{Yazar}
İki hafta geçmişti o sıcak ve eğlenceli gecenin ardından. Nasıl bir iki hafta mı? Şöyle anlatayım.
Artık yemeklerde konuşulan konular vardı. Normalde birbirlerini kaçamak bakışlar ile izleyen ikili göz göze gelince gülümsemeyi öğrenmişti. Birbirleri hakkında sorular sormayı, anlatılan şeyi dinlemeyi ve tepki vermeyi de öğrenmişti.
İki hafta içinde Barkın'ın bir kere ise gitmesi gerekmişti. Kısa süren bu gidiş gelişte Ege de tabi onun yanındaydı.
Bir saniye bile gözünün önünden ayırmak istemiyordu çocuğu. Her an gözünün önünde olsun istiyordu onunla konuşmasa bile yan yana olmaları yetiyordu.
Ege şikayetçi değildi. Yanında olmayı seviyordu düz saçlı çocuğun. Kim sevmezdi ki?
Dizi izliyorlardı mesela aksatmadan her gece bir bölüm. Barkın veya Ege patlamış mısır yapıyordu bazı geceler içecek ile birlikte izliyorlardı.
Birbirlerini tamamlamışlardı hem de yapbozun parçaları olarak. Ne eksik ne fazla. Birbirlerine baktıklarında gördükleri tek şey karşıdakinin parlayan yüzüydü. Diğer her yer kapkaranlık oluyordu sanki.
Çok bağlanmışlardı birbirlerine. Ciddi anlamda çok. Öyle ki bazı geceler itiraf edemeseler bile uykuları olduğu halde yataga gitmeden dizinin başında uyuya kalıyorlardı. İkisi de karşı taraftan haberdar olmadan yapıyordu bunu sadece uykuya dalarken gördükleri yüzün onun yüzü olması için.
En kötüsü ise bunları arkadaş karşı tarafın arkadaşça yaptığını düşünüyorlardı. Kendilerine sürekli aynı şeyi söylüyordu ikili. Barkın da Ege de aynı şekilde hissediyordu daha da ilerisini istese de. Yerlerinde sayıyorlardı resmen.
Biri bir adım atsa diğeri koşarak gelecekti ama ikisi de çizgilerin içindelerdi. Korkuyorlardı olacaklardan.
Barkın karşı taraftan çok kendinden korkuyordu. Eğer bir adım atarsa ve vazgeçerse karşı taraf yıkılırdı resmen. Hem, Ege ne kadar aptalı oynasa da siyah saçlı çocuk bir kere birazcık adım atmıştı sanki.
Sınırlarını aşmıştı yıllardır konuştuğunu yüz katı belki bin katı fazladan Ege ile konuşuyordu. Bu yeterli değil miydi?
Değildi.
Ege de kendi aklınca adım atmaya çalışmıştı. Son anda durdursa da kendini çalışmıştı işte. Dizi izlerken neredeyse omzuna başını koyacaktı çocuğun ama sonra aklına yemeklerden birinde bahsettiği 'birisi' geldi.
Birisi kim mi? Barkın'ın çalışırken not defterinin yanına söz yazdığı kişiydi.
Siyah saçlı çocuk ona bir şey göstermek için çalışma odasına gidince Ege'nin gözüne takılmıştı. Barkın defteri acele ile kapatıp 'Birisi aklıma gelmişti.' demişti. Ve sonra da apar topar odadan çocuğu çıkartmıştı.
İşte böyle de ilk adımı baltalamış oldu Barkın kendi elleri ile.
İki haftada ne çok şey yaşanmıştı bakılırsa. Birbirleri hakkında çok şey öğrenmişlerdi. Ev arkadaşı olmuşlardı resmen.
İkisi de korkudan bir gerçeği göz ardı ediyordu. İkisi de karşı tarafın kendilerine karşı bir şeyler hissedip hissetmemesi olayını göz ardı ediyordu resmen. Bunun tek açıklaması da korkaklık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız {bxb}
Storie d'amoreBarkın kendinden kaçmaya çalışacak kadar aciz biriydi içinde. Ege ise Barkın'a bu yolda yapabileceği en kötü şeyi yaptı. -BxB-