7*

8.4K 619 249
                                    

{Yazar}

Burnuna dolan koku ile gözlerini kırpıştırdı Ege.

Kızarmış ekmek kokusu yavaş yavaş vücudunu ele geçirirken tek gözünü açıp duvardaki saate baktı bir süre.

Neredeyse akşam olmak üzereydi, saat beşe beş vardı ve hava yavaş yavaş kararıyordu. Aşırı fazla uyumuştu sanırım.

Tabiki fazla uyurdu, uyuşturucudan sonra yarı ölü gibi oluyordu genelde.

Üstündeki yorganı ayakları ile aşağı itip doğruldu ve odada gözünü gezdirdi. Karşıdaki şifon yerin üstünde birkaç kıyafet gördüğünde sendeleyerek ayağa kalktı ve başının çatlayacak kadar ağrımasına kulak asmadan eline kıyafetleri aldı.

Bunlar onun değildi, büyük ihtimalle Barkın aşağı inerken giymesi için bırakmıştı.

Üstünde iğrenç bir his vardı kurtulmak için derisini falan yüzmesi lazımdı herhalde. Sanki kafası kocamandı ve beyni her hareket ettiğinde sağa sola çarpıyordu.

Üstüne kıyafetleri giyip tuvalete yöneldi. İçeri girer girmez aklına gelen ilk şey dün yaptığı rezillik olmuştu. Bir kez daha kendinden utanırken yüzüne soğuk su çarptı ve havluya kurulayıp kaderine razı biçimde aşağı inmeye başladı.

Yavaş ve temkinli adımlar ile aşağı inerken burnuna dolan koku iyice artıyordu. Mutfak olduğunu tahmin ettiği yere girince Barkın'ın yemek yaptığını gördü. Barkın'ın. Yemek. Yaptığını. Gördü.

Milyoner adam elindeki kaşık ile bir şeyler karıştırıyordu.

Biri şu adama milyoner olduğunu söyleyebilir mi?

İçeriye yavaşça giren Ege'yi görünce "Günaydın." Diye mırıldandı Barkın. Ege de karşılık verip masaya oturdu.

Masaya karıştırdığı şeyi koyup üstüne yumurta kırdığı ekmekleri tavadan başka bir tabağa geçirdi ve birkaç baharat serpip onu da masaya yerleştirdi.

Çok gösterişli bir sofra değildi. İki bardak kahve, yumurta üstünde ekmek, domates ve sos vardı. Ege en son ne zaman doğru düzgün yemek yemişti acaba?

Barkın yavaşça sofraya oturup "Yemek yapmayı pek bilmem ama, rahatlatıyor." Diye mırıldandıktan sonda önündeki ekmeği kesti. Ege de kafasını sallayıp aynı şekilde ekmeği kesti ve ayıp olmasın diye küçük bir ısırık aldı.

Bu... Dünyada yediği en güzel şey olabilirdi.

"Güzel mi?" Barkın cevabını kesinlikle merak ettiği bu soruyu yöneltince Ege kafasını hızla salladı ve "Çok güzel." Diye cevapladı. Barkın istemsizce mutlu olurken Ege bir çatal daha ağzına attı.

Kahvaltının ortalarına doğru Barkın artık konuşması gerektiğini anlayıp elindeki çatalı bıraktı ve bir yudum su içtikten sonra "Dün gece biraz araştırma yaptım gerçi, gece sayılırsa." Dedi.

Ege de elindeki çatalı bırakıp Barkın'ı dinlemeye başladı. Barkın neye nasıl başlıycağını hiçbir şekilde bilmiyordu.

"Bir tedavi merkezi ile iletişime geçtim. Bize seve seve yardım ederlermiş saat altıda bir randevu ayarladım."

Tahmin ettiği şeyi dememişti. Demek ki farketmedi diye düşündü Ege. Sonrasında kafasını salladı ve bir yudum suyu içti.

"Teşekkür ederim, kuru bir teşekkür değil Barkın cidden teşekkür ederim."

Esmer çocuk cidden Barkın'a minnettardı. Yıllarca kimse onun elinden tutmamış sürekli kötü bir muameleye maruz kalmıştı. Bu yaşına kadar ayda dört veya beş kez uyuşturucu alarak beynini pelteye çevirmiş bir süre sonra ne istediğini bilmez biri olarak çıkmıştı.

Hırsız {bxb}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin