{Yazar}
Barkın yutkundu. Ölmek istiyorum derken bu kadar hızlı olacağını düşünmemişti. Boynuna bastırılmış bıçağın sahibi arkasından konuştu.
"Ceplerinde ne varsa boşalt." Ne yani? Sonu cidden bir hırsız tarafından mı olacaktı? Boğazı kesilmiş ve cepleri boşaltılmış şekilde çöpten mi toplayacaklardı Barkın'ı.
Böyle ölemezdi.
Ellerini teslimiyet içinde havaya kaldırdı ve motoru sabitleyip asfalt yola ayaklarını bastı. Hâlâ arkasında bulunan çocuk onun vazgeçtiğini sanarken Barkın kaçış yolu arıyordu.
İki yıldır sırf beynini meşgul etsin diye gittiği karate dersleri işe yarayacaktı galiba. Derin bir nefes aldı ve bacaklarının arasından gördüğü bacağa uzandı. Bu işlemi yaparken boynundaki bıçak hafif boynunu sıyırmıştı. O anda kanındaki adrenalinden hissetmemişti akan kanı.
Ani bir hareketle arkasındaki çocuğun bacağını çekti ve yere düşmesini sağladı. Yere acı dolu bir inlemeyle düşen çocuk kafasını motorsikletin tekerine çarpmıştı.
Barkın telaşla arkasını dönüp yerde baygın yatan çocuğu süzdü. Umarım ölmemiştir diye düşünürken çocuğun nabzını kontrol etmek için dizlerini kırdı. Baş ve orta parmağını çocuğun atar damarı üstüne yerleştirince hala nabzının attığını fark etmesiyle derin bir nefes vermişti.
Onu nasıl taşıyacaktı eve kadar? Eğer arabayı alamaya giderse gelene kadar ayılabilirdi. Nedense onu burada bırakmak istemiyordu.
Soğuk ellerini çocuğun vücuduna sardıktan sonra ayağa kaldırdı çocuğu bir elini dizinin altından geçirerek onu kucağına aldıktan sonra yavaş ve emin adımlarla ilerlemeye başladı. Tek isteği çocuğun yolda uyanmamasıydı.
*
Kan ter içinde kalan Barkın elleri arasındaki çocuğu kendi odasına çıkartmıştı. Şimdi tek sorun bu çocuğu nasıl zaptedeceğiydi. Eğer yeniden kalkarsa Barkın'a saldıracaktı. Ve Barkın bir daha ona zarar vermek istemiyordu. Evin ikinci yani onların oldukları katında bulunan eşya dolabından onu zaptetmek için birkaç şey bulabilirdi.
Kahverengi parkelerde hızla koşarak oraya ulaştıktan sonra etrafa göz gezdirdi. Bant, bahçe makası, bitmiş içki şişeleri, kullanılmayan bahçe eşyaları ve halat. İşe yarayacak olan sadece ip ve bant vardı. İkisini alıp odasına yeniden geldi ve yatağa koydu. Çocuğun hala baygın olduğundan emin olduktan sonra çalışma odasına girip dönen deri sandalyesini aldı. Sürükleyerek odaya getirdiği sandalyenin üstüne çocuğu yeniden sırtlanıp koyduktan sonra dumur olmuştu. Nasıl bağlayacaktı bu çocuğu? Yani bundan önce hiç adam kaçırmadığı için nasıl olacağı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.
Mecbur Google da aratacaktı...
Kendini sapık gibi hissederek arka cebinden telefonunu aldı ve aramaya 'How to tie someone with a rope?" yazdı. Bu onun için çok utanç vericiydi.
{Çeviri: Nasıl iple birini bağlarsınız?}
Aralarından en müstehcen olmayan bağlama şeklini bulduktan sonra aynı şeyleri uygulamaya başladı. Elleri bittikten sonra ayaklarına gelmişti sıra. Onları ise ilk önce üstünkörü bir şekilde birbirine sardı ve sonra sandalyenin bacağına sardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız {bxb}
RomanceBarkın kendinden kaçmaya çalışacak kadar aciz biriydi içinde. Ege ise Barkın'a bu yolda yapabileceği en kötü şeyi yaptı. -BxB-