle içimde tuttum.

Neyse ki beni gördükleri an çocuklar mutlulukla bana doğru koşmuş, Aslıhan'ın ve Selim'in gözleri de mutlulukla parıldamıştı.

"Yazgı gelmiş," diye bağırıyor, gülüyor ve delicesine etrafımda koşuyorlardı. Onların bu haline gülümsedim. Sanki biraz önce üzerine kurşun yağan ben değilmişim gibi. Sanki her şeyden, herkesten kaçmaya çalışırken kaçtığım şeylere çarpan ben değilmişim gibi.

Sadece gülümsedim ve onların mutluluklarının gölgesine sığındım.

Sakince bedenimi üçlü koltuğun en baş kısmına, Aslı'nın oturduğu renkli koltuğa yakın olduğu için, bıraktığımda ne diyebileceğimi bilemiyordum. Çocuklarda uzaklaşıp televizyonun karşısına oturmuş, benden başka bir şeye odaklanmışlardı.

Yavuz da karşımdaki koltuğa Selim'in yanına oturduğunda herkes birkaç dakika boyunca sessiz kaldı. En son sessizliği Yavuz'un sesi bölmüştü.

"Behçet amcadan bir haber var mı?" Diye sordu Selim'e yönelerek.

Evet benim de merak ettiklerim arasındaydı bu soru.

"Evet, konuştuk. İki hafta içerisinde gelmiş olacak, o zamana kadar bu olayın çözüme kavuşacağını düşünüyor ve Yazgı'dan iki hafta istiyor," Dedi Selim, konuşmanın başında Yavuz'a baksa da sonunda bakışlarını bana çevirmişti.

Sakin bir nefes aldım ve dişlerimi birbirine bastırdım. Hayır zayıf gözükmek veya mızmızlanmak istemiyordum. Bu yüzden sesimin titremeyeceğinden emin olana dek sessiz kaldım.

Onların da başka söyleyecek bir şeyleri yoktu ki, bana bakıyor benden bir tepki bekliyorlardı.

Yavaşça ayağa kalktım.

"Ben biraz dinlensem," dedim yavaşça.

"Az sonra gelirim."dedim, ardından da arkamı dönerek merdivenlere yöneldim.

Yorgun adımlarım zorlukla zirveye ulaştığında son bir güçle kendimi odamın içine attım ve yavaşça yere çöktüm.

Her şey alt üst olmuştu.

İnkar etmek istesem de delicesine korkuyordum.

Olanlardan, olacaklardan.

Bugün yanımda Yavuz olmasaydı beni bir böcek öldürür gibi kolayca, önemsizce öldüreceklerdi.

Bugün yanımda Yavuz değil başka biri olsaydı onu da hiç acımadan öldüreceklerdi.

Koray gibi mesela.

Nazlı gibi.

Zihnimdeki düşünceler bana işkence etmeye devam ederken saatlerdir isyan bayrağını çeken midemin önüne geçemedim ve kendimi son anda banyoya attım.

Midemde ne var ne yok çıkartırken, silah sesleri kulağımda uğulduyor, İçimden kötü bir ses herkesin benim yüzümden zarar göreceğini söylüyordu.

Kusmayı bitirdiğimde yavaşça doğruldum ve sifonu çekip üzerimi çıkartmaya başladım. Öylesine mekanikti ki hareketlerim, sanki ruhum çekilmişti de ben ondan geriye kalan bir kabuktum.

Üzerimdeki her şeyden kurtulup kendimi sıcak suyun altına bıraktım ve dakikalar akıp giderken, tüm düşüncelerimi ve korkumu suyun alıp gitmesini diledim.

Gecenin MürekkebiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin