{Yazar}
Barkın parmakları arasındaki sigaradan bir nefes daha aldı ve gözlerini yeniden gecenin koyuluğuna bürünmüş denize çevirdi. Oturduğu banktan birkaç adım uzaklıktaki denizin kokusu burnuna geliyordu. Bu güzel kokuyu neye borçluydu acaba? Koku boğazından geçerken hafif yakıyordu orayı. Bunu seviyordu Barkın.
Elindeki sigaranın hafif yanan ateşi arasındaki külleri döktü yere. Yere dökene kadar sönen külleri izledi biraz. Daha sonra yeniden bal rengi gözleri ile denize baktı.
Yalnızlığının biricik dostu deniz... Ne zaman işten çıksa buraya gelir ve zamanını geçirirdi. Kemik gözlükleri ardından denizi izlerdi. Durmayan dalgaları, duramayan meltemi izlerdi. Ama en çok ay ışığının inci gibi süslediği deniz yüzeyini severdi Barkın. Gözleri bazen saatlerce dalardı o ışıltılara.
Kendi kendine bitmek üzere olan sigarasından son kez aldı dumanı ciğerlerine çekti ve havaya saldı. Koca şehirde sahte arkadaşları dışında kimsesi yoktu. Kimsesiz kalmıştı her şeye sahip çocuk.
Geçmiş günleri hatırlayan Barkın yutkundu ve ayağa kalkıp son bir kez denizi selamladı. Işıltılarını ona saçan deniz sanki ona yeniden gelmesini ister gibi bakıyordu. Elindeki sigarayı yere atıp ayağı ile ezdikten sonra taş kaldırımdan asfalt yola geçiş yaptı.
Arabasının anahtarını elini soğuk cebine atarak aldıktan sonra titrek elini cebinden çıkardı ve arabayı açtı.
Soğuk havadan ılık havaya geçen Barkın'ın bedeni bir anda mayışınca birkaç saniye beyninin çalışmasını bekledi ve anahtarı kontağa takıp çevirdi. Tekrar eden gaz basma sesinden sonra arabayı çalıştırdı.
Camı açıp yeniden soğuk havanın kemiklerine işlemesini sağladı. Soğuğu severdi, güzel günleri hatırlatıldı ona. Arabanın hızı dolayısıyla yüzüne vuran soğuk hava ile tebessüm etti. Sevinç dolu bir tebessüm değildi bu, kendine acıyordu.
Lastikler yolda kayarken Barkın gözlerini yola kitlemiş ezbere bildiği yolu gidiyordu. Kafasını dağıtması lazımdı, düşündükçe delirme noktasına geliyordu.
Saatten dolayı boş olan yollardan geçerken yola bakmasına gerek bile olmuyordu genelde.
Neon ışıklar gözlerine çarpınca Barkın arabayı park etti ve kapıyı açmadan birkaç saniye düşündü.
Cidden bunu kendine yapacak mıydı? Cidden yine gidip kendi benliğini ayakları altına mı alacaktı? Niye bunu yapıyordu? Niye sürekli bunu yapıyordu?
Kendinden uzaklaşıp başka biri olmaya ihtiyacı vardı, kendi olmayı yıllar önce bırakmıştı. Kendi kendine kızdı hala düşünüyordu!
Düşünmek senin neyine Barkın?
Kapıyı açtı ve dışarı attı kendini. Beynini boşaltmaya ihtiyacı vardı ve onun için gerekli olan şey buydu. Normal hissetmek istiyordu, normal olmak. Sadece böyle istiyordu, bu günlük de dışlanmamış olmak.
Işıklı kapının önünde bekleyen adam onu tanır tanımaz baş selamı verip kapının önünden çekildi. Barkın ise o kapıya yönelirken aynı şekilde adama baş selamı verdi. Siyah gözlükleri ardından onu izleyen adam Barkın ayağını içeri atar atmaz yeniden kapının önünde beklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız {bxb}
RomanceBarkın kendinden kaçmaya çalışacak kadar aciz biriydi içinde. Ege ise Barkın'a bu yolda yapabileceği en kötü şeyi yaptı. -BxB-