{Yazar}
Kafasını koltuktan sarkıtıp hâlâ bir şekilde bir açık bulmaya çalışan kız bir yanda dursun Simay artık sadece iş arkadaşının ve gerçek hayattaki sayılı arkadaşlarından birinin yani Barkın'ın kendini daha iyi hissetmesi için ona papatya çayı hazırlıyordu.
Uyku getiren bu çay ile birlikte kas gevşetici de verip uyumasını sağlayacaktı, günlerdir neredeyse tuvalete gitmek dışında asla kalmadığı sandalye ve elinden eksilmeyen sigarası sadece fiziksel zararı Barkın'a verse de zihinsel olarak iki kızı da çökertmişti yavaş yavaş.
Tabağa birkaç kurabiye de koyduktan sonra tepsiye hepsini koydu ve dikkatle yukarı kata çıkmaya başladı, sabahın altısı olsa da hâlâ uyanık olduğuna yemin edebilirdi.
İçeriye girdiğinde onu sis dolu bir oda ve yerdeki kırık birkaç şey karşıladı, iç çekip sağlam çalışma masasının üzerine tepsiyi koyup yerdeki kırıklar için süpürge getirmeye gitti.
Herkes rezil durumdaydı. İşe gitmek zorunda olan Simay ikiliyi yalnız bırakmayı bir saniye bile istemiyordu, özellikle de sınırı aniden yükselip bağırıp çağırarak sağa sola saldıran Barkın ve gözüne günlerdir kısa aralıklarla anca uyku giren Selen yan yanayken evde ne olacağını bilemezdi.
Tokası ile saçlarını toplayıp yerdeki vazo ve çerçeve kırıklarını temizledi.
Bu sırada sandalyenin üzerinde bağdaş kurmuş sırtına aldığı pike ve tabiki de elindeki sigarası ile kapalı camın ardında yeni atıştırmaya başlamış yağmuru izleyen Barkın sanki kızın odaya girdiğini bile fark etmemişti.
Gözlerini evinin dışında bulunan binalar, ağaçlar ve hafif gözüken denize dikmiş yaptığı tek şey veya elinden gelen tek şey sigara içmek olmuştu.
Simay odayı süpürdükten sonra büyük cam kırıklarını eli ile topladı ve çöpe attı yerdeki birkaç parça kıyafeti de topladıktan sonra derin ve kasvet dolu bir nefes verip umutsuz vaka gibi gözüken Barkın'ı izledim.
Her baktığında içi paramparça oluyordu. Yardım edememesi ve gözünün önünde eriyip gitmesi yakıyordu kalbini.
Sigara dumanı ile dolmuş odayı havalandırmak için camı açtı ve hâla kendisinin burada olduğundan bi' haber olan Barkın'ın omzuna dokundu.
Gözlerini biraz da irkilerek camdan çeken çocuk dönük gözler ile Simay'a baktı.
"Bir şeyler getirdim ye diye, bir de ilaç getirdim."
Barkın kızın şevkatli ses tonuna aldırmadan kafasını yeniden döndürdü ve sigarasından bir nefes çekip dışarıya yeniden çevirdi gözlerini.
Simay derin bir nefes verip tepsiyi dizlerine yerleştirdikten sonra "Barkın," diye seslendi yeniden gözler ona dönsün diye.
İstediği gibi de olunca Simay çocuğun yanağına uzandı ve hafifçe okşayıp içi burkulurken "Lütfen... Bunları ye. Daha iyi olacaksın." Dedi sessizce.
Kafasını aşağı kızın dizlerine indirdiği de gördüğü tepsinin içinde bir bardak çay, birkaç kurabiye ve bir hap vardı.
Yavaşça tepsiyi titrek elleri ile kızın dizlerinden çekip kendi dizlerine koydu ve çaydan bir yudum alıp kafasını salladı. Ağzından belli belirsiz bir teşekkürler lafı çıkarken Simay gülmeye zorladı kendini ve çocuğun saçlarına ellerini atıp dün zar zor yıkanmasını sağladığı için şimdi yumuşacık olan saçlarda ellerini gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız {bxb}
RomanceBarkın kendinden kaçmaya çalışacak kadar aciz biriydi içinde. Ege ise Barkın'a bu yolda yapabileceği en kötü şeyi yaptı. -BxB-