12*

6.9K 452 134
                                    

{Yazar}

Üstünü değiştirmiş Ege deponun lavabosundaki kırık aynadan kendine bakıyordu. Elinde geçmeyen kan lekeleri ve Barkın'ın ona verdiği kıyafetleri değiştirdikten sonra kanlı kıyafetleri koyduğu çanta ona yaptığı şeyi hatırlatıyordu.

Defalarca kez indirdiği yumrukları çıkan kanı adamın dişlerinin dökülmesini. Yanağındaki morluk ve birkaç yerindeki sızı dışında hiçbir şey yoktu sanırım Ege'de. Ama çocuk ciddi anlamda kötü olmuştu.

Peki ya her şeyin durmasını sağlayan kollar? Neden öyle olmuştu demeyecekti bal gibi ortadaydı nedeni. Söylemek istemiyordu. Düşünmek istemiyordu ama ortadaydı. Oluyordu yine işte. İkinci kere oluyordu ve bu sefer daha tehlikeliydi.

Paslı musluğu açıp biraz yüzünü yıkadı ve soğuk suyun yaralarına değmesine izin verdi, iltihaplı kaşı bile umrunda değildi şu anda.

Siktir ya, istemiyordu işte. Offff Barkın başıma tahmin ettiğinden daha çok iş açtın derken kendini duvara dayadı ve bu olanları unutmak için birkaç saniye tanıdı kendine.

Sonrasında kapıyı açıp dışarıda onu bekleyen çocuğun yanına gitti Ege. Barkın geldiğini görünce onu bir süre istemsizce süzdü.

Siyah kot ve üstüne gri dar bir kazak, Barkın normalde bunları arabada yedek olsun diye taşırdı. İyi ki de taşımışım dedi. Çünkü içinde çok güzel görünüyordu esmer çocuk.

"Nereye gitmek istersin?" Barkın Ege'nin direk gözlerinin içine bakarak sorduğu bu soru ile Ege afallamıştı. Ev dışında nereye gidebilirledi ki?

Birkaç saniye bal rengi gözlerden gözlerini alamadıktan sonra gelen soruyu bile unutmuştu "E-efendim?" Diye cevap verdi dalgınca.

Barkın bu sefer çocuğun elinden çantayı alıp "Eve gitmeyelim, seni başka bir yere götüreyim istersen?" Diyip arabaya yönlendi.

Onu ona en çok benzeyen yere götürecekti, her yüzüne baktığında dalmasını sağlayan yere. Esmer tenini okşayan dalgaların en güzelinin ve en sevdiğinin olduğu yere.

Denize götürecekti onu, Ege'den önceki en yakın ve tek arkadaşına. Dalgaların sesine gidecekti. Uzun zaman olmuştu, özlemişti eski dostunu.

Ege itiraz etmedi bu teklife kafasını usulca sallayıp yavaşça arabaya kadar Barkın'ı takip etti ve birlikte bindiklerinde merakla Barkın'a dönüp açıklama bekledi ama Barkın göz teması bile kurmadı Ege ile.

Büyük bir adım atıyordu ve stresliydi. İnsanlar tanıdıklarını bir yerlere rahatça götürürdü ama Barkın sanki onu kendine çekiyordu oraya götürmesiyle. 

Öyle normal bir yere gitmiyorlardı.  Ailesi olmayan çocuğun akıl sağlığını kaybetmemesi için tutunduğu tek dala gidiyorlardı.

*

Geldiklerinde Barkın derin bir nefes aldı. Bir anda geri gitmeyi bile düşünmüştü. Ama dönerse çok saçma ve gereksiz olurdu.

Hem, Ege'ye garip şekilde burayı göstermek istiyordu. Çok bir şey yoktu ortalama bir İstanbullunun her gün görebileceği bir manzaraydı. Ona farklıydı işte. Bazı şeyler hangi tarafından bakıldığında göre değişirdi ya, öyle bir şeydi bu da.

Hırsız {bxb}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin