Gözüme vurup,tenimi yakan güneş ışığıyla uyandığımda kış ayında olmamıza rağmen gök yüzünde parlayan güneş ile göz göze geldim.
Sabah saatin 9'u geçtiğini fark edince hafiften doğruldum yatakta.Taeyong yoktu ve muhtemelen aşağıdaydı.
Yataktan kalktığım anda diken diken olan tüylerim sayesinde üzerimdeki iç çamaşırlarımın yeni farkına varıp hemen Taeyong'un odasından çıkıp kendi odama girdim.
Valizden koyu gri ,dar bir kazak ile siyah dar bir pantolon çıkartıp yatağımın üstüne koyduktan sonra tam saçlarımı toplamak için toka arayacaktım ki elim üzerimdeki atlete gitti ve kumaşı burnuma yaklaştırdım.Taeyong gibi kokuyordu ve sanırım bu atleti bir daha yıkamayacaktım.
Kıyafetleri hızlıca üzerime geçirdikten sonra banyoda yüzümü yıkayıp odadan çıktım ve yavaşça merdivenlerden inmeye başladım.
Taeyong mutfak tezgahının önünde duruyor ve önündeki yumurta rulolarını kesiyordu."Günaydın."Dediğimde başını bana çevirip gülümsedi:
"Günaydın,iyi uyudun mu ?"
"Evet,sen ?"Hayatımda hiç bu kadar iyi uyumamıştım.
"Uyuyamadım çünkü , gece boyu horladın."Dedi kıkırdayarak.
Gözlerimi devirip bar sandalyesi tarzı olan sandalyeye oturdum ve kollarımı masaya yasladım."Yalan."
Yumurta rulolarını koyduğu tabağı masanın ortasına koyduktan sonra karşıma oturdu."O tost bitecek."Dedi başıyla,tabağımdaki tostu göstererek.
"Çok büyük bu,bitiremem."
"Hayır,bu sefer bekleyeceğim hepsini bitireceksin."
Kahve bardağını dudaklarıma götürürken arkamızda açık duran televizyondaki haber spikerinin sözlerini duydum,"Dün akşam saatlerinde Güney Kore'nın Kuzey'inde bir dağlık alanda bulunan cesedin, Seoul Eoza Lisesi'nde okuyan Yi Seo'ya ait olduğu tespit edildi.Cesedinin sırt bölgesindeki J harfi akıllara bir önceki Kang Seojun davasını getirirken;İnterpol bu davayı ele aldığını bildirdi."
♤
"İşin içine İnterpol girdiyse işler ciddiye binmiş demektir."Dedi yanımda oturan Taeyong."Tanıyor muydun ölen kişiyi ?"
Gözlerimi kaçırdım.
"E-evet."
Onu da tanıyordum, Seojun gibi.
"Ölen kişilerin aynı okulun öğrencileri olması çok garip."Diye mırıldandı Jae,karşı koltuktan."Veya böyle bir durum olmasına rağmen okulu neden kapatmıyorlar ,karantinaya almıyorlar ?"
Omuz silktim.Haberlerde sürekli J denen kişi dönüyordu ve evet, artık ona katil değil seri katil deniyordu.
"Jennie'nin numarasını verebilir misin ? Onunla konuşmak istiyorum."Dedim ona dönerek.Önce birkaç saniye bir şeyler anlatmak ister gibi gözlerime baktı ama bu sefer anlayamadım, belki bir gün anlarım.
Başını olumsuz anlamda sallayarak,"Olmaz."Dedi.Sağ tarafındaki camdan vuran ışık yüzünü aydınlatıyordu.
"Ne demek olmaz,neden ?"
O sırada Jae ayağa kalkıp evden dışarı çıktı.
"Uzun bir süre hiç kimseyle görüşmemen gerekiyor.Dediğim gibi, tehlikedesin ve onlarla konuşursan onların da hayatı tehlikeye girebilir."
"Sadece tehlikede olduğumu söyledin, nedenini söylemedin."
Bakışları saçlarımda gezindi."Bir gün her şeyi öğreneceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mister j ❦ lee taeyong
Fanfiction❝ Han Nehri kıyılarında cansız bedeni bulunan Kang Seojun'un ,sırtında büyük bir J harfi bulunduğu adli tıptan gelen raporla onaylandı. ❞ ©callmrakiva