36*

3.1K 238 164
                                    

{Yazar}

Gözlerini açan kıvırcık çocuk huzursuzca sokulacak göğsü aradı ama yoktu. Tabi, birkaç saniye sonra aklına gelmişti neden olmadığı.

Çünkü onu terk etmişti.

Kafasını koltuğa vurup yaptığı şeye küfür ederken sağa döndü ve uyumak ister gibi yeniden gözlerini kapattı.

Bu debelenmenin sonucunda uykusunun kaçtığını anlayınca mızmızlanarak ayaklanıp tuvaleti buldu ve yüzünü yıkadıktan sonra üstündeki terden rengi değişmiş olan sweatini çıkarıp yerine bir tişört giydi.

Ev kasvetli sarı rengiydi ve odalar daha da boğucuydu. Eşyalar eski olmasa da iğrenç hissettiriyordu esmer tene değer değmez.

Koridordan geçerken basık evden bir an önce çıkmak istediğini anlamıştı.

Vücudu yorgundu, kasları sanki gece dayak yemiş gibi sızlıyor ve kasılıyordu hareket ederken.

Telefonuna ulaştığında Gözde'nin ona verdiği yeni hata mesaj geldiğini gördü. Pek de şaşırmadı mesajın kimden geldiğini gördüğünde.

+05...: Gözde ben

+05...: X yerine git eleman bakıyor

+05...: Evin kirası ve faturalar benden ama yemek ve diğer şeyleri kendin karşılaman gerecek canım

Telefonu kapatıp sıkıntılı bir nefes verdi ve kasvetli evden çıkmak ister gibi hızlı adımlar ile yürürken ceketi de ne olur ne olmaz diye yanına alıp kendini evden attı.

Telefonumu cebine yerleştirirken merdivenlerden indi ve daha ömrü hayatı boyunca bir kere bile gelmediği Bursa'nın sokaklarında çalışacağı yeri aramaya başladı.

Telefonumda ne internet vardı ne başka bir bok ve kötü olan şey ise parası da yoktu. Gözlerini sağda solda dolaştırıp gideceği yeri sormak için birini arıyordu.

Sonunda bir bakkala girip sorduğunda aldığı tariften sonra yürümeye devam etti. Yürürken aklımda sürekli dönen şeyler odaklanmasına gram yardımcı olmuyor hatta yürüme eylemini bile yapamaz kıvama getiriyordu.

Sokaklardan geçti bir sürü insanın, hayvanın ve daha nicesinin yanından. Kimbilir ne dertleri vardı, kim bilir nasıl hissediyorlardı, kim bilir nasıl birilerdi.

Umrunda bile değildi inanın o an aklını doldurup taşıran ve diğer insanların o karmaşasının içinde beyninden fışkıran tek düşünce siyah dümdüz saçların yatağa dökülüşüydü.

İnsan bir şeyin değerini kaybedince anlar ya, şu anda onu yaşıyordu.

Onu deli gibi merak ederken ondan ayrıydı. Yanaklarını şişirip patlattı ve düzensizleşen adımlarını yeniden yayına oturttu ve etrafına göz gezdirip birkaç adım sonra ulaşacağı yeri gördü.

Hızlı adımları ile oraya ilerlerken yoğun hamur kokusu dolmuştu burnuna bile.

İçeri girdiğinde dışarıdan küçük gözüken yerin aslında gayet büyük ve hoş olduğunu anlamıştı.

Saksıların içinden taşan çiçekler ve resmen havada kalmış o hamur kokusu oraya sanki defalarca kere daha gelmiş hissi uyandırıyordu.

Hırsız {bxb}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin