Bölüm 43 Tutsak

143 8 1
                                    

Multiplayer: ikikardeş çukur
Merhaba

Nasılsınız aşklar? Ben çok iyiyim biraz buruk, hüzünlü, acı bir bölümle karşınızdayım yazarken çok üzüldüğüm neredeyse ağlayacağım bir bölüm oldu.

Neyse size iyi okumalar lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın.

Buse'den

Derin derin nefesler alırken yüzümden sızan teri hissettim, vücudumda gezinen parmakları hissettiğimde midem gerilmeye başlamıştı gözlerimi hafifçe araladığımda babamı gördüm tam karşımdaydı elini bacaklarımda gezdirirken konuştu.

"Uyandın mı kızım."Dedi yüzündeki pis sırıtmasıyla yatakta diklenip hafifçe geriye gitmek istediğimde iki eliyle kalçamdan tutup beni kendine çektiğinde dilim tutulmuşçasına korkuyordum, bana yanaşmaya başladığında korkuyla bağırdım.

"Yaklaşma bana yaklaşma!"

Bir anda yataktan kan ter içinde fırladığımda karşımdaki boş duvara baktım elim hızla atan göğsümün üzerine geldiğinde nefes alamadığımı hissettim.

Kendimi yataktan atıp zar zor camı açtığımda kafamı dışarıya çıkardı ve camın pervazına yaslandım gözlerimi hafifçe kırpıp dışarıya bakmaya başladım derin derin nefesler alırken yüzümdeki teri kolumla sildim.

Ağzıma gelen iğrenç sıvıyla kendimi tuvalete attım içimdeki her şeyi boşalttığımda yüzümü yıkayıp çıktım banyodan odamdan çıkıp mutfaktaki balkona geçtim ve oradaki küçük teras salıncağı tarzı yere oturdum ve bacaklarımı kendime çektim.

2 saat artık sadece kabussuz 2 saat uyuya biliyordum 2 saatin sonunda hep aynı kabusu görüyordum ve aynı şekilde uyanıyordum, baktığım her yerde yaşadığım ağır tacizin izlerini görür gibi oluyordum.

Her şey tam düzelecekken bu kadar kötüleşmesi iğrenç hissettiriyordu, kafamı salıncağın kenarına yasladım ve ayı izledim kızlar beni ve Şeyda'yı çocukların başında bırakıp Arya'yı kaçıran Arasın peşinde düşmüşlerdi.

Hayatın bize gülmeye pek niyeti yoktu anlaşılan gülse bile bize anca götüyle gülerdi zaten, biz kimiz ki acılarında boğulan Araf'ta sıkışıp kalan ruhlarız sadece, bedenimiz ne kadar özgür olsa da ruhumuz içimizde tutsak.

"Keşke hafızamızdaki kötü anıları sile bilen bir makine icat etseler."Diyen Şeyda'ya baktım.

"Uyandırdım mı?"Dediğimde gözlerini belertti.

"Ev sallandı çığlığından."Dediğinde somurttum.

"Yine onu gördüm."

"Kolay değil büyük bir travma seninki, benim de seninki kadar olmasa da var bazı travmalarım."Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Anlatsana?"Dediğimde burukça gülümsedi.

"Beni çocuk gelin yapmışlardı okumak manasında kandırıp evlendirip göndermişlerdi, ben çok mutluydum o eve gelirken çok güzel bir okula gideceğimi zannederken hayatımın kabusunu yaşadım o gece."

"Sonra ne oldu?"

"Onlar benden bir gelin yapmaya çalıştılar ama ben bir çocuktum, ben 3 yıl boyunca her gün salonun camına çıkıp okula gidip gelen çocukları izlerdim."Dedi ve parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Baktılar benden ne bir gelin oluyor ne de uslanıyorum sattılar beni!"Dedi nefret dolan gözleriyle. "O yüzden seni iyi anlıyorum izinsizce bedenine dokunulması nasıl bir his çok iyi biliyorum."Dedi dişlerini nefretle sıkarken.

Derin Acılar #wattys2020 TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin