prologue

792 65 119
                                    

"Servis şoförü hepimizi,evimize girene kadar bekliyor,görüyor ve sonra gidiyor.Okul böyle istemiş."Dedi Jennie elindeki muzlu süte ince ve kısa olan pipeti geçirirken."Ben biraz korkmaya başladım."

Elimdeki matematik kitabının kapağıyla oynarken,"Bende."Diye mırıldandım.

Birkaç hafta önce Han Nehri'nin kıyısında Seojun ölü bulunmuştu.Haberlerde anlatılanlara göre vücuduna giren bir zehir sayesinde , kanama geçirerek ölmüştü.Aslında en başta her şey normaldi.Okulun koridoruna çerçevenin içinde resmi konulup yanına çiçekler dizilmişti.Okuldan ben hariç,herkes yas tutuyordu onun için, hocalarımız bile yüzler bir karış geziyorlardı okulda fakat sonradan bizim okulun arka bahçesindeki konteynırda bulunan bir çift siyah ve deri eldivenlerin üzerinde Seojun'a ait olduğu adli tıp tarafından tespit edilen kan bulununca;tüm gözler öğrenciler,hocalar,idaredekiler hatta kantinde çalışan insanlar dahil tüm okula çevrilmişti.

Aslına bakarsanız ilk söylenildiğinde herkese saçma geliyordu çünkü ,insanlar o konteynırın okulumuzdaki sayısal bölüm öğrencileri tarafından icat edilen ve sadece konteynırın mekanizmasına tanımlanmış parmak izleriyle çalıştığını bilmiyorlardı...Ve tabii ki,o mekanizmaya sadece okulun bünyesi altında olan insanların parmak izinin tanımlandığını.

Yani sokaktan geçen herhangi bir insan o konteynırın kapağını açamazdı.

Bu durumda katil veyahut bu olayla ilgisi olan birisi,birileri bizim okulumuzun içinde rahat rahat geziyordu.Can güvenliğimiz yoktu ama okula gelmeye devam ediyorduk çünkü bu olayla ilgilenen polis grubu bunu istemişti.Eğer aileler çocuklarını bu olaydan sonra okula göndermek istemezlerse de onlara bir kağıt imzalatıyorlardı ve o öğrenciler eğitimlerini internet üzerinden tamamlıyorlardı, yok da yazılmıyorlardı.

Jennie sütünü bitirip boş kutuyu masaya sertçe vurduğunda yerimden sıçrayarak,hatta neredeyse düşeyazarak doğruldum."Ne yapıyorsun Jen?"

"Biz neden okula geliyoruz ya!"Dedi tiz bir sesle.Kahverengi ve bakımlı saçları iki yanından uzanıyordu.Kırmızı kravatı,beyaz gömleği ve lacivert çeketiyle;okul formasının içindeyken bile ultra güzel gözüküyordu ve ben bazen onun yanında kendimi böcek gibi hissediyordum.

"Okula geliyoruz çünkü ,sınav senemiz ve internetten öğrenemiyoruz."Dedim uyuşuk bir sesle.Benim rehavet çökmüş sesime rağmen onun sesi her zamanki gibi gür ve enerjik çıkıyordu.Jennie böyleydi,hep mutlu gözükürdü.Sadece gözükürdü.

"Bugün akşam Incheon'a gitmeye ne dersin?Yeni bir et lokantası açılmış,çok övüyorlar."Yüzünü avuçlarının arasına alıp ,dudaklarını büzerek konuştuğu için kıkırdayarak arkama yaslandım.

"Çıkışta stüdyoya gideceğim."

"Tamam,sen işim bitince beni ararsın bende seni gelip alırım."

"Orada sabahlamayı düşünüyorum."Dediğimde gözlerini olabildiğince açarak inanmamış gibi bakmaya başladı yüzüme."Yarına kadar öğrenmem gereken bir dans var ama çok zor.Kolay kolay halledemeyeceğim gibi"Öyleydi.

Kendimi bildim bileli gittiğim bir dans stüdyosu vardı.Üvey teyzemle beraber kalıyordum,annem ve babam yoktu;teyzemin de ne bir kocası ne de bir çocuğu vardı.Aslında onun çocuğu olmaması beni sevebileceği hissini uyandırırdı hep içimde ama benden nefret ediyordu.Onun başına bela,hayatına engel olduğumu söylüyor;gitmek istediğimde de sert bir dille engel olup beni odaya kilitliyordu.O gerçek ailem olmadığı için ondan rahat rahat para alamıyordum kendi ihtiyaçlarım için bu yüzden de okulun bana verdiği bursu yaklaşık 5 sene boyunca dans stüdyosuna yatırmış, 5 senenin sonunda ise VIP üye olduğum için ve dans hocam beni çok başarılı bulup hep o stüdyoda kalmamı istediği için para ödememeye başlamıştım.Okuldan gelen bursu da kişisel ihtiyaçlarım için harcıyordum.

"Of ! Bir kere de evet de ben sana bir yere gitmeyi teklif ettiğimde."Dedi kaşlarını çatıp ayağa kalkarak.

"Daha dün seninle akşam yemeğine gittik Jen."Dedim ve bıkkınlık,ses tellerimde dans ediyordu.Onun gibi ayağa kalkarak kolumu omzuna attım ve onu tabiri caizse sürükleyerek kantin katından çıkarttım.

"Haberi duydunuz mu ?"Dedi köşede konuşan üç kızdan, kısa saçlı ve kısa boylu olan"Seojun'un sırtında bıçakla kazınmış kocaman bir J harfi varmış."

heyo, yine ben geldim^^
başladığınız tarihi bu satıra bırakın lütfen.
iyi seyirler

mister j ❦ lee taeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin