Annemle babamın odada daha başka ne konuştuklarını bilmiyorum ama o günü sabahı anneannemin evine gitmek için babamın ayarladığı bir at arabasıyla yine yollara düştük. Yolculuk esnasında annem sürekli ağladı. Birkaç saat at arabası yolculuğunun ardından anneannemin evinin önüne geldik ve at arabasından indik. Annem gözlerindeki yaşları koluna sildi, anneannemin evinin kapısını vurdu. Anneannem kapıyı açtığında bembeyazdı. Aslında anneannem her zaman kar gibi beyaz bir kadındı ama bu seferki beyazlığı daha farklıydı. Gözlerinin içinde korku da vardı. İçeri girdik. Anneannemin keşkeği meşhurdur ve o günde keşkek yapmıştı. Koca koca iki tabak yedim. Bir ara anneannemin,
- Kadın kısmı anasının evinde uzun uzun kalmaz.
dediğini duydum. Ben bu evde çok mutluydum ama annem için aynısını söyleyemem. Dedem, anneannemin evinde kaldığımızı öğrendikten bir süre sonra haber salmış.
- Söyleyin ona geri gelsin, affettim.
Bu lafı duyduğumda anneme,
- O eve gitmeyelim. Kardeşime bakar, aşınızı yaparım. Kovalarla su taşırım ama dedemlere gitmeyelim.
Annem çaresiz bir şekilde yüzüme bakmaktan başka bir şey yapmadı. Köyümüzde dedemden herkes korkardı ve anneannemde bu insanların arasındaydı. Bir gün anneme,
- Kızım, abimi bana iliştirme, git evine.
- Ana, o gavur beni affettiğinden değil, tarlada çalıştırmak için çağırıyor, bilmiyor muyum ben.
Annemin bu sözleri hiçbir işe yaramadı. Abisinin adını her duyduğunda irkilen anneannem, evimize gitmemiz için bize her gün baskı yaptı. Aslında buna "baskı" değil de "kovmak" demek daha doğru olurdu. Birkaç gün sonra dedemin evine geri dönmek zorunda kaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üstünde Ne Var? (Kitap Oldu)
General FictionDışarı çıktım, kapının önündeki merdivenlere oturup annemi beklemeye başladım. Hemen karşımdaki ağaç dallarının esen rüzgarla eğilmelerini izliyordum. Rüzgar o kadar sert esiyordu ki; ağaçların dalları yere değiyordu. Sonra bir anda aklıma dedem ve...