Yaz aylarında annemin tarlada çalışmak zorunda olduğunu ve iki kardeşime de benim bakmam gerektiğini bildiğim için ilk önceleri gözleri görmeyen bir kardeşimin olduğuna üzülmüştüm açıkçası. Böyle bir çocuğa nasıl bakılacağıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. En kısa zamanda öğrenmem gerektiğini de biliyordum. Ben onun gözü olacaktım, olmalıydım da.
Annem kardeşimin adını Umut koydu. Bu ismi bende çok sevmiştim. Ne kadar da gözleri görmese de annemin umudu olacaktı. En azından annemin böyle düşündüğünü biliyordum. Ertesi gün dedem annenin doğum yaptığını öğrendiğinde evimize geldi. Kardeşim Umut'a gözlerini dikti. Sanki bir bebeğe bakmıyordu da, ezilmesi gereken bir böceğe bakıyor gibiydi.
- Bu körün adı Halil olacak.
dedi ve çıkıp gitti. Dedemin, kardeşi Halil'le yaşadıklarını köyde herkes bilirdi. Dedemin ilk karısı kardeşi Halil'le kaçmıştı. Dedemde, adı ne zaman geçse küfür ettiği kardeşinin ismini torununa koymuştu. Annem; dedem yanındayken kardeşime Halil, yokken de Umut diyordu.
Aradan birkaç hafta geçmişti ki babam geldi. Kardeşim Umut'u gördüğünde anneme dönerek,
- Sen her kadın gibi çocuk doğuramaz mısın? Biri ölür, birinin gözü görmez!
Annemde, babamın ve dedemin söylediklerine kulak tıkadığı için babamın sözlerini duymazdan gelerek kardeşimle ilgilenmeye devam etti.
Sabaha kadar kardeşimin belli belirsiz ağladığını, annemin de onu uyutmaya çalışırken gösterdiği gayreti hatırladığım gibi bazı geceler babamın da homurdanarak yatağından kalkıp odadan çıkıp gittiğini de hatırlarım. O saatte nereye giderdi bilmiyorum ama sabah erkenden sofranın başına ilk o otururdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üstünde Ne Var? (Kitap Oldu)
General FictionDışarı çıktım, kapının önündeki merdivenlere oturup annemi beklemeye başladım. Hemen karşımdaki ağaç dallarının esen rüzgarla eğilmelerini izliyordum. Rüzgar o kadar sert esiyordu ki; ağaçların dalları yere değiyordu. Sonra bir anda aklıma dedem ve...