ÜSTÜNDE NE VAR?
Giriş
2009
Eylül ayının ilk haftasıydı. İstanbul Beykoz Devlet hastanesinin bahçesindeki, gelişigüzel dizilmiş masaların üzerine, çevredeki sayısız ağaçların yaprakları dökülmeye başlamıştı. Hastanenin kapısından çıkan 53 yaşındaki Elvan teyze, iki eliyle sol bacağından tutarak, insanların bakışları arasında topallayarak bahçedeki masalardan birinin önüne geldi. Koluna taktığı bez çantasını masanın üzerine bıraktı ve plastik sandalyeye yavaş bir şekilde oturdu. Bez çantasından sigara paketini aldı. Paketin içinden önce çakmağını, sonra da bir tane sigara çıkarıp yaktı. Sigara paketini tekrar poşetin içine attıktan sonra yanına; kısa boylu, zeytin gözlü bir çocuk; ince belli bardakla Elvan teyzenin önüne geldi. Elindeki çayı masanın üzerine koydu.
- Elvan teyze, çayını getirdim.
dedi gülümseyerek. Elvan teyze önce çocuğa, sonra da çay bardağına baktı. Çayın üzerinde köpükler vardı. İçinden "yine soğuk çay getirmiş" diye geçirdiğinde çocuk Elvan teyzenin yüzüne bakmaya devam ediyordu. Çay tabağından tuttu, kendisine doğru çekti.
- Sağ ol evladım. Boğazım kurumuştu. Sende olmasan bana kimsenin çay getireceği yok.
Çocuk; yüzündeki gülümsemeyi daha belirgin hale getirdi.
- Olur mu öyle şey?! Ben seni çaysız bırakmam teyze. Afiyet olsun.
Sigarasını yakan Elvan teyze başında bekleyen çocuğa,
- Sağ ol evladım sağ ol.
Çocuk masanın başından ayrılmadan Elvan teyzenin göz ve dudak çevresindeki kırışıklıklarına baktı.
- Nasılsın Teyze?
Elvan teyze bu sorunun sol bacağı için sorulduğunu anlamıştı. Sola doğru kaymış bacağını İki eliyle düzeltti.
- İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem bana faydası yok. Ehhh işte diyeyim de sen anla evladım.
Çocuk; başını hafifçe aşağıya doğru indirdi. Elvan teyzenin bacağını bakıyordu.
- Seni yürürken gördüm. Bacağın giderek kötüleşiyor sanırım. İstersen bir doktora görün.
Elvan teyze, çayından bir yudum aldı, sigarasından bir nefes çekti.
- Yapmam gereken daha önemli bir iş var. Onu halledeyim sonrasına bakarım. Yine de sağ ol evladım..
Çocuk bir süre daha bekledikten sonra "afiyet olsun" dedi ve Elvan teyzenin yanından ayrıldı. Elvan teyze, önündeki çaydan bir yudum aldı. Sağındaki hastanenin camlarına kafasını kaldırdı, elindeki sigaranın külün düşene kadar hastaneye doğru baktı. Masanın üzerinde göz gezdirdi ama sigarasını söndüreceği bir küllük bulamayınca, izmaritini yere attı ve ayağıyla ezdi. Kafasını tekrar kaldırdı. Uzun süredir beklediği komşusunun oğlu masasının önüne geldi.
- Elvan teyze, nasılsın? İnşallah geç kalmamışımdır.
dedi ve Elvan teyzenin karşısındaki sandalyeye oturdu. Elvan teyze çocuğun elindeki poşete bakıyordu.
- Yok evladım ne geç kalması. Ben zaten buralardayım. Sen getirdin mi istediğim şeyi?
Çocuk; elindeki poşetten çıkarttığı bebek telsizini masanın üzerine bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üstünde Ne Var? (Kitap Oldu)
General FictionDışarı çıktım, kapının önündeki merdivenlere oturup annemi beklemeye başladım. Hemen karşımdaki ağaç dallarının esen rüzgarla eğilmelerini izliyordum. Rüzgar o kadar sert esiyordu ki; ağaçların dalları yere değiyordu. Sonra bir anda aklıma dedem ve...