1.Bölüm

31.6K 767 175
                                    

Herkese merhabalar.

Başlangıç tarihiniz?



Alıntılar

"Ne duymak istiyorsun? Sana yeterince açık oldum Zeynep. Sana sordum derdin ne benimle diye. Tek kelime etmedin. Bir de gelip hesap soruyorsun. Ne istiyorsun kadın? Ne?"

Öfkeyle konuşan genç adam, Zeynep'in susup kendisine bakmasıyla alayla güldü. İşte buna öfkeliydi genç adam. Onun bu suskunluğuna..
Bir şeyler saklıyordu ama ne sakladığını söylemeyip saçma davranışlar sergilediğini düşünüyordu Gökalp.

"Sen sürekli sus tamam mı Zeynep? Böyle devam et. Beni çileden çıkart, sonra da böyle sus tamam mı?"

Sözlerinin ardından arkasını dönüp elleriyle saçlarını sıvazlayan Gökalp'i izledi Zeynep..

Ellerini uzatıp ona dokunmak istedi. Kendisine bu kadar yakın ama bir o kadar da uzak olan adama. Akmak için direnen gözyaşlarına set çekti.

"Ben..." dedi genç kız ama devam edemedi. Kendisine dönen adam onun sözlerinin devamını beklerken; Zeynep onun siyah ve hafif uzun saçlarını, derin bir kuyuyu andıran gözlerini, kemikli ve sert çenesini süzdü. Ansızın sözlerine devam etti. Dudaklarından çıkan sözler önce yüreğini yaktı sonra da dilini..

"Ben bir hata yaptım."

_______________

"Açsan mı artık Zeynep, dondum soğukta."

Benim kapımda soğukta beni bekliyordu. Canımın içi çok romantikti. Yüzümdeki gülümseme daha da çoğaldı.

"Açmayacaksan gidiyorum. Sabaha kadar bekleyemem seni."

Öküz, Odun, Kalas...
Yüzümdeki gülümseme solunca sinirle kapıya tekme attım.

"Git lan! Ben mi dedim bekle diye?"

"Lan mı? Zeynep ağzının ayarı kaçmış. Şu kapıyı aç da ona bir ayar verelim."

______________________________________

Bölüm Başlangıcı

Sonbahar yine ağaçların yapraklarını döküp hafif hafif uçurmaya başlamıştı. Dışarıdaki mis gibi toprak kokusu genç adamın elindeki kahve kokusuna karışmış gibiydi. Derin nefeslerle huzuru kokladı. Belki de artık gitmenin vakti gelmişti. Sonuçta yıllar olmuştu.
Belki de artık vazgeçmişti. Ne olursa olsun diye düşünüyordu artık. Yorulmuştu. Gerçekten çok yorulmuştu. Direnmekten bıkmıştı. Zaten yıllardır farklı bir ülkedeydi. Nereye kadar böyle devam edebilirdi ki? Elbet birgün vazgeçeceklerdi.

Soğuyan kahvesini masanın üzerine bıraktı. Beş yıldır Fransa'daydı. Burada bir düzen kurmuştu ama artık ailesine karşı gelmekten, annesini her aradığında ağlayarak özlemini dile getirmesine dayanamamıştı. Geri dönmeyi neredeyse bir yıla yakındır düşünüyordu. Çalıştığı şirkette tercümanlık yapıyordu ve onlarla beş yıllık sözleşme imzalamıştı. Bir ay önce de bu süre bitmişti. Artık işi bırakıp gidebilirdi ama gidince onu nelerin beklediğini az çok tahmin ettiğinden dolayı hâlâ düşünüyordu. Annesiyle en son iki hafta önce görüşmüş ve babasının çok hasta olduğunu öğrenmişti. Serap Hanım oğluna yalvarmış, gelmezse onu affetmeyeceğini söylemişti. Şimdi de annesi için gitmesi gerekiyordu. Kapının önündeki valizlerine baktı.Buradaki herşeyini toplamış, tek bir şey bırakmamıştı.
Evden çıktı. Çağırdığı taksiye valizlerini yerleştirdi.

NAMÜTENAHİ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin