(Hee-Ran)
Belki de onun için unutulması gereken bir ilişkiydi.Sonuçta zarar göreceğimi bile bile böyle bir şey yapıyorsa demek ki onun için artık hiçbir şeydim.
Yavaşça yerden kalkarken dengemi kaybedip tam düşeceğim sırada sağ elimle yeri tutmamla pozisyonumu korumayı başarmıştım.
Önüme düşen saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdıktan sonra buruk bir gülümsemeyle fısıltıyla konuştum.
"Kim Taehyung, kendimi koruyabilirdim ama nereden bilebilirdim ki ismim senin isminle aynı cümlede geçince savunmasız kalacağımı? Özür dilerim seni bu kadar çok sevdiğim için.."
Dış dünyaya dönmemi sağlayan birkaç kızın ayaklarıyla beni yoklaması olmuştu.
"Ya! dilini mi yuttun konuşsana!"
Sol omuzumdaki çantamı iki elimle sıkıca tutarken sessizce:
"Beni bağışlayın kızlar..birdaha görmeyeceksiniz emin olabilirsiniz."
Arkamı dönüp hemen yanlarından uzaklaştım.
.....
Eve giderken garipseyerek beni inceleyen insanları görmemezlikten gelmeye çalışıyordum.
Adımlarımı orta hızda atıyordum.Ne eve gitmek istiyor gibiydim ne de dışarıda kalmak istiyor gibiydim..Kafam karışmış vaziyetteydi..
Herkes çok mutlu görünüyordu benim dışımda..içim buruk olsa da sanırım bazı şeyleri haketmiştim.
Daegu'dan buraya gelmemeliydim.Ama en azından bir gün buralardan gitmek zorunda kalırsam üzülmeyecektim.
Eve ulaştığımda kapıda Jimin'le karşılaşacağımı bilmiyordum, biraz şaşırmış olsam da parkta yaşadığım hiçbir şeyi belli edemezdim.
Jimin hızlıca yanıma koşup sarıldıktan sonra sağ eliyle saçlarımı okşarken konuşmuştu.
"Şükür ki bir şey olmadı sana."
Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi yaparak kafamı Jimin'den çektikten sonra konuştum.
"Bir sorun mu var Jimin?"
Zorla gülümsemeye çalışarak;
"Hayır, sorun yok güzelim hem neden olsun kii?"
"Biraz solgun gibisin belki ben yanlış görmüşte olabilirim, bilmiyorum."
Cümlemi bitirdikten sonra birlikte içeriye geçmiştik..
.....
(Taehyung)
Evde kaldıkça kafayı yiyecek gibi oluyordum.Tüm bu her şeyi yaşarken o nasıl olur da bana kendinden bahsetmezdi..güvenmemiş miydi? ya da korkmuş olabilir miydi?
Kafamda karşılığını bulamayacağım soruları kendime sorarken buruk bir tebessüm bıraktım.
Belki de ben onu her şeyi görmezden gelecek kadar sevdiğim için bütün bunlar yapılmıştı bana..
Şeklini almış olduğum koltuktan yavaşça kalktıktan sonra bahçe kapısından birden giren Jungkook'u görmemle şaşırmıştım.
"Jungkook senin ne işin var burada?"