Merhaba
Bu bölümde biraz mutluluk ve biraz duygulu şeyler yazdım umarım beğenirsiniz lilayı yazarken baya etkilendim aslında ama sonunda onunda mutlu olacağı günler başlayacak onun dışında Hayat bebeği yazarken baya eğleniyorum :D
Lütfen oylayıp yorum yapmayı unutmayın sizleri seviyorum.
Kucağımda duran Hayat ile hastane koridorunda dikiliyorduk müşahede odasının camından içeriye bakıp muayene olan Yusuf'a gülümsedik. O arbedede dikişleri patlamıştı bu yüzden buradaydık pansumanı vs yapıldıktan sonra muayene ediyorlardı.
"Bak baba orada."Dedim camdan içeriye işaret ederken.
"Baba oyda anne buyda."Dediğinde gülümseyen yüzüm donup kalmıştı o bana az önce anne mi demişti?
"Ba- bana mı dedin?"Dediğimde bakışlarını minik ellerinden çekip konuştu.
"Ebet."Dediğinde ikinci bir şok yaşamıştım bu çocuk gerçekten şahane bir çocuktu insanları şaşırtıyordu bana anne demişti oysa anne ne demek bilmiyordum bile benim bir annem hiç olmamıştı.
Minik kollarını bana sarıp kafasını omzuma yasladığında içimdeki burukluk ve şaşkınlıkla ne yapacağımı bilemez bir halde kalmıştım.
"Anne acıttım ben."Dediğinde tek elimle sırtını sıvazladım.
"Acıktın mı kuşum ne yapsak ki biz sana kantine gidelim."
"Böörek istiyom."Dediğinde güldüm.
"Kız sendeki bu börek aşkı kimsede yok."Dediğimde bu kez o kıkırdamıştı. "Ama ben burada sana börek bulamam kuşum bugün tost yesen yarın sana börek alsak olur mu?"Dediğimde kafasını omzumdan kaldırdı.
"Oluy."Dediğinde gülümseyip yanağını öptüm.
"Aşkımsın sen benim."Dediğimde oda beni öpmüştü.
"Seni çok çebiyorum annecim."Dediğinde yüzümdeki gülümsemem donmuştu, ben sana annelik yapa bilir miydim ki? Anne sevgisi görmeyen annelik nedir bilmeyen birisi olarak sana annelik yapmayı becerebilir miydim ben?
"Bende seni seviyorum anneciğim."Dedim ona sıkıca sarılıp kantine yürürken, içimden bir ses bizim çok güzel bir aile olacağımızı söylüyordu umarım pişman olmazdım umarım pişman etmezdim umarım ona anne olmayı başara bilirdim.
Kantine geldiğimizde görevli adamın yanına gidip bir tane kaşarlı tost istedim birkaç dakikada tostu yapıp verdiğinde masalardan birine oturdum ve Hayatı da sandalyeye oturttum, tostun birazcık soğumasını bekledim istediğim sıcaklığa kısa sürede geldiğinde tostu eline verdim.
"Bir şey içer misin kuzum."Dedim minik sarı saçlarını okşarken.
"Meybe suyu."Dediğinde ayaklandım dışarıdaki küçük meyve sularından alıp parasını ödedim ve Hayatın yanına döndüm, meyve suyunu açıp pipeti taktım ve masaya bıraktım meyve suyunu.
Minik ağzıyla tostu küçük küçük yerken arada tostu masaya bırakıp meyve suyuna uzanıyordu onu izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile birisinin omzuma dokunmasıyla irkildim.
"Yusuf."Dedim korkuyla son olaylardan sonra dengem şaşmıştı.
"Benim korkma, ne yapıyorsunuz?"Dedi ve Hayata bakıp sırıttı. "Ya sen ne yapıyorsun acaba? He sen ne yapıyorsun sen boyun kadar tostu mu yemeye çalışıyorsun."Diye Hayatı nazlatmaya başladığında ikisinin bu halini gülümseyerek izledim.
"Biliyor musun Hayat bana anne dedi."Dediğimde Yusuf şaşkınca baka kalmıştı.
"Aa rahatsız olduysan kusura bakma sonuçta oda kendisine bir anne figürü arıyor ne yapsın."Beni yanlış anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Acılar #wattys2020 TAMAMLANDI
Ficção AdolescenteDemek sende Araf caddesine düştün o halde burada barınmak istiyorsan liderin koyduğu kurallara uymak zorundasın! 1- Tutkuya izin vardır ama aşka asla çünkü aşk aptallıktır! 2- ihanet edenlerin affı olmaz sonu ölümdür. 3- liderin ettirdiği kavgalara...