57*

2.7K 237 239
                                    

{Yazar}

"Gelebilirsin." Dedi Barkın kısık sesi ile. Avuç içleri soğuk soğuk terliyordu.

Ege de aynı tedirginlik ile sandalyeye oturdu. Ne konuşacaklarını az çok tahmin edebiliyordu siyah saçlı çocuğun halinden.

Bu iş bittikten sonrasını konuşacaklardı. Biliyordu Ege, Barkın onu öylece sokağa yeniden salmazdı ama koynuna yeniden almasını da beklemiyordu. Ne kadar iğrendiğini hareketlerinden göstermişti.

Büyük ihtimalle geçmiş günlerin hatrına korunan bir saygı vardı aralarında.

Barkın daha fazla sessizliğe dayanamayıp ağzını açtığında artık geri dönüşü olmadığını biliyordu. Dökülen her kelime uzayda bir yer kaplayacaktı. Dökülen her kelime dahasını da yapacaktı.

"Sen... Hayatımda cidden beni en çok değiştiren kişi oldun. O kadar bağlandım o kadar sahiplendim ki sana olan duygularımı Ege. O kadar sevdim ki seni, seninle birlikte kendimi ve dünyayı, o kadar mutlu ettin ki beni... Gidince aklımı yitirme noktasına geldim. Yeniden-" boğazı o günleri hatırlayınca bir kere daha düğümlendi. Son kez olmasını umdu. Zaten yavaş yavaş kurduğu cümleler kesilince küfür savurdu içinden.

Gözlerini karşıdaki çocuğa çıkarttığında öylece baktığını gördü. Devam etmesini ister gibiydi.

Aylar önce ilk kere ona kendini açtığında nasıl bakıyorsa öyle bakıyordu.

Gözlerini yere çevirdi.

"Yeniden kendimi toparlamak için yapmam gereken şey seni, daha doğrusu sen sandığım birini, bir şeyi suçlamak ona her şeyi yıkmaktı... Senden nefret ettim." Sonlara doğru boğuklaşan sesi konuşmasına izin vermese de cümleyi bitirmişti.

Dolmuş gözlerini dediklerine inanmayarak kaldırdı ve Ege ile buluşturdu kıvırcık çocuk korku dolu bir ifade ile dinliyordu.

"Etimle kemiğimle her hücrem ile senden ve bana yaşattığın iyi kötü her şeyden. Elimden aldıklarından, hiç yaşatmadıklarından, hayalimde dediğin şeylerden... Senden, nefret ettim sırf kendimden etmeyeyim diye ettim."

Titreyen elini çocuğa doğrulttu. Ardından yeniden indirdi. Ege'nin diyecek bir şeyi yoktu konuşmanın sonunda evden kovulmayı bekliyordu artık. Kendinden iğrenmeye başlamıştı. Garip olan şey ise şu ana kadar hiçbir şekilde videonun bahsi bile geçmemişti.

"Ç-çünkü, eğer senden etmeseydim kendimden de edemezdim. Kendimden nefret ettim sırf sana inandım diye değil gitmene izin verdim diye de. Her şeyiyle seni tanıdığım, o günden itibaren her şeyiyle nefret ettim."

Soluklandı. Ağlarken konuşmak zor geliyordu.

"Ta ki nefret ettiğim şeyin sen değil de, gitmene izin veren ben olduğumu. Vicdan azabından ve de beni bırakmandan dolayı rezil hissettiğim için kafamın içinde yarattığım Ege'ye bütün suçu yükleyerek kendimi aklamaya çalıştığımı anlayana kadar."

Gözlerinden yaşlar durmadan akarken devam etti "Bu raddeye gelmek, bu kadar yıpranmak... Seni de yıpratmak... Etrafındaki herkesi mahvetmek istemedim. Yemin ederim- ben, ben böyle olsun istemedim."

Boğazından kaçan hıçkırık onu susturunca utancından yüzünü lleri ile kapattı ve içli içli birkaç nefes çekti ciğerlerine.

Hırsız {bxb}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin