Önceleri ayda birkaç kez eve gelen babam son dört aydır hiç gelmemişti. Sis bulutlarının çimenlerin üzerine kadar uzandığı, şimşeklerin peşpeşe çaktığı bir akşam babam eve geldiğinde annemin yüzü bir anda asıldı. Annem ve babamın arasında bir şeyler geçmişti ama benim o zamana kadar bundan zerre haberim yoktu. Babam evden içeri girer girmez, ne benim yanıma ne de kardeşlerimin yanına geldi. Hemen yatak odasına girdi ve anneme seslendi.
- Feride!
Annem odaya girdi ve kapıyı kapattı. Ahşap oda kapısından içeride ne konuşuyorlarsa duyuluyordu. Annem babama, yukarıdaki köylerden birinde yaşayan bir kadından bahsediyordu.
- Yosmalara uçkur bozuyormuşsun. Kazandığın paralarına onlara yediriyormuşsun?
Odada bir süre sessizlik olduktan sonra babamın anneme bağırdığını duydum.
- Sende kadın olsaydın!
Oda da tekrar sessizlik oldu. Tüm olan biteni anlamadığım halde dinliyordum. Bu sefer de annem babama bağırıyordu.
- Hadi beni bırak, çocuklarımızın aşını o yosmalara nasıl yedirirsin?
- Ben parayı kadına veririm!
Babamın bu son sözünden sonra annemin ağlayabildiğini duyabiliyordum. Kulağımı kapıya iyice dayadığımda ayak seslerini duyunca kapının önünden hızlı bir şekilde ayrıldım ve kardeşlerimin yanına koştum. Gözüm kapıda beklemeye başladım. Annem odadan çıktığında gözlerinin içi kıpkırmızıydı ve için için ağlıyordu. Annemle konuşmaya çalıştım ama buna izin vermeden kardeşim Umut'la ilgilenmeye başladı. Kısa süre sonra da odadan babam çıktı. Önce bana, sonra kardeşim Nevzat'a ve ardından da anneme baktıktan sonra dış kapıyı çarpıp çıktı. Babamı o son görüşüm oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üstünde Ne Var? (Kitap Oldu)
Genel KurguDışarı çıktım, kapının önündeki merdivenlere oturup annemi beklemeye başladım. Hemen karşımdaki ağaç dallarının esen rüzgarla eğilmelerini izliyordum. Rüzgar o kadar sert esiyordu ki; ağaçların dalları yere değiyordu. Sonra bir anda aklıma dedem ve...