{Yazar}
Gözlerini ovuşturan Barkın telefonuna ulaştı ve saate baktı. Siktir! Bugün ise gitmesi lazımdı Simay dün gece aramız ve toplantılarının olduğunu söylemişti. Yarım saat içerisinde iş yerinde olmazsa hiç hoş şeylerin olacağını düşünmüyordu.
Zaten babasından ona kalan iş yüzünden sağda solda duyduğu dedikoduların üstüne birde çalışmasından ödün verdiği duyulursa iyice sinirleri bozulurdu. Sonuçta şirkette tek sözü geçen şahıs o değildi. Babasının bıraktığı iki ortak daha vardı tabi payları daha az olsa da.
Kendinden yaşça büyük iki ortak aslında severdi Barkın'ı. Çalışkan, disiplinli ve sert olmasını severlerdi. Ve karıya kıza düşkün (!) olması da onu dışarıya tam bir hetero gibi gösteriyordu.
Bunları düşünürken lavaboya girdi ve elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. Aşırı hızlı bir şekilde giyinmek için odasına ilerlerken aklına dank etti.
Ege de onunla gelmeliydi.
Derin bir nefes verip çocuğun kapısını tıklattı. İçeriden gelen ayak seslerinden sonra açılan kapı ile pijamalı Ege elindeki kitabı tutuyordu.
"N'oldu?" Uykulu çıkan sesi ile karşısındaki beyaz tenli çocuğun neden sabahın onunda onun kapısının önünde olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gerçi, o uyanalı iki saat olmuştu ama.
Barkın yutkunduktan sonra "İşe gitmem gerek, uzun süredir evden yürütüyorum işleri ama bugüne birkaç toplantım var."
Ege kaşlarını istemsizce çattı ve en son Barkın'ın ise gidişinde olanları anımsadı. Onu yine mi... Bırakacaktı?
Sonra devam etmesini ister gibi kafasını salladı Ege. Düz saçlı çocuk kapının kenarına yaslandıktan sonra "Sen de gelir misin... Diye soracaktım." Demişti çekingence.
Bu çocuk ona ne yapıyorsa diğer insanlara aslan kesilen Barkın. Çocuğun yanında yeniden kendi oluyordu sanki, veya kedi.
Ege kafasını salladı ve içinde patlayan şeylere karşı dışarıya sadece "On dakika ver bana." Kelimeleri çıkmıştı. Ardından Barkın kafasını sallayıp odasında ilerledi.
Ege ise kapıyı kapatıp dün alınan kıyafetlere kısa bir bakış attı. Ne giyecekti?
Hayır yani gece söylese gideceklerini bir şeyler ayaralardı ama şimdi söylenecek şey miydi? Ne giyince güzel olurdu ki? Veya Barkın'a güzel göz- Of Ege! Giyin sadece.
Hızla kıyafetlerin arasından en resmi olanlarını seçerken diğer odada Barkın kendi kıyafetlerini giyiyordu hızla.
*
Her zamanki araba faslından sonra bu sefer ikisi dışarı çıkmak yerine bir süre otoparkta arabanın içinde durdular.
"Oraya gittiğimizde seni Simay'ın yanına bırakıcam. Bir şey olursa diye telefonun yanında dursun mesaj yazarsın."
Yanındaki çocuğa döndüğünde Ege seğiren gözüne karşı kafasını gayet sakin bir biçimde salladı. Simay lafından sonrasını duyması zorlaşmıştı. Yine mi bu kız diye içinde fırtınalar koparken sadece kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız {bxb}
RomanceBarkın kendinden kaçmaya çalışacak kadar aciz biriydi içinde. Ege ise Barkın'a bu yolda yapabileceği en kötü şeyi yaptı. -BxB-