mister j ❦ lee taeyong

38;

"T-tamam,bekleyin beni 10 dakikaya oradayım."Derken altıma eşofmanımı geçirmeye çalışıyordum.Isabella onayladığını belirten birkaç şey söylediğinde omzum ve kulağım arasına sıkıştırdığım telefonu alıp makyaj masasının üzerine bıraktım ve dolabı açarak ilk gördüğüm yarım atleti alıp üzerimdeki yarım atleti çıkartıp giyindim.Saat 8'de kızlara stüdyoda olmalarını söylemiştim ama şu an saat tam olarak 9.10'du ve aceleden elim ayağıma dolanıyordu.

Kimin yere attığını bilmediğim belimde biten şişme montu giyerek sırt çantama telefonumu ve su şişemi atarak odamın kapısından koşarak çıktım ve tam olarak saniyesi saniyesine Taeyong'da hemen tan taraftaki odasından çıkmıştı ama ben bir saniye bile yüzüne bakmadan direkt olarak önümdeki merdivenlerden inmeye başladım.

Dün gece çok fazla içmiştim,bu nedenle başım patlayacak gibi ağrıyordu ve bu halde dans etmem imkansız olduğu için Amerikan tarzı mutfağa koşarak dolaptan güçlü bir ağrı kesiciyi çıkartıp yarım bardak suyla mideme gönderdim.

"Günaydın.Gel yemek ye."Mutfaktaki masada tek başına oturan Ten bana bakarak konuştuğunda bardağı lavabonun içine bırakıp bedenimi ona çevirdim ve koştuğum için tıkanan nefesimi düzene sokmaya çalıştım."Ne bu gözlerinin hali.İçtin mi sen ?"Diye sordu.

"Ten,bir süper kahramanlık yaparak beni 10 dakika içinde dans stüdyosuna götürür müsün?"Dediğimde çalmaya başlayan telefonumu cebimden çıkartmaya çalıştım.

"Tabii ki prenses."Diyerek sandalyeyi iterek ayağa kalktığı esnada Taeyong mutfağa girdi.

"Gerek yok,ben bırakırım."Dedi Ten'e bakarak.Tam o esnada çalan telefonumu açarak kulağıma götürdüm ve Ten'e dönerek:

"Hadi Ten,kızlar 1 saattir beni bekliyor.Acele et!"Diyerek telefondaki kişiye döndüm."Efendim Emmy?"

Masa ve tezgah arasındaki boşlukta,ellerini eşofmanının cebine sokmuş bir şekilde;kalçasını masaya yaslayarak dikildiği için yanından aceleyle geçerken yanlışlıkla omzuna çarpmıştım ve bozuntuya vermeden kapıya doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştım."Dün gece telefonumun şarjı bitti de,"Yalan söyledim.Dün gece fazlasıyla sarhoştum."Şarj aletim de bozulmuştu.Bu yüzden kızların beden ölçülerini atamadım sana.Telefonu kaptayım 1 dakika içinde hepsini atacağım,söz.Görüşürüz."Diyerek telefonu kapattım ve dizimin üstüne çökerek bir elimle telefondan kızların attıkları beden ölçüleri yazan mesajları Emmy'e iletirken,diğer elimle ayakkabımı ayağıma sokmaya çalışıyordum ama kesinlikle olmuyordu.Bu yüzden de,çoktan ayakkabısını giyip kapının önünden çekilmem için bekleyen Ten,önüme çöküp elimi ayakkabımdan çekerek bana giydirmeye başladı."Teşekkürler."Diye mırıldanırken ise diğer elimi de telefonuma götürdüm ve hızlı mesajları iletmeye devam ettim.

"Yura,yemek ye."Arkamdan gelen Taeyong'un sesine aldırış etmediğim sırada Ten iki ayakkabıyı da giydirdiği için ayağa kalktım ve parmaklarım telefon ekranının üzerinde efsanevi derecede hızlı hareket ettiği için Ten,benim için kapıyı açıp kenara çekildi.

"Teşekkürler."Diye mırıldanıp kapıdan çıkıp merdivenlerden indiğim esnada Ten,"Her şeye teşekkür etme aptal.Hayır sen mi içtin içkiyi,yoksa beynin mi anlayamıyorum şu an."Derken ise bana ayak uydurarak hızlıca arkamdan ilerlemeye başladı.

Garaja giden yolda koşar adımlarla ilerlerken bakışlarım ve tüm odağım hala telefon ekranındaydı.Bir beden ölçüsü mesajını daha Emmy'e iletecektim ki başka biri aramaya başladı ve hızlıca aramayı yanıtlayıp,kulağıma götürdüm."Günaydın Noah Bey."Diye mırıldandığımda garaja girmiştik.

Ten,başıyla kenarda duran Lamborghini'yi gösterdiğinde bakışlarım Taeyong'un Porche'sindeyken o arabaya doğru ilerledim.

"Günaydın Yura.Sahnenin arka panelindeki görüntüler için birkaç örnek hazırladığım istediğin gibi.Bir tanesi tamamen yanan alevlerden,diğeri alev ve dumandan oluşuyor.İkisini de sana gönderdim,yarım saat içinde bana hangisini istediğini iletebilir misin?"