Zihnime geçmişteki kötü anılarım süzüldüğünde derin bir nefes almaya çalıştım ve sırtımı dikleştirdim. Eski hatıraları şu an canlandırmanın bana hiçbir faydası olmayacaktı.
Kısa bir an arkamı dönüp gitmek ile ileriye doğru bir adım atmak arasında bocalamıştım. Benim bu kararsızlığımı fark eden Begüm öne doğru bir adım atarak yanıma yaklaştı ve 'Hoşgeldiniz' diyerek yavaşça bana sarıldı.
"Burada olduğunuzu bilmiyordum," dedim bakışlarımı Bulut'un annesine çevirerek.
"Evet yeni gelmiştim," dedi gizli bir meydan okumayla.
Hiçbir şey olmamış gibi birkaç adım ötedeki koltuğa sakince oturdum.
Bulut'un annesi yani dayımın eski eşi aynı zamanda Koray'ın annesiydi. Ortamdaki sessizliği benim bölmeyeceğimi bildiğinden Yavuz da yanıma gelmiş rahat bir şekilde bedenini yanımdaki boşluğa bırakmıştı.
"Ne içersiniz?" diye soran Begüm'e hafifçe gülümsedim.
"Teşekkür ederim ben bir şey içmeyeceğim."
"Bende," dedi Yavuz da. Bulut'un ne annesinden ne de bizden rahatsız olmuş gibi bir hali vardı, aksine sadece bir an önce gitmemizi ister gibi bıkkın bakışlarla ortamı süzüyordu.
Annesi ile olan bağı yıllar önce koptuğundan olsa gerek kadının ortamdaki varlığı ya da yokluğu onun için aynıydı.
"Buraya Bulut'u çok özlediğiniz için mi geldiğiniz?" diye sordum sesimdeki alay ve aşağılamayı saklamaya gerek görmeden.
"Hayır," dedi aramızdaki soğuk savaşı devam ettirmeye kararlı olduğunu saklama çabasına bile girmeden.
"Aksine baban ile annen olacak o kadının aile şerefimizi lekelemelerine izin vermemek için buradayım," dedi ve arkasına yaslanarak beni yaralamanın zevkini tatmak için hazırda bekledi.
Derin bir nefes aldım ve yüzümdeki alaylı gülümsemenin daha da genişlemesini sağlayarak dudaklarımı hafifçe ıslattım.
"Aile şerefinin bulunabileceği son insan siz değil misiniz? Hani küçücük oğlunu başka bir adam için terk eden siz," dedim ve kelimelerimin güçlü etkisini yüzündeki tüm çizgilerden fark ettim.
"Üstelik tüm bunları yaparken bu adam da aileden başka biriyle evliydi... O nedenle bana bu konuda tek bir söz bile söyleyemeyecek bir pozisyondasınız," dedim ve Begüm'e döndüm.
"Artık birer fincan kahve içebiliriz," dedim. Begüm de hemen yerinden kalktı ve mutfağa doğru ilerledi.
Ortamdaki gerginlikten kaçmak istediğini anlamıştık.
Yüzümdeki gülümsemeyi hiç bozmadan kanepeye biraz daha yerleştim. Karşı bir saldırı bekliyordum fakat kimse sessizliği bozmadı.
Ne kadar zaman geçtiğini bile fark etmediğim halde Begüm kahveleri hazırlamış bizlere servis etmeye başlamışken Bulut'un annesi yerinden kalktı ve gelinine sıcak bir gülümsemeyle baktı.
Begüm'ün bu kadın hakkında ne düşündüğünü hiç bilmiyordum. Sonuçta annesi ile babasının evliliğini ilk yıkan bu kadındı.
Tuhaf bir şekilde kadının gülümsemesine Begüm de ufak bir tebessüm ile karşılık verdiğinde şaşkın bir şekilde yerimde kıpırdandım.
"Gidiyor musunuz?" diye sordu her zaman ki o naif ses tonuyla.
Kadın başını olumlu anlamda salladı ve yavaş adımlarla antreye doğru Begüm ile beraber yürümeye başladılar. Bizden uzaklaştıkça Begüm ile ikisinin bir şeyler konuştuklarını duysam da ne konuştuklarını hiçbirimiz anlamamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mürekkebi
Художественная проза"Ona benzemiyorum," dedim dişlerimin arasından. Beni bu denli sinirlendireceğini düşünmediğinden yüzündeki gülümsemenin yerini şaşkın bir ifade almıştı. "Ona benzemiyorum," dedim inatla, gözlerim dolu bir şekilde. Ardından da öfkeyle gözlerimi yumd...