{Yazar}
Son dört gündür araları iyiydi. İyiydi derken, birbirlerini gördükleri zaman selam veriyor ve birlikte yemek hazırlıyorlardı. Bazen de ege oturma odasında dizi izlerken Barkın yanına gelip oturuyor onunla birlikte biraz izliyordu.
Sarılma olayından sonra Barkın iyice kendini geri çekmişti sanırım. Ege'ye hissettirmemeye çalışsa da.
İstemiyordu, istemiyordu işte. Gerizekalının önde gideni olmak istemiyordu. Aptal aptal hisleri istemiyordu. Kaçıyordu resmen. Kendinden kaçıyordu.
Yine.
Ama olsun. En azından birbirlerini görmezden gelmiyorlardı.
Sabah dokuzda Barkın gözlerini ovuşturup esneyerek banyonun kapısını açtı. İçeride Ege birkaç gündür yaptığı gibi yara bantlarını yeniliyordu. Kaşındaki yara biraz ciddiydi sanırım zonklamaya başlamıştı.
Barkın çocuğu görünce "Yardım edeyim mi?" Demişti. Ağzından istemsizce çıkan cümleye karşı Ege biraz durduktan sonra kafasını sallamıştı. Kaşı biraz fazla acıyordu ve kremi kendisi süremiyordu.
Barkın küçük adımlar ile çocuğun yanına ilerledi ve kaşındaki yara bandını nazikçe kaldırıp yaraya biraz baktı.
İltihap kapmış olabilirdi bu yüzden başka bir krem kullanmaları lazımdı. Ege'nın kullandığı kremi bırakıp ecza kutusundan başka bir krem aldı ve hafifçe esmer çocuğun kaşına sürdü.
Ege Barkın bunu yaparken onu izlemekle yetindi sadece. Güzel bir manzaraydı.
İşlem bitince Barkın çocuğun kaşının üstüne baş parmağı ile hafifçe dokunup "Acıyor mu?" Demişti.
Canının acımasını istemiyordu. Hemde hiç. Elinden gelse her işini yapacaktı sanki. Bazen saatlerce odadan çıkmıyordu Ege. Onu merak etmiyor değildi. Odadaki kitapları okuyor veya resim çiziyordu sanırım. Veya geçen gün aralık kapıdan gördüğü kadarıyla tavanı izliyordu.
Ona daha çok vakit ayırmak isterken buluyordu kendini. Ne kadar uzak kalmak istese de sonunda yakınlaşıyordu. Ne kadar uzaklaşmaya çalışsa o kadar yakınlaşıyordu.
"Artık acımıyor."
*
Barkın odasından çıktı ve sıkıntıyla nefes verip hızlıca Ege'nin odasının önüne adımladı.
İki haftaya yakındır arıyordu Ege'yi döven piçleri. Hiçbir şey bulamamıştı sanki gecenin karanlığında hayaletler saldırmış gibiydi çocuğa. Bulmak istiyordu ve bulunca yapacağı şeyler...
Bulması için Ege'nin yardımına ihtiyacı vardı çünkü bir şekilde hiçbir iz yoktu olaydan. Ne bir kamera kaydı ne bir tanık.
Kapıyı çalıp açtığında Ege'nin masada oturmuş bir şeyler çizdiğini görmüştü. Ege yavaşça kafasını Barkın'a çevirince Barkın boğazını temizledi ve "Konuşmamız lazım." Dedi.
Ege gerilmişti. Neden bilmiyordu ama gergindi şu anda. Ne konuşmak istiyor olabilirdi ki? Neden durduk yere konuşmak istesindi ki?
"Peki." Barkın çalışma masasının yanındaki siyah koltuğa oturdu ve etrafa baktı bir süre.
Dağılan hiçbir şey yoktu. Her şey yerli yerinde ve düzgündü. Ege odada sanki yok gibiydi.
"Birkaç hafta önce olanlar. O adamları bulmam için yardımın lazım." Sonunda soruyu sorduğunda Ege önüne dönmüştü. Bu konu hakkında konuşmak için pek hevesli olduğu söylenemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız {bxb}
RomanceBarkın kendinden kaçmaya çalışacak kadar aciz biriydi içinde. Ege ise Barkın'a bu yolda yapabileceği en kötü şeyi yaptı. -BxB-