(Hee-Ran)
Gözlerim hafif hafif aralanırken karşımda Taehyung'un olduğundan farksız bir şekilde uyandım.
Gözlerimi ovuşturup kendime geldiğim sırada onun karşımda bebek gibi masum bir şekilde uyuduğuna tanıklık etmek içimde değişik duygulara ev sahipliği yapmıştı.
Onun uyanabileceği gerçeğini düşündüğüm an hızlıca yanından kalkıp mutfağa gittim.Kalbim hâla bir değişik atıyordu.Neden böyleydi? Neden o yanımdayken bile ona dokunamıyordum? Ve neden ona bu kadar yakınken bana kendimi bir yabancıymışım gibi hissettiriyordu? Belki de içimde böyle yüzlerce,binlerce ve milyonlarca cevaplanması zor olan sorular vardı..
O sırada farketmeden gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim.İşimin başına dönmeliydim her şeyi unutarak.
Yüzüme zor da olsa bir gülümseme yerleştirerek dolaptan sebzeleri çıkartıp Taehyung'un sabah kahvaltısı için bir tabak hazırlıyordum.
Çay makinesine hazırladığım bitki çayını koyduktan sonra çalıştırmaya başladım.En fazla 2-3 dakikası vardı çayın olması için..
Kahvaltı bıçaklarını masaya yerleştirdikten sonra hemen hazırladığım tabağı da tepsiye yerleştirip masaya koydum.
Çay makinesine yerleştirdiğim bardak hazır hâle geldiğinde alet ötmüş ve hızlı bir şekilde hareket edip aletin düğmesini kapattıktan sonra çay bardağını oradan alıp masaya koydum.
Şimdi sıra Taehyung'u kaldırmaya gelmişti.Ellerimi önümde birleştirmiş yanına kadar küçük adımlarla ilerledim.
"Bay Kim, artık uyanmalısınız."
"Kahvaltı edip çıkmamız gerek."
"Lütfen kalkar mısınız?"
Sesim Taehyung'un kulağını doldururken o yerinde hafiften de olsa kıpırdanmaya başladığında yavaşça yerimden 1-2 adım geriye çekilerek onun uyanıp, kendisine gelmesini bekledim.
"Günaydın Hee-Ran."
"Günaydın Bay Kim."
"Bugün yapacağımız şeyler hakkında bilgilendir beni.."
"Bugün bir reklam çekiminiz var.Ve aile yemeğiniz bulunmakta..Tabii ileri kii saatlerde programınızda bir değişiklik olur mu bilemem ama şu anlık böyle."
"Pekâlâ, sen mutfağa geçip beni orada bekleyebilirsin.Bende üzerimi giyinip geliyorum."
"Peki Bay Kim.."
.....
Taehyung yukarıya çıkarken bende etrafı toplamaya koyuldum.Sanki yüzü farklıydı.Yanaklarının belli kısımlarında kabarcıklar oluşmuş gibiydi.Belki de ben yanılıyor olabilirdim ama muhtemelen aşağıya indiğinde yüzünü daha net inceleyebileceğim bir zaman dilimi yakalardım mutlaka.
Uzunca bir süre sonra merdivenlerin yukarısından küçük bir şarkı mırıldanarak aşağıya inen Taehyung'u farketmemle elimde kii pikeyi koltuğun başlık kısmına koyup ayağa kalktım.
Dün ki olayı olabildiğince aklıma getirmemeye özen gösteriyordum.Ama Jimin'i düşünmeden de yapamıyordum.Sanki dün ki o değilmiş gibiydi.Ben onu her ne kadar kırdıysam o da aynı şekilde yaptığı hareketlerle beni kırmıştı..Taehyung'un bana seslenişiyle derin düşüncelerimden çıktım.