(Taehyung)
Zarfın içinden çıkan 5-6 polaroid fotoğraflardan belki de daha fazlası ellerimin arasındaydı..
Bir iki adım geriye gider gibi olduğumda hemen yandaki duvara tutundum.
Fotoğraflara iyice bakmaya çalışıyordum.Belki de sadece Hee-Ran'a benzeyen birisiydi..belki de beynimin bana oynadığı saçma sapan bir oyundu..
Bunlar benden önce yaşanmış şeyler olsa da bu kadar ileri gidilmişlikten sonra onun yanında hâla kalıyor olması ne kadar normaldi?
Zarfın içerisine fotoğrafları tekrardan koyacağım sırada birde farketmediğim bir mektup olabileceğini düşündüğüm kağıdı elime alırken fotoğraflarıda fazlalık olmasın diye zarfın içerisine koyduktan sonra ceketimin iç kısmını çiçeklerle birlikte sağ elimle hafifçe açtıktan sonra zarfı ceketimin cebine düşmeyeceğinden emin olarak koydum.
Elimdeki mektubu açtıktan sonra içinde yazılan yazıları okumaya başladım.
"Eğer şuan bunu okuyorsan demek ki mektubum eline ulaşmıştır.Ve eğer bu yazılanları kaldıramayıp yine eskisi gibi kendini odalara kapatacağın günlere döneceksen okuma..
Çocukluk anıları? Küçük kız ve Küçük erkeğin hikayesi mi diyelim yoksa Yalancı kız ve Saf oğlanın hikayesi mi diyelim? Mektubun sonuna geldiğinde buna sen karar verirsin Kim Taehyung.
Hee-Ran senin küçüklüğünde ki kız..muhtemelen bilmiyorsun o zaman yapman gereken bir şeyi daha söylüyorum onun boynundaki sargıyı ya da makyajla kapattığı yarasına bakmayı dene..
O seni biliyordu ama sen bilmiyordun..eğer ilişkide yalan olursa evlilik olmaz.
Taehyung, güzel vakitler.."
Elimdeki kağıdı avucumun içinde buruşturduktan sonra telefonumun çaldığını farketmemle gözlerim doğruca telefonumun bulunduğu yere kaydı.
Cebimden hızlıca telefonu çıkardıktan sonra Hee-Ran'ın aradığını gördüm.
Tam açacağım sırada kapı açıldığında Hee-Ran karşımda şaşkınca gülümseyerek bana bakarken konuşmaya başladı.
"Hayatım! Ne zamandan beri buradasın?"
"Ahh~ yeni geldim..içeriye almayacak mısın beni?"
Sorduğum sorudan sonra kapının önünden hafifçe çekilip sağ elini içeriye gösterircesine açarak;
"Pekâla, hoşgeldiniz efendim.."
Soluk yüzüme yalandan bir gülümseme takınarak içeriye geçtim.
Hee-Ran kapıyı kapattıktan sonra yanıma geldiği sırada elimde kalan çiçekleri ona uzattım.
Çiçekleri aldıktan sonra koklamış bana bakarken gülümseyerek ve heyecanlı bir ses tonuyla konuşmuştu.
"Tae~ bu koku senin değil mi? Ya! çok güzeller tam benim zevkim."
Elindeki çiçeklerle birlikte bana sarıldığında kendimi bir anlığına geri çekmek istesem de ellerimi onun beline sarma gereği duymuştum.
Hee-Ran tam bana sarılmışken gözlerim hafifçe boynuna kayarken o sargının orada olmamasını dilemiştim.
Orada olduğunu görünce gözlerimi sıkıca yummuştum.