(Hee-Ran)
Gözleriyle dudaklarımı süzerken dediği şeyle donakalmıştım.Üstelik hâla inceliyordu.
Nefesimi kesiyordu sergilediği her bir tavırla..hafiften öksürdükten sonra keskin bir yüz ifadesiyle ona taviz vermeden:
"Müsaadenizle işimin başına gideyim Bay Kim."
Cümlemi bitirdikten sonra ondan cevap beklemeden yerimde kıpırdanıp kapıyı açınca o da elini çekmiş,yerinde hafiften düzeldiğini hissettiğimde hızlıca kapıdan çıktım.
Dışarıdaki birkaç gözü üzerimde hissetsem de pek aldırış etmeden asansöre binip çıkış kapısının bulunduğu en alt kat'a indim.
Şirketin hemen dibinde kii büyük depo'nun anahtarlarını lobi'den aldıktan sonra depo'nun bulunduğu yere doğru gittim.
Büyük demir kapının deliğine anahtarı yerleştirdikten sonra sürgülü olan kapıyı açtım.Her ne kadar gürültülü bir şekilde açılmış dahi olsa da sıkıntı yoktu henüz.
Karşımda neredeyse 500'e yakın piano'lar duruyordu.Depo'nun içinde ilerlerken topuklu ayakkabılarım yere "tak,tak,tak" diye vuruyordu.
Her bir piano'nun yanından geçerken ellerimi gezdirerek geçiyordum.Hayalini kurduğum o piano'lardan kat be kat daha güzeldi buradakiler..
Bazı pianolar vardı kii bana Taehyung'la yan yana bulunduğumuz o zamanları hatırlatmıştı..Ben o vakitler çok fazla bilmesem de Taehyung benim ellerimi tutup yardımcı oluyordu.O zamanlar aklıma düştüğünden sadece gülümsemiştim zor dahii olsa...
Uzaklara dalıp gittiğim sırada arkamdan beni irkilten bir erkek sesi duydum.
"Bayan Hee-Ran piano'ları temizlemeniz için size malzemeleri getirdim."
İrkildiğim yerden hızlıca arkama dönerek:
"Ohh~teşekkürler Bay Han.."
"Ah~Bayan Hee-Ran buradaki piano'ların hepsini tek başınıza temizleyebileceğinizden emin misiniz?"
"(Gülümseyerek) Eğer Bay Kim bana bu işi verdiyse demek kii temizleyebilirmişim.Lütfen bundan sonrasını bana bırakın Bay Han."
"Pekâlâ, eğer ihtiyacınız olursa beni çağırın."
Usulca kafamı salladıktan sonra Bay Han'ın arkasını dönüp gittiğini görmemle beraber hemen ayaklarımın yanında duran malzemeleri yerde sürüyerek ilk gözüme kestirdiğim piano'nun önüne getirdim.
Çantamı sandalyeye bırakıp, kova'nın üstünde duran bezi içi su dolu olan fısfısla nemlendirdikten sonra piano'nun en üst kısmından başlayıp özenle temizlemeye başladım.
Tellerin gergin ve hassas olması nedeniyle bezi çok yavaş bir şekilde gezdiriyordum..
Tuşlara geldiğimde sadece kuru bir bezle üstündeki tozları aldım.Dikkatsizliğim yüzünden herhangi bir pianoya zarar vermek istemiyordum.
Her bir tuş için fazlaca vakit ayırmak durumunda kalıyordum ve bu ister istemez fazlasıyla yorucu olabiliyordu.
Piano'nun ayaklarınıda güzelce temizledikten sonra, yavaşça yerden kalkıp bezi tekrardan fısfısla nemlendirdim ve piano'nun taburesini temizledim..