(Hee-Ran)
Güneş en tepeye çıktığında,ışıklarını fazlasıyla aydınlık kıldığı an bu durumdan hiç hoşlanmayıp gözlerimi ovuşturarak yatakta mızmızlanarak dönüyordum.
Birkaç dakikalığına etrafı boş bakışlarımla süzerken yatağımdan hızlıca kalkıp öncelikli olarak odamda bulunan banyoya giriş yaptım.
Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra yanımda fazlaca getirdiğim kıyafetlerimden birkaçını çıkarıp yatağın üzerine bıraktım.
Bugün için planımda varolan Han Nehrine gidip güzelce gezmek ve müzik dinleyip Taehyung'u düşünmek vardı.
Etrafa güzel enerjiler yollamak adına açık renkte bir kıyafet giyecektim.Genel olarak toz pembe ve beyaz'ın hakim olduğu renklerdi bunlar..
Kıyafetime şık bir hava katacak olan beyaz ve altın sarısıyla sade bir şekilde süslenmiş olan çantamın zincirlerini omuzlarıma hafifçe bıraktıktan sonra doğruca aşağıya indim.
Jimin bir bebek gibi koltukta uyurken onu rahatsız etmemek adına kapıyı yavaşça açıp kendimi dışarıya attım.
Telefonumdan harita kısmını açıp Han Nehrini arattım.Taksiye binmeyecektim.Çünkü yürümek istiyordum.Onu düşünerek..
Kalbim ve aklım Taehyung'u andığı an aklımdan onun için sayısızca düşünceler geçiyordu.
Acaba bugün için uykusunu güzelce aldı mı?
Öğünlerini atlamadan sağlıklı bir şekilde kahvaltısını yapıyor mu?
Ya da ilham alırken nelerden esinleniyor?
En önemlisi de hafızasının bir yerlerinde yer ediniyor muyum?
Düşüncelerimden arındıktan sonra gözlerimden istemsizce yaşların aktığına şahit olmam çokta uzun sürmemişti.
Yoldan geçen küçük bir kız çocuğu ve tahminimce ondan bir-iki yaş büyük olan bir erkek çocuğuna tanıklık etmiştim.
Küçük olan kız onun için binlerce kızla kavga edebileceğini söylerken ona gülümseyerek bakan oğlan sen benim olacağın için kimseyle kavga etmene gerek kalmayacak dediğinde yanlarına kadar gittim.
İkisinin de başlarını okşayıp birbirlerine sahip çıkmaları konusunda sıkıca uyarıp gitmelerine izin verdim.
Bu iki arkadaş ya da birbirlerini gelecekte de seveceğinden emin olduğum çift bana birden Taehyung'la ortaokuldaki zamanlarımı hatırlamama sebep olmuşken sadece buruk bir gülümsemeyle kafamı yere indirip öylece yürümeye devam ettim.
....
Han Nehri'nde saatlerce oturduğumu fark etsem bile buradan hiç sıkılmamış aksine huzur dolmuştum.
Etrafımı süsleyen pembe ve mor çiçekler âdeta beni daha da hoş yaparken kulağımda çalmakta olan müzik ise Taehyung'u hatırlatıyordu.
Onunla burada vakit geçireceğim zamanlar gelir miydi?
Ya da bu huzur veren yerde onun omuzunda uyuyabilecek miydim?
Kokusunu içime çekip,saçlarını okşayarak onu dizlerimde uyutabilecek miydim?
....
